Deniz Abidin

Ekonomist Ünal Akifler, Türkiye'deki darbe girişimi sonrasında dövizde çok fazla yükselme beklenmesine karşın bunun gerçekleşmediğini söyledi. Akifler, "Bana göre döviz patlamadı. Olan olaylar ve belirsizlik nedeniyle Türkiye'de disiplin olmasaydı döviz çok daha kötü noktaya gelebilirdi" diye konuştu. Akifler, belirsizlik ve iç karışıklığı durumunda Türk parasının değerini yitirdiğini, derecelendirme kuruluşlarının da Türkiye'nin notunu düşürmesinin normal olduğunu söyledi. Türkiye'nin masraflarının çoğaldığını, riske girdiğini ifade eden Akifler, bu kadar masraftan sonra düze çıkmasının ne kadar zaman alacağının belli olmadığını kaydetti. Akifler, son günlerde Türkiye'de yaşanan olayların hacminin büyük olduğuna dikkat çekerek, buna karşın yaşanılanın aslında pek de döviz patlaması sayılamayacağını belirtti.

"Buna patlama denmez"

Akifler, şunları söyledi, "Bülent Ecevit zamanında ben çok daha kötüsünü gördüm. Bir gecede yüzde 40 devalüasyon gördüm. Darbe girişimi başladığı an bana sorulsaydı dolar 3,50'ye çıkacak derdim. Bunu ben bir patlama değil, Türkiye'nin ekonomi yönetimine bir kredi gibi gördüm. Demek ki ipler ellerindedir ki yükselme az oldu. Düşünün ki İngiltere'nin  AB'den çıkma durumu oldu ve sterlin yüzde 20 değer yitirdi. İngiltere'nin içinde Türkiye'deki gibi bir kargaşa olduğunu varsayarsak bu miktar çok daha fazla olurdu. Yani döviz beklenenden çok daha az yükseldi. Buna da patlama denilemez"

"Daha yüksek faiz istenecek"

Akifler, Uluslararası Kredi ve Derecelendirme Kuruluşu S&P'nin Türkiye'nin BB+ olan notunu BB'ye düşürmesiyle Türkiye'ye kredi verecek olanların daha yüksek faiz isteyeceğini belirtti. Akifler, riski karşılamak için yüksek faiz isteneceğini ya da verilmeyeceğini ifade ederek,  Türkiye'nin mevcut gelişmeler karşısında çok da fazla geriye gitmediğini söyledi. Akifler, "Doğal olarak Türkiye'yi yönetenler bu duruma kızacaklardır. Bunun nedeni Türkiye'ye maliyet getirecek olmasıdır. Sağlamlık önemlidir. Sağlamlık derecesine göre faiz verilir. Sağlamlılık fazlaysa banka daha az faizle kredi verebilir. Bunu da şirketler arası derecelendirme grupları yapar. Bu Türkiye'nin elbette aleyhinedir, bunu kızacaklardır"şeklinde konuştu. Akifler, Türkiye'nin  uluslararası kuruluşlardan  daha zor borçlanacağını ve daha çok faiz ödeyeceğini belirterek, eskisi gibi borcunu geriye dönük ödeyip ödeyemeyeceğinden emin olunamayacağını kaydetti.

"Türkiye'nin eğitim potansiyeli yok"

Akifler, Türkiye'nin büyüklüğü, AB'ye yakınlığı, suyu ve toprağı ekonomik potansiyelinin  çok yüksek olduğunu belirterek, buna karşın eğitim potansiyeli için bunları söylemenin mümkün olmadığını vurguladı. Türkiye'nin eğitim potansiyelinin olmamasının ekonomiyi olumsuz etkilediğini ve verim alınamadığını dile getiren Akifler, şunları söyledi, "AKP ekonomiyi iyi idare ederdi.  Yol yaptı, köprü  yaptı, yatırım yaptı, enflasyonu düşürdü. Bunlar güzel şeyler. Ancak en üst makamdan bir açıklama gelir ve bir anda dengeler altüst olur" dedi.

"Ekonomik ve politik yönünü iyileştirmeli"

Akifler, "Türkiye ekonomik ve politik yönünü iyileştirirse, adalet ve hürriyeti geliştirirse ve eğitime ağırlık verirse daha iyi yerlere gelebilir"diye konuştu. Türkiye'nin okullar açması ve sorgulanabilir bir eğitim sistemi yaratması gerektiğinin altını çizen Akifler, potansiyeli yüksek bir ülke olan Türkiye'nin gelişmiş diğer ülkelerin konumuna gelebileceğini söyledi.