Deniz Abidin

TÜRK-SEN Başkanı Arslan Bıçaklı, ülkedeki son siyasi gelişmeleri değerlendirdi. Bıçaklı, siyasi partilerin her ülkede olduğu gibi yönetime talip olduklarını belirterek, seçilmeleri durumunda ülkeye neler yapacaklarını seçim öncesi programlarına yazdıklarını söyledi. Bıçaklı, bunun sonucunda bu kitapcıkların incelendiği ve ona göre seçimde oy kullanıldığını anlatarak, özelleştirmeyi örnek gösterdi. Bıçaklı, Meclis'e özerkleştirme için yasa tasarısı sunulduğunu hatırlatarak, özelleştirme yasasının iptal edilmesi için Anayasa Mahkemesine başvurulduğunu, Göç Yasası'nın da kaldırılacağı yönünde sözler verildiğini belirtti. Bıçaklı, Göç Yasası olarak ifade edilen yasa yüzünden gençlerin adayı terk ettiğini vurgulayarak, CTP'nin bu şekilde seçildiğini ifade ederek, seçilir seçilmez ertesi gün ağlamaya başladığını dile getirdi. Bıçaklı, seçildikten sonra "şimdi konjektör değişti, 13.ncü maaşları ödemek için para gerekir, bunlar üç günde olmaz, arkadaşlar üzerinde çalışır" gibi söylemlerle de gittiklerini kaydetti.

"Sorunlara çözüm üreterek oraya oturun"

Bıçaklı, "Bulursun, bulacaksın canım"dediğini hatırlatarak, bu söylemleri üzerine bazı kişilerin kendisine küstüğünü belirtti. Bıçaklı şunları söyledi, "Ne diyecektim. Ersin Tatar , Bıçaklı size canım dedi, küstünüz. Keşke bana canım deseydi demiş. Siyasiler ülkenin yönetimine gelirken seçim zamanı vaat edilenleri yapmak zorundadırlar. Mazaret üreteceksen, bana oylarımı geri vermek zorundasın. Siyasiler ülkenin sorunlarını bilmelidir.  Bilmezlerse nasıl talip oluyorlar. İşte biz geldik ve enkaz bulduk gibi söylemlerde bulunanları dinlemem canım. Siyasiler, ülkenin sorunlarına çözüm üreterek oraya oturacaklar"

"Ben rahatım, gailem halkın refah içinde yaşaması"

Bıçaklı, "Hükümet olan siyasiler mazaret üretemez, çözüm üretmek zorundadır"diyerek, milyarlarca lira sermayeye vergi bağışı yapıldığını söyledi. Bıçaklı, Maliye'de para olmamasına rağmen, Meclis'te temsil edilen dört siyasi partiye ayda 8 buçuk trilyon  bağış yapıldığını, trilyonlarca örtülü ödeneğin nereye gittiğini kimsenin bilmediğini belirtti. Bıçaklı, hergün müdür ve müsteşar atandığına dikkat çekerek, tüm bunların parasının devlet kasasından çıktığını kaydetti. Bıçaklı, "Sıra çiftçiye, üreticiye, işçiye gelince para yok diyorlar. Bulacan canım. Bulamazsan da gidecen canım. Bunu söyledim diye, bana yazı yazarak yanıt vermeye çalıştılar. Yanıma gelin, saatlerce tartışalım. CTP'nin eski genel sekreteri geçen gün bir yazı yazarak,  'bulacan canım dedin, bulmazsan gidecen canım dedin, gittiler canım rahat mısın?' diye bana karşılık verdi. Ben rahatım. Benm bir sorunum yok. Başbakan kim olsa beni ilgilendirmez. Benim gailem ülkemin insanının, insanca refah içinde yaşamasıdır"diye konuştu.

"Ne kriteridir bu? Beni krize sokmasınlar"

Bıçaklı, "Benim gailem kara mercedeste kimin oturduğu değildir" diyerek, "bu haftadan sonra göreceğiz. Emek en yüce değerdir ama muhalefette değil her zaman öyle olmalı. Emek en yüce değerse Asgari Ücret ne oldu? Bunu 1 Ocak'ta belirleyecektin canım. İşçiler 1 Ocak'tan sonra bunu bekler. Çay, simitten de daha aşağıya düştük. Şimdi yeni bakan gelecek, yerine oturacak,  sağa sola bakacak. Kriterler belirleyecek. Ama ne kriteridir bu? Beni krize sokmasınlar gene. 15 milyar maaş alan vekil Ocak ayında artış aldı mı? Aldı. Peki bin 500TL'ye günde 12 saat sendikasız çalışan  işçilere artış verdin mi? Hayır. Neden? Ne beklenirdi de değişmedi. Komite çalışıyormuş. Neyi çalışır. Yoksa sermaye kesim sizi bırakmıyor mu? Doğruyu neden söylemiyorsunuz? DPÖ, 4 kişilik bir aile için ne kadar gerektiğini belirler ve bu uygulanır. Ne oluyor. Hep aynı hikaye, hep aynı film. Cüneyt Arkın atın üstünde gider ve hep vurulur, işte bu hallere geldik"

Bıçaklı, yeni gelecek olan hükümetin ilk işinin asgari ücreti belirlemesi olması gerektiğini söyledi. Bıçaklı, DPÖ'nün  kapatılmasının  ekonomik  pakete konulduğunu belirterek, "o koymadı, bu koymadı, peki ben koydum, kimse koymadıysa ben koydum" diyerek tepki gösterdi.

