Güney Kıbrıs’a gitmek isteyen Suriyeli iki kadına sahte TC kimliği hazırlayıp KKTC’ye soktuğu tespit edilen Süleyman Özgüç ile suç ortakları Mehmet Kızılaslan, Selahattin Yıldız ve Suriyeli A.R.(K-24) ile S.M.(K-17) dün yeniden Lefkoşa’da mahkemeye çıkarıldı. Duruşmada soruşturmanın devam ettiği belirtilerek ek süre talep edildi.

Polis, zanlı Süleyman Özgüç’ün Türkiye’de Suriye uyruklu A.R.(K-24) ve S.M.(K-17) Kuzey Kıbrıs üzerinden Güney Kıbrıs’a kaçırmak amacı ile zanlı Mehmet Kızılaslan ve zanlı Selahattin Yıldız ile para karşılığında anlaştığını söyledi. Polis, anlaşma gereği zanlı Özgüç’ün zanlı Kızılaslan’ın eşine ait TC kimlik kartına Suriye uyruklu zanlı A.R’nin fotoğrafını ve A.D isimli bir kadının TC kimlik kartına ise Suriye uyruklu zanlı S.M’nin fotoğraflarını yapıştırıp sahtelediğini belirtti. 

Senaryoyu hem yazdılar hem oynadılar

Polis, zanlılar Yıldız, Özgüç ve Kızılaslan’ın hep beraber 21 Ekim tarihinde zanlı S.M’yi zanlı Kızılaslan’ın eşi olarak, zanlı R.A’yı ise zanlı Yıldız’ın kız arkadaşı olarak KKTC’ye soktuklarını belirtti. Polis, KKTC’ye sahte kimlik ile giriş yapan iki Suriyeli ile onların girişine yardım eden üç zanlının aynı gün Lefkoşa’da tespit edilerek tutuklandığını söyledi. Soruşturmanın devam ettiğini, Ercan Havaalanı’ndaki kamera görüntülerinin incelendiğini kaydeden polis, zanlıların 3 gün daha tutuklu kalmalarını talep etti. Talebi değerlendiren mahkeme zanlıların 3 gün daha tutuklu kalmasına ve bu süre içerisinde doktor kontrollerinden geçirilmesine karar verdi.

Suriyeli zanlılardan A.R’nin Güney Kıbrıs’ta yaşayan nişanlısının yanına gitmek için böyle bir işe kalkıştığı öğrenilirken, yasa dışı yollardan ülkeye giriş yapmalarını sağlayan Süleyman Özgüç ile suç ortakları Mehmet Kızılaslan, Selahattin Yıldız’a adam başı bin 500 Euro verdikleri öne sürüldü. 

Mülteci Hakları Derneği tepkili

Öte yandan Mülteci Hakları Derneği, mülteci çocukları hapsetmeme ve sahip çıkmanın lütuf değil devletlerin yükümlülüğü olduğunu vurguladı. Dernek, bu amaçla, Muhaceret Yasası’nda yapılan ve halen komite gündemindeki değişikliklerin ivedilikle yasalaşmasını istedi.

Dernekten yapılan yazılı açıklamada, “Lefkoşa Polis karakolunda bulunan 17 yaşındaki genç kızın tutukluluğu ne uluslararası hukuka, ne insan haklarına, ne de vicdanlarımıza sığmaktadır” ifadelerine yer verildi.

Açıklamada, Suriye’deki iç savaş nedeniyle başka coğrafyalara, resmi veya gayri resmi yollarla göç etmek zorunda kalan mültecilerin birçoğunun çocuk olduğuna dikkat çekilerek, Kuzey Kıbrıs’ta da 1996 yılından beri iç hukukunun parçası olan BM Çocuk Hakları Sözleşmesi’nin 3. maddesi ışığında, mülteci çocuklarla ilgili verilen kararlarda, yer değişme döngüsündeki tüm aşamalarda yüksek yarar ilkesine uyulması gerektiği belirtildi.