Gazeteci ve Yazar Hasan Kahvecioğlu, AKSA’nın ‘kükürtlü hammaddeyi ülkeye sokmaması gerektiği’ yönünde karar alınmasına rağmen, hükümetin son bir kez daha izin veriyoruz diyerek bu hammaddeyi ülkeye sokulmasına izin vermesinin kabul edilebilecek bir durum olmadığını vurguladı
Eniz ORAKCIOĞLU

Gazeteci ve Yazar Hasan Kahvecioğlu gündeme ilişkin önemli açıklamalar yaptı. Gündemi teşkil eden Ercan Havalimanı, Ombudsman, KIB-TEK gibi konularda önemli analizlerde bulunan Kahvecioğlu, AKSA ile ilgili kükürtlü hammaddenin 1 Ocak itibari ile ülkeye girmeyeceği kararı çıkmasına rağmen kararı hiçe sayan AKSA’nın şalterleri indirmesini değerlendirdi. AKSA ve KIB-TEK’in tutumunun hükümet kanadında çaresizliğin göstergesi olduğunu aktaran Kahvecioğlu, Bu sorunlar karar üretememenin, denetim yapamamanın, ülkeyi iyi yönetememenin sonuçları olduğuna dikkat çekti.

“Kim bana ne derse desin bütün bunların zamanı ve teknik dosyaları var” diyen Kahvecioğlu, “Siz son gün süren doldu gel bunu böyle yapalım, zaman geldi erteleyelim diyemezsiniz ve aylar önceden bunun önlemlerini alırsınız” diye konuştu.

“Neden çözümsüz bir sürü meseleyle birlikte yaşıyoruz?”

“Tüm bunlar yönetimdeki zafiyetlerimizi vurgulayan şeyler” diyen Kahvecioğlu,  Herkes, devleti yönetme iddiasında olan siyasal parti, kendisini kanaat önderi zanneden bütün insanlar sivil toplumda rol üstlendiğini düşünen sivil toplum organizasyonları tümünün odaklanması gereken şey niye kendi kendimizi yönetemiyoruz sorusudur” şeklinde konuştu.  

Kahvecioğlu, niye Bakanlar Kurulu aldığı kararları sıkça erteliyor ve değiştiriyor?  Neden vekiller yapmak üzere başlattıkları birçok şeyi yarım bırakıp, çözümsüz bir sürü meseleyle birlikte yaşıyoruz” diye sordu.

“Bağımsız kulecikler yaratıyoruz”

KIB-TEK ile ilgili skandallar dizisi diye medyada bu hafta da oldukça ihale ve usulsüz alımlarla ilgili haberler olduğuna dikkat çeken Kahvecioğlu, “Ben bunları gördüğümde üzüldüğüm, kahrolduğum şey neden biz KIB-TEK’le ilgili olarak gidip kokmuşumuzdan ya da Avrupa Birliği’nden bir model alıp gelip onunla ilgili bir şey yapmıyoruz da durmadan yanlışlar yapıyoruz” şeklinde konuştu.

“Devlet bütçesi kadar alım yapan KIB-‘TEK neden ihale…”

İhale konusunda devlette küçücük bir harcamayı bile ihalelere bağlarken ve bununla da övünürken KIB-TEK’in neredeyse devlet bütçesi kadar alımlar yaptığını bile bile onun ihalelerini bir yasayla düzenlenmediğine işaret eden Kahvecioğlu, şunları söyledi:

Bir hayli hükümetler geliyor ve kimsenin aklına ‘ben bu KIB- TEK’in yasasına bir dokunayım demiyoruz da biz bu örgütü özerkleştireceğiz diyoruz.  Yani bu durumla şimdi ihale meselelerinde şeffaf, hassas ve titiz davranmayan KIB-TEK’i daha da yetkilendirerek, siyasetin gücünden de soyutlayarak bağımsız kulecikler haline getireceğiz. Bunu ekonomik model olarak hem KIB-TEK’te, hem de eğitimle ilgili DAÜ’de düşünüyoruz.”

“Özelleştirilmeyen bir şey kalmadı”

Ercan’la ilgili yaşanan sıkıntılarla ilgili olarak da açıklama yapan Kahvecioğlu,

“Yetersizliğimiz siyasi zafiyetimiz bunu gösteriyor. Bu konuda yapılan iki tane ciddi yanlış var ki siz özelleştirme yapmaya karar veriyorsunuz ve buna Ercan’dan başlıyorsunuz” ifadelerini kullandı.

