Deniz Abidin

UBP,DP Koalisyonunun 4 aylık icraatlarını değerlendirdiği basın toplantısının yankıları sürüyor. Hür İşçi Sendikaları Federasyonu (Hür-İş) Genel Başkanı Yakup Latifoğlu ile Kıbrıs Türk Orta Eğitim Öğretmenler Sendikası Genel Başkanı Tahir Gökçebel, hükümetin 4 aylık performansını Yeni Bakış’a değerlendirdi.

Latifoğlu: "İthalat ve ihracat geriledi"

Hür İşçi Sendikaları Federasyonu (Hür-İş) Genel Başkanı Yakup Latifoğlu, UBP-DP hükümetinin icraatlarına bakıldığı zaman icraat yapıldığının iddia edildiğini, ancak halkın hiç birşey hissetmediğini söyledi. Latifoğlu, ülkede ileriye giden birşey olmadığını belirterek, bugüne kadar yapılan ve gözle görülen tek icraatın suyun belediyeler tarafından kabul edilip halka ulaşmasını sağlamak olduğunu ifade etti. Latifoğlu, geçmişten beri uygulanmakta olan  devletin bütçesinin açık vermemesi ve ek bütçe uygulamasının devam ettirilmesinin yarattığı sıkıntılar olduğunu söyledi.

Yakup Latifoğlu, ülkenin ekonomik sıkıntı içinde olduğunu belirterek, hem ithalatın hem de ihracatın gerilediğini kaydetti. Latifoğlu, insanların bu ülkede geleceklerinde sıkıntı olduğunun çok açık bir şekilde görüldüğünü anlatarak, esas olanın halkın yararına olan icraatların hayata geçmesi olduğunu vurguladı. Latifoğlu, hükümetin geçtiğimiz gün 100 gününü tamamladığını, ancak halkın yararına olabilecek hiçbir icraatı bir vatandaş olarak hissedemediğini belirtti. Latifoğlu, hükümetin kanun gücünde kararnamelerle bir takım kararlar aldığına dikkat çekerek, halkın cebine devletin elinin sokulmaya çalışıldığını söyledi.

"Halkı rahatlatacak bir icraat yok"

UBP-DP hükümetinin bugüne kadar halkı rahatlatacak hiçbir karar üretmediğini ifade eden Latifoğlu, hükümetin yaptığı tek işin devlet gelirlerini artırıcı önlemler çerçevesinde kanun gücünde kararnameyle bazı kararlar alması olduğunu kaydetti.

Latifoğlu, "TÜK konusunda ise toprak ürünlerinin tarımda dengeleyici bir unsurdur. Özel tekellerin yaratılmasına bir engeldir. Ama bugüne kadar açıklananlarla birlikte  ortaya çıkanların neden ortaya çıktığının  sebebi sorgulanmadan böyle bir adım atılması eşitsizliktir. Bu kişiler ne zaman sorgulanacak? Hangi dönemden itibaren sorgulanacak? Bunun açık bir şekilde ifade edilerek sorgulamaların ortaya konması gerekmektedir"

"Seyrüsefer affı yanlış bir uygulama"

Latifoğlu, hükümetin kanun hükmünde kararnameyle seyrüsefer affı getirmesini de  değerlendirerek, şunları söyledi, "Yeni yıldan beri seyrüseferini düzenli ödeyen vatandaşlar var. Bu karar anladığımız kadarıyla devletin akaryakıt üzerinden daha fazla gelir elde edebilmesi için dolaylı vergilerin artırılmasıdır. Bana göre yanlış bir uygulamadır. Seyrüseferden elde edilen gelirin teknik altyapıya aktarılmasının yolları bulunmalıdır. Biz yolları ödemek için seyrüsefer ödüyoruz. Bugün bakıldığında devletin gelirleri genel olarak yedek parçaya gitmektedir"

"Ülkeye yararı olanlar vatandaş yapılsın"

Ülkede son günlerde çok tartışılan vatandaşlık konusuna da değinen Latifoğlu, yıllardır bu ülkeyi vatan kabul edip aile kurup çocuklarını büyüten insanların bu ülkenin insanı olduğunun kabul edilmesi gerektiğini söyledi. Latifoğlu, bu ülkeye yararı olacak insanların vatandaş yapılmasının doğru bir adım olduğunu ifade etti.