"Kimi idare edemiyorlarsa kapatmak istiyorlar, yemezler"       

Bıçaklı, şöyle devam etti: "Bir yetkili TC Heyetine sormuş. DPÖ'nün kapatılmasını neden pakete koydunuz diye.  Yok demişler. Biz koymadık, bunu sizinkiler koydu, istemiyorsanız çıkartın demişler. Ya canım. Bana bu soruyu soran söyledi. Geçen gün bir vekil Başbakanın bu konudan haberi olmadığını söyleyerek sonradan öğrendiğini ifade etti. Bu işler bu kadar basit değil. Yemezler bunu. Tepki görünceler böyle konuşmaya başladılar. Kimi idare edemiyorlarsa kapatmak istiyorlar"

Bıçaklı, TC devletinin 3 milyon göçmen alınacağı yönünde bir açıklaması olduğunu belirterek, almadan önce AB ve BM'den de kaç milyon euro katkı alması gerektiğini açıkladığını söyledi. Bıçaklı, "Bir devlet içine ciddi bir nüfus alacaksa bedelini yalnız başına karşılayamaz. Aynı şekilde bize, bizim nüfusun 2 katını göçmen olarak göndereceksen kaç milyon euro daha destek verilecektir?"diye sordu. Bıçaklı şöyle devam etti: "Bu paketi imzalamazsan para yok gibi söylemlerle böyle olmaz. Bu doğru değil. Bu iki devlet arasındaki ilişkileri zedeler"

"Kim sorar sana"

Bıçaklı, başka bir ülkeden yardım alınarak devlet yönetilmesine kesinlikle karşı olduğunu vurgulayarak, ülkenin gelirleri olduğunu, kendi nüfusuna yetecek kadar suyu, elektriği bulunduğunu söyledi. Bıçaklı, "Sen ülkeye göçmen aldığında parasını alıyorsan, bize de göçmen gönderdiğinde bunun parasını vermek zorundasın" dedi. Su paketini imzalamanın bugün övünç kaynağı haline geldiğini ifade eden Bıçaklı, "seyrüsefer ruhsatlarının ücretini belirleyemedikten sonra suyu yönetecekmişsin. Kim sorar sana" diyerek tepkisini dile getirdi.

"Muhalefette kim kahramanlık yapacak göreceğiz"

Bıçaklı, "Hangi daireye kaç memur alınacağını sormadan alamasın. Sen öyle bir ülke yönetiyorsun ki o paketin içinde senin ülkende çalışma saatlerinin nasıl olacağı bile yazar. Dünyada ülkeler arası protokoller imzalanıyor tabii ki. Ama nasıl olur, örneğin bir petrol araması yapılacak, iki ülke protokol imzalar. Ama böyle şey olmaz. Hangi saatte çalışacağın, ne zaman izin yapacağın, ne zaman yatıp, ne zaman kalkacağın yazamaz. Bu şekilde sen bana devlet yönettiğini söyleyeceksin ve ben de seni dinleyeceğim. Şimdi muhalefette olunca kim ne kadar kahramanlık yapacak göreceğiz bakalım" şeklinde konuştu.

"İmzalayan başına bela alacak"

Bıçaklı, ekonomik protokolün bu şekliyle, değiştirilmemiş haliyle imzalanması durumunda, imzalayan partinin başına bela alacağını söyleyerek, toplumla problem yaşayacağını belirtti. Bıçaklı sözlerini şu şekilde tamamladı, "Kim bu halka bu ülkenin limanları, elektriği, telefonu özelleştirilsin diye sordu. Kimse sormadı. Karanlıkta kalacaksınız. Elektrikte bir arıza olması durumunda ben grevdeysem, arızayı giderecek memur olmayacaktır. Toplumun değerlerini kimsenin satmaya hakkı yoktur. Referanduma gidilsin. Seçilmeden önce,  beni seçmeniz durumunda özelleştirme yapacağım demişseniz, sormanıza gerek yoktur, ancak dememişseniz sormanız gerekir. Satamazsınız. Babandan miras mı kaldı? İzin  almadan topluma ait herhangi bir kurumu satamazsınız. Bu makamlar kalıcı değil. Bir mitingte Özkan Bey'e  elimi uzattım bana uzatmadı. Eylem yapmışız. Tabii ki yapacam, sen sözünde durmazsan tabii ki yapacam. Seni öpeyim mi? Bu işlerde darılma yoktur. Herkes tarafını belli etsin. Ya emekten yana olun ya da sermayeden yana. Sabah emekten, öğleden sonra sermayeden taraf olunmaz"