Eniz Orakcıoğlu

8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü dolayısıyla Meclis Başkanı Sibel Siber ve UBP Milletvekili İzlem Gürçağ Yeni Bakış’a açıklamalarda bulundu. Kadının Kıbrıs Türk toplumunda etkinliğinin sadece yasayla arttırılamayacağına dikkat çeken Siber, kadının kamu ve diğer alanlardaki yetersizliğine dikkat çekti.

UBP Milletvekili İzlem Gürçağ da konu ile ilgili olarak yaptığı acıkmasında, her kadının mutlaka ekonomik özgürlüğünün olması gerektiğini vurguladı. Gürçağ, “Kadınlarımızın şiddet yönündeki hak arayışları toplum içerisinde, devlet mekanizmalarında, siyasette kısaca karar alma mekanizmalarının tamamında hak arayışları bir insanlık hakkı arayışıdır” dedi.

Siber: Sorun sadece yasayla çözülmez

Meclis Başkanı Sibel Siber, kadınlarımıza baktığımız zaman olması gereken, algılanan ve bulunan nokta olduğunu belirtti. “Bu mesafelerin arası ne kadar daralırsa ve biz bu arayı ne kadar daraltma çalışması yaparsak olması gerektiği gibi mutlu kadınlar ve mutlu bir eyler göreceğiz” diyen Siber,  “Yaşam kalitesi de buna bağlı olarak yükselecektir. Kadın erkek eşitliğine bir örnek verecek olursak, okulların meclise yaptığı ziyaretlerde öğrencilere 50 milletvekilinden kaçının kadın kaçının erkek olduğunu sorduğumda, aldım cevap 25 kadın, 25 erkek oluyor. Doğal olarak bu cevabı da bu şekilde görmek istedikleri için veriyorlar. Bir kadının siyasette ve üst yönetim mekanizmalarında görünür olmadığı bir gerçektir ve bu konuda üzerimize düşen görevlerden biri Siyasal Partiler Yasasına kadın kotası koymak ve biz bunu yaptık. Sonucunda da bütün siyasi partilerde yüzde 30 kadın kotası oluştu. Bu yapılan yasal bir adım olsa da, bu sorunun çözümü sadece yasal adımla bitmemektedir. Bu konuda bilinçlendirme ve kadınların siyaseti de kendilerine üstlenecekleri rollerden biri olarak görmelerini sağlamak gerekir. Bu konuda yasadan ziyade sivil toplum ve medyaya kadınları daha görünür kılmak için büyük rol düşmektedir” dedi.

“Kadın belediye başkanı yok”

Üst yönetim mekanizmalarında, özel şirketlerde ve kamuda kadını göremediğimizi söyleyen Siber, “Bugüne kadar hale hazırda bir kadın belediye başkanı yok. Aynı şekilde bir kadın siyasi parti başkanı yok. Bunlar artı 50 milletvekilinden sadece 4 tanesinin kadın olması ülkemizde kadın yeri bağlamında ilk göze batan unsurlardır” şeklinde konuştu.

“İyi bir noktada değiliz”

Kadına şiddete de değinen Siber, “Bizim ülkemizde de, bütün dünyada da kadına şiddet ve kadın cinayetleri maalesef hala devam ediyor. Dolayısıyla bu konuda da yasal olarak önleyici tedbirlerin alınması gerekmektedir. Bu doğrultuda da Ceza Yasasının daha da etkin olması şarttır. Geçtiğimiz yıl Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Dairesi kuruluş yasasını geçirmiştik ve bunun kurulması, Teşkilat Yasasının olması ve iyi bir planlamayla kadınlara ulaşabilmesi çok önemli. Bunların yanında Veraset Yasasında da kadınların mağduriyetleri söz konusu, bir eş öldüğü zaman mirastan çocukları eşit düzeyde pay almıyor. Bütün bunlarla ilgili yasal düzenlemeler yapılmalıdır. Kısacası bugün kadın hakları ve kadının olması gereken yer konusunda çok iyi bir noktada olduğumuz söylenemez, ama bu iyi noktayı yakalamak için hem devlet, hem birey, hem de sivil toplum hep birlikte çalışmalıyız” diye konuştu.