Sol partilerin bu durumu sevmediklerini ve çok istemediklerinin altını çizen Kahvecioğlu, şöyle devam etti:

“Ama öyle bir noktaya geliyoruz ki özelleştirilmeyen bir şey kalmadı. Telefondan, eğitimden sağlığa kadar özelleştirme görüyoruz, sonrasında da biz özelleştirmeyi kabul etmiyoruz diyoruz. Elektrik örneğine baktığımızda ülkenin yüzde 55 elektriğini özel sektör üretiyor, buna rağmen dönüp hiç çekinmeden ve utanmadan biz KIB-TEK’in özelleştirilmesine karşıyız diyoruz. Buna rağmen geçenlerde Rum tarafından elektrik alındı. Bizim yandaş medyamızda bu haber elektrikte birleştik diye çıktı. Bu kadar yalan dolanla uğraşıyoruz ve 3 gazetede bu manşet oldu…”

“Devlet takır takır 11 milyon doları ödeyecek”

 “Özelleştirme yapıyorsunuz ama özelleştirmenin şartnamesine denetim ücretini ilgili firma ödeyecek diye yazdıktan sonra, ilgili firma ile yaptığınız mukaveleye bunu koymuyorsunuz” şeklinde eleştiride bulunan Kahvecioğlu,“ Şimdi mahkeme oturup karar verecek ve şartname şirketi bağlar mı, yoksa mukavelemi bağlar. Bu cehalete bakın, bu yönetim zafiyetidir. Yüzlerce, binlerce avukatın olduğu, bir hayli savcının olduğu bir ülkede bir sözleşme yapıyorsunuz ve mukavele ile şartname arasında birinden birine geçerken bir satır kayboluyor. Şimdi toplum bu konuda 3-4 senelik bir hukuk sürecine başlayacak ve devlet takır takır o 11 milyon doları ödeyecek. Ercan’ın özelleştirmesiyle ilgili olarak da devlet oturup anlaştılar 100 milyon Euro’yu da aldı ve yine KDV içinde mi dışında mı onu da yazmadı. Bunlar korkunç şeyler” açıklamalarında bulundu. 

“Ertuğruloğlu’nun üslubu rezalet”

Yüksek Yönetim Denetçisi Emine Dizdarlı’nın ve Ulaştırma Bakanı Tahsin Ertuğruloğlu’nun üslubu ile ilgili yorumda bulunan Kahvecioğlu, Sayın Ertuğruloğlu’nun üslubunun rezalet olduğunu aktardı.  “Sayın Ertuğruloğlu’nun Dizdarlı’ya yönelik açıklamalarında edep dışı gibi ifadelerini kabul etmek mümkün değil” diyen Kahvecioğlu,

 Sayın Dizdarlı ise kendine Ombudsman yasası ile çizilen sınırları zorladı. Sayın Dizdarlı sadece yasayı takip eden sessiz geçmişteki gibi Ombudsmanlar gibi olmaz çünkü o gelenekten gelmedi. Sayın Dizdarlı yasasını zorlayarak bunu yaptı ve bana göre iyi ki yaptı. İhaleyle ilgili olarak benim seçtiğim bakanlar gidip Bakanlar Kurulunda bir bakanına böyle olağan üstü yetkiler verirken dersine iyi çalışmıyor. Sayın Ömer Kalyoncu da bunu sorgulamıyor ve sana bu kadar yetkiyi veremeyiz demiyor”  şeklinde konuştu.

“Siz bu protokolü imzaladınız”

Kahvecioğlu su ve BESKİ’ ile ilgili değerlendirmelerde bulunarak, “2010’da imzalanan bir şey var, 2012’de Bakanlar Kurulu kararı var, 2014’de Özkan Yorgancıoğlu’nun imzaladığı bir şey var ve bunların belgeleri duruyor. Siz CTP olarak rahatsız olduğunuz noktalar olduğunu söyleyerek protokolü yeniden ele alacağınızı belirttiniz. Sonra hükümete geldiniz ve içerisinde yap- işlet- devret anlamına gelen ifadelerin bulunduğu protokolü imzaladınız. Kendi içinizde oluşan bir sorun nedeni ile de Kıbrıslı Türkleri bir sevinçten mahrum ettiniz” diye konuştu.

“Birikim Özgür, söylemekle iyi yaptı”

13’üncü maaşlar konusunda Maliye Bakanı Birikim Özgür’ün açıklamalarına da değinen Kahvecioğlu, “Sayın Birikim Özgür’ün söylediklerinin acı gerçek olduğunu düşünmekle, söylemekle iyi ettiğini de vurguluyorum. Söylesin ki gerçekleri bilelim. Bir ülkede siz yerel gelirlerinizle, yerel giderlerinizi karşılamazsanız ve 200 milyon civarında bir para eksilirseniz ve her aralık ayında bunu hissederseniz, gidip Türkiye’ye avuç açıp bir sonraki yılın avansını isterseniz, Maliye Bakanı da bu olmasa bu bağımlılık da olmaz derse yalan mı söylemiş olur. Bugün yüzde 92 oranında yerel bütçe kendi gelirlerini karşılıyor artık ve bu rakam 1994’de bu rakam yüzde 50’lerdeydi. Çünkü Kıbrıslı