Ceren ERCİH 

Çevre ve Doğal Kaynaklar Bakanı Hakan Dinçyürek, Asrın projesi ile adaya gelecek olan su çalışmalarının en geç 4 ay içerisinde biteceğini belirtti. Erçin Şahmaran’ın sunduğu Gündeme Bakış programının konuğu olan Dinçyürek, çevre sorunlarına da değindi AKSA’nın filtre takmak için 15 Aralık’a kadar süresi olduğunu hatırlatan Dinçyürek, Teknecik’de de aynı sorunlar olduğunu hatırlatarak ‘iğneyi kendine çuvaldızı başkasına’ dedi. 

“İĞNEYİ KENDİME ÇUVALDIZI BAŞKASINA BATIRMAM LAZIM” 

Halkın sağlığıyla daha fazla oynanmaması gerektiğini belirten Dinçyürek, “Aksa şuanda filtreyi takmak üzere çalışmalar içerisindedir. Bakanlığın çevre koruma dairesi yakinen takip etmektedir. İlk fırsatta bende gidip yerinde bilgi alacağım. Yapılan çalışmalara bütünlüklü bir çalışma olarak bakmak lazım. Yakıt kalitesinin iyileştirilmesi lazım. Filtre konması lazım ve filtre konduktan sonra biz esas ölçümleri yapacağız. Filtreye rağmen ne kadar fayda etti diye” şeklinde konuştu. AKSA’nın filtre takmak için az bir zamanı kaldığını hatırlatan Dinçyürek, “AKSA’nın filtreyi bitirmesi için 15 Aralık’a kadar bir süresi var. Bizde onu yakinen takip ediyoruz. Amaç üzüm yemek, bağcıyı dövmek değil. Yani amacımız ilgili yatırım sahibini mağdur etmek değil, toplum sağlığının en az etkilendiği ortamı bu ülke insanına yaşatmaktır.”Dinçyürek, Teknecik’de de aynı sorunlar olduğuna değindi ve şunları kaydetti:“ İğneyi kendime çuvaldızı başkasına batırmam lazım. Eğer toplum olarak KIB-Tek bizim kurumumuzdur, yaşatacağız diyorsa filtresini, bacasını, yakıtını da konuşmamız lazım” dedi. 

“SUYU BİZ YÖNETECEĞİZ” 

Gelecek olan su hakkında açıklamalarda bulunan Dinçyürek, kafalardaki birçok soru işaretini giderebilecek açıklamalarda bulunarak şöyle dedi:“Suyu tabi ki biz yöneteceğiz. Suyun yönetimi ile ilgili bir yasa çalışması yapıyoruz. Birkaç hafta içerisinde bakanlık bünyesindeki çalışma bitmiş olacak ” diyerek gelecek olan suyun yönetimini ele alacaklarını bunun için ciddi bir hazırlık içerisinde olduklarını ise şu sözlerle ifade etti: “Suyun nasıl yönetileceği ile ilgili tavrımız ortadadır. Suyla ilgili bir üst yönetim kuracağız ve bunlar su politikalarını yürütecekler.” 

“SUYUN YÜZDE 50’Sİ KULLANMA VE İÇME SUYU OLACAK” 

Adadaki suyun yalnızca Türkiye’den gelecek su olmadığını Kıbrıs’taki su kaynaklarının hepsine bütüncül bir şekilde yaklaşılması gerektiğini aktaran Dinçyürek, şunları kaydetti: “Suyu bir bütün olarak görmeliyiz. Birincisi Türkiye’den gelen su, Kıbrıs’ın yeraltı su kaynakları, yüzeye doğru biriken gölet ya da barajlarda olan su rezervleri ve yağmur direnaj sistemleri.Türkiye’den gelen suyun kabaca yüzde 50’si içme ve kullanım suyu olarak hanelere dağıtılacak. Ülke genelinde bir kanalizasyon sisteminin devreye girmesi ve bu suların bir yerde birikerek belirli işlemlerden geçip tekrar üretime dönük kullanımın yolunu açmalıyız. Bunlar bizim öncelikli hedeflerimiz.” 

“60-65 İŞ GÜNÜ İÇİNDE PROJE TAMAMLANIR” 

Dinçyürek, suyun geliş tarihinin hava şartlarına bağlı olduğunu da kaydederek şunları söyledi: “Suyun gelişi ile ilgili tam zaman vermek mümkün değil. Suyun buraya gelişi, deniz geçişinin tamamlanmasıyla ilintilidir. Deniz geçişinde iklim ve hava şartları etkilidir. Bir aksilik çıkmaz ise bu proje 60-65 iş günü gibi bir sürede tamamlanabilecek bir durumdadır. Bu projenin 4 ay sonra tamamlanması olasıdır.” 

“KABLO İLE ELEKTRİK GETİRMEK ÇEVRE DOSTU BİR PROJE” 

Su kadar çevrenin de önemli olduğunu hatırlatan Dinçyürek, her şeyden önce bir hekim olduğunu ve insan sağlığını göz ardı edemeyeceğini belirtti. Dinçyürek; “Su ötelenemez bir projedir. Bu demek değildir ki çevre sağlığı, insan sağlığı ötelenebilir. Çevrenin yaşanılabilir bir şekilde korunması ve düzenlenmesi bizim öncelikli hedefimizdir. Ben her şeyden bir hekimim yıllarca insan sağlığıyla uğraştım. İnsan sağlığını tehdit edecek herhangi bir durumun, projenin adı ne olursa olsun söz konusu olamaz. Çevreyi kirleten her iş yeri, her müessese bizim için eşit derece tedbir almamız gereken bir konudur. Bu pencereden baktığımızda elektrik santrallerinin bacaları da aynı şekilde vazgeçilmez hassasiyetimizdir. Bunların tek tek ele alınıp rebabilere edilebilmeleri belki yapılacak başka mega projeler ile giderilebilir. Kablo ile elektrik getirmek çevre dostu bir projedir ” diyerek sözlerini tamamladı.