KTOEÖS Başkanı Tahir Gökçebel: "Ayrıcalıklı bir kesime hizmet ediliyor"

KTOEÖS Başkanı Tahir Gökçebel ise , hükümetlerin bir takım güçlere hizmet ettiğinin belli olduğunu kaydederek, icraatların ise hemen hemen benzer olduğunu söyledi. Gökçebel, hükümetlerin kamuyu ilgilendiren ciddi bir düzenlemesi olmadığını ifade ederek, varolan ve büyük adaletsizlikler sağlayan yasaları ortadan kaldırma yerine ayrıcalıklı bir kesime hizmet eden kararlar alındığını kaydetti. Gökçebel, hükümet yapanların kendi halkı dışında, özellikle AK Parti ile uygulamaları neticesinde ülkenin Kuzeyi’nin parsellendiği bir durumun yaratıldığına dikkat çekti. Gökçebel, nüfus problemlerinin ve su konusu gibi olaylarda ise dayatmaların söz konusu olduğunu dile getirerek, özellikle muhaceret yasasının dayatılmasıyla birlikte bu ülkenin  suç oranı en yüksek ülkelerden biri olduğunu kaydetti. Gökçebel, ülke kültürünün  yok edecek dereceye getirildiğini anlatarak, seyrüsefer affıyla birlikte devleti resmen soyan ve devletin vergisini ödemeyen kişilere ayrıcalık tanındığını ve ödül verildiğini kaydetti.

"Hükümet halkın hükümeti olmaktan çıktı"

Gökçebel, şunları söyledi, "Seyrüsefer affı ile birlikte vergisini ödeyen vatandaş cezalandırıldı. Hükümet halkın hükümeti olmaktan çıkmıştır. Özellikle AK Parti ne isterse yapılıyor ve Kıbrıs sorunu ile ilgili tavrı da ülke içinde sıkıntı yaratıyor. Kıbrıs Türk toplumunun 80 binlerin meydanlarda ortaya koyduğu irade ortadadır. Ancak bu topluma giydirilmek istenen gömlek başkadır. Kıbrıs'ta hükümet tarafından ciddi bir çözüm çabası göremiyoruz"

"Gelecekte büyük belalarla karşılaşacağız"

Ekonomik politiklarda vergi adaletsizliğinin yaşandığını ve  yasaların uygulanması ile  bir takım ayrıcalıkların sağlandığına dikkat çeken Gökçebel, tüm bunlar  yanında İlahiyat ve Kuran kursu gibi birçok temel sorunlarla  Kıbrıs Türk toplumunun  gelecekte büyük belalarla karşılaşacağını söyledi. Ülkenin güvenliksiz bir ülke durumuna geldiğini belirten Gökçebel, muhaceret yasası ile birlikte çok ciddi önlemlerin alınması gerektiğini belirtti.

"Güvenliksiz bir ülke durumundayız"

Gökçebel, "Silah ticareti, insan kaçakçılığı gibi sorunlar artık bu ülkenin kaderi durumuna geldi. Uyuşturucu ve mafya anlamında güvenliksiz bir ülke durumuna geldik. Bunlar için önlemler alınmalıdır. Özellikle okul çevrelerine dikkat edilmelidir. Ancak hiçbir adım göremiyoruz. Toplanan vergilerin nereye gittiğini bilmiyoruz. Mercedesler alınıyor ama yollar darmadağın, okullar yıkılmak üzere, kadrolar boş, hastaneler kullanılmaz durumda" diye konuştu.

"Kötü tablonun içinde Bakanlar da var"

Çevreyi bir meta gibi yağmalayan ayrıcalıklı bir kesimin olduğunu belirten Gökçebel, bu kötü tablonun içinde Bakanların da yer aldığını kaydetti. Gökçebel, "Kurdukları aile şirketlerinin ve  AKP şirketlerinin  beslendiği bir anlayışla hareket ediliyor. Çevre, deniz, dağlar dahil ülke bir şekilde yağmalanır duruma getirildi" dedi.

"Ankara'nın istekleri yerine getiriliyor"

Gökçebel, ülkede tasarruf ve benzeri tedbirlerle ilgili hiçbir önlem alınmadığına dikkat çekerek, ilgili bakanın yaptığı uygulamaların ve harcadığı paraların toplumun gözü önünde olduğunu kaydetti. Gökçebel, asgari ücretin artırılmasında gösterilen cimriliğe de değinerek,  ne kadar protesto edilse ve karşı çıkılsa bunun önüne geçilemediğini belirtti. Gökçebel, ülkeye dayatılan politikalarda ise hükümetin tamamen Ankara'nın isteklerini yerine getiren bir yapısı olduğunu belirterek, ülke gençliğinin gerici ve yobaz tarikatların eline terk edildiğini kaydetti. Gökçebel, "İlahiyat gibi eğitim sistemine empoze edilen yapının 15 Temmuz darbesi ile ve Ortadoğuda ulaştığı yapı bellidir. Bu görmezlikten geliniyor ve bir şekilde destekleniyor" diye konuştu.

"Hükümet sınıfta kaldı"

Gökçebel, hükümetin icraatlarına bakıldığında ekonomik, sosyal ve kültürel bakımından sınıfta kaldığını söyledi. Gökçebel, tek yanlı medyalara verilen demeçlerin bir anlam talımadığını, kamuoyunun günlük hayatta yaşadığını ve gelecekte de ne gibi değişimlerin yaşadığını şimdiden bilir durumda olduğunu belirtti.