Deniz Abidin

Avukat Barış Mamalı, ülkemizde işlenen suç oranlarındaki ciddi artışın insanları doğal olarak endişelendirdiğine  ve hatta tehdit ettiğine dikkat çekerek, özellikle son zamanlarda şiddet içerikli suçların  haber gündemini doldurmaya başladığını belirtti. "Meydanı boş bulanlar destursuz davranmaya ve özgürce suç işlemeye başladılar" diyen Mamalı, daha önce bu konuda defalarca benzeri demeçlerde bulunduğunu,  şimdi yine aynı ve daha da büyümüş bu sorun için demeç verdiğini söyledi. Mamalı, halk olarak hep yanlışların ve yanlış insanların peşinden koşulduğunu söyleyerek, 40 yıldır  küçük olan bu  ülkede asayişin normal seviyeye indirilemediğini kaydetti.

"Sokakta yeterince polis yok"

Mamalı, ülkede 2 bine yakın polisin olduğunu belirterek, ancak sokakta yeterince kendilerini göremediğini söyledi. Polis Örgütü’nde yeniden bir yapılanmaya gidilmesi gerektiğini vurgulayan Mamalı, polislerin masa başından sokağa yönlendirilmesi gerektiğini kaydetti.

Mamalı, "Karakolları kapatıp polisi görünmez yaptık. Araçlı devriye sistemi de layıkıyla yapılmıyor" diye konuştu.  

"Poliste iş yapma azmi kalmadı"

Mamalı, şöyle devam etti, "Peki bu polis örgütünün içi nasıldır, huzur var mı, polisler şefkle iş yapma arzusunda mıdır bunlara da bakmak gerekir. Örgüt son yıllarda çok yıpranmıştır. Terfi dönemlerinde yaşanan huzursuzluklar, karşılıksız olarak fazladan çalıştırılmaları (angarya) ve benzeri sıkıntılar nedeniyle polislerin birçoğunda iş yapma azmi kalmamıştır.   Suçla mücadele için gerekli olan halk-devlet-polis işbirliği ve yakınlığı kurulamamıştır"

Mamalı, ülkede  güvenlik ve huzur ortamını sağlamak adına hükümetlerin hiçbir gailesi bulunmadığını söyleyerek, kimsenin  polise dokunmak istemediğini belirtti.

"Devletin sorumluluğu sağlıklı gençler yetiştirmek"

Polis örgütünün askere bağlı olması nedeniyle korkak davranmakta olduklarını ifade eden Mamalı, önemli olanın  ülkedeki suçluları yakalamak değil, suçun işlenmesini engelleyip insanlara huzurlu bir ortam yaratmak olduğunu kaydetti.

Avukat Mamalı, ülke gençliğini kötü alışkanlıklardan koruyacak güvenli bir ortam sağlamanın  devletin anayasal ödevi olduğunu söyleyerek, "ülkenin geleceği için sağlıklı gençler yetiştirmek bizlerin ve devletin en büyük sorumluluğudur. Zaten Anayasamızın 35.'nci  maddesi, devlete, aileyi ve çocukları korumayı emretmekte, hatta bu konuda gerekli önlemleri almayı ve örgütleri kurmayı da amir bir hüküm olarak düzenlemektedir" dedi.

"Ciddi bir devlet politikası üretilmeli"

Mamalı, şunları söyledi, "Ülkemizde suç oranlarında ciddi bir artış olduğunu artık bilmeyenimiz kalmamıştır. Ülke insanımızın daha huzurlu daha güvenli bir ortamda yaşayabilmesi için hiçbir siyasi etki ve düşünce altında kalmadan derhal suçla mücadele etmek için ciddi bir devlet politikası üretilmelidir. Ama yönetenler her daim bu konuyu göz ardı etmektedirler. Bizler aslında güvenliğimizi, mal ve ırzımızı korumak istemeyen aciz politikacıları kendi elimizle seçip “bizi yönet” diyoruz; ardından da çıkıp “durdurun bu suçları” şeklinde yakınıyoruz. Artık anlamanız gerekir ki, polis örgütü özerkleştirilip sivilleştirilmediği taktirde bunun ne halka ne de polis mensuplarına hayrı olmayacaktır. Sonuç ortadadır ve mantık da bunu gerektirmektedir"

"Polisin askere bağlı olması anti-demokratik bir durumdur"

"Polis örgütü yıllardır askeri vesayet, emir ve denetim altında bulunmaktadır. Hiçbir medeni, hukukun üstünlüğüne ve demokrasiye dayalı ülkede polisin bizdeki gibi bir yapılanması bulunmamaktadır. Askeri mantık düzen mantığıdır, farklılıkların kabul görmediği, astın üste tartışmasız itaat etmesi gereken tek bir kalıp içinde kişiliklerin geri plana itildiği sıkı bir disiplin anlayışının hakim olduğu dolayısıyle içerisinde demokrasinin yaşayamayacağı bir statükosu vardır. İşte bu nedenle polisin askere bağlı olması anti-demokratik bir durumdur. Polisin sivilleşirken siyasallaşmaması veya siyasi iktidarın oyuncağı olmayacak bir yapılanmaya kavuşturulması gerekir. Bu gerçekleşmeden kimse bu ülkede farklı bir gelecek beklemesin. Demokrasinin yeşermediği yerlerde şiddet her zaman egemen olmaktadır"