“Sığınma evi çok önemli”

Son olarak Kadın Sığınma evi konusuna da değinen Siber, şunları söyledi; “Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Dairesinin görevlerinden bir tanesi de Kadın Sığınma Evidir ki bu konuda da çalışma yapıyorlar. Geçtiğimiz günlerde bu konuda bir sunum yaptıklarını biliyorum. Sığınma evinin varlığı toplumda çok önemli olmakla birlikte, şiddet gören kadın sığına bileceği, kendisini koruyabileceği ve devletin kendisini koruyabileceğine inanması çok önemli bir noktadır. Bizim bunu mutlak sağlamamız gerekir, bu konuda bir yasal adım da atılmıştır.”

Gürçağ: Kadının ekonomik özgürlüğü olmalı

UBP Milletvekili İzlem Gürçağ da Yeni Bakış’a yaptığı açıklamada her kadının mutlaka ekonomik özgürlüğünün olması gerektiğini vurguladı. “Kadınlarımızın şiddet yönündeki hak arayışları toplum içerisinde, devlet mekanizmalarında, siyasette kısaca karar alma mekanizmalarının tamamında hak arayışları bir insanlık hakkı arayışıdır” diyen Gürçağ şunları söyledi:

“Kadınlarımızın şiddete maruz kalmamaları gerekir ifadesi aynı zamanda hem çocuk, hem de erkekler içinde geçerlidir. Şiddet denildiğinde ilk akla gelen fiziksel şiddet olsa da şiddet sadece fiziksel şiddetle sınırlı değildir, bunun yanında ekonomik ve psikolojik şiddet de şiddetin bir türüdür. Hem KKTC’de hem de dünyada her birey mutlaka hayatında bir kez olsun bu şiddet türlerinden birine maruz kalmıştır. Biz bunları hiçbir zaman yaşamak istemesek de, maalesef ki hayatın içinde gerçekleşen olgulardır.”

“En önemli nokta eğitim”

Kadın hakları ve kadına şiddet noktasında yasaların, kanunların ve caydırıcı önemli olduğunu vurgulayan Gürçağ, “Yalnız yasa, ceza, basık ve korkutma yeterli değildir. Burada en önemli nokta eğitimdir. Erkeklerimizin kadınlara, insanımızın bir birine saygısının egemen olması gereklidir. Çocuklar ise bizim geleceğimizdir den yola çıkarak ilk bağlamda onlara bu konulardaki eğitimi evde vererek, ebeveyniler olarak onlara iyi modeller olarak onları yetiştirmeliyiz. Aynı şekilde şimdiki çocukların anne ve babalarından aldıkları sağlıklı eğitim ve iyi modeller gelecekte çocuklarınızın çocuklarına ve nice nesillere yayılarak sağlıklı bir nesil, bilinçli bir toplum yetiştirebiliriz” şeklinde konuştu.

“Uğradıkları şiddeti seslendirmekten çekiniyorlar”

Kadına şiddeti ele alan Gürçağ, ülkemizde kadına şiddetin mevcut olduğuna dikkat çekerek, “Şiddete uğrayan kadınların birçoğunun uğradığı şiddeti seslendirmekten çekiniyor. Şiddete uğrayan kadının polise gidip hakkını aradığında ve şikayet ettiğinde, polis tarafından çağrılan şiddet uygulayan kişi ki genellikle bu kadının eşidir, polis tarafından ikaz edilip evine gönderiliyor. Bu ikaz sonucu kadın evinde 2-3 kat daha fazla şiddete maruz kalıyor. Bu nedenden dolayı da kadınımız hakkını aramaktan çekiniyor” diye konuştu.

“Sığınma evi yetersiz”

Sığınma evi konusunda yetersiz olduğumuzu belirten Gürçağ, “Şu andaki sığınma evi tamamen gönüllülük esasına dayandırılarak hizmet vermektedir. Zaman zaman ziyaret ettiğim sığınma evinde istismara ve şiddete uğrayan kadınlarımız barındırılmaktadır. Fakat orası da ilelebet kadınlarımızın yaşamını sürdüreceği bir mekan değil sadece bir istasyondur. Bu sebepten de kadının ekonomik özgürlüğü çok önemlidir. Kadın ister evinde el işi ve benzeri işler yaparak, ister dışarda çalışarak mutlak parasını kazanmalı, toplumsal yaşama çalışarak etkin katkı koymalı, kadın toplumun içerisinde yer almazsa o toplum üretken değildir. Kadın toplumda yer almazsa o toplum medeni değil ileri değildir. Hem KKTC, hem de dünyadaki emekçi kadınların mücadelesine yürekten destek veriyor, mücadelelerinde nice nice zaferler diliyorum.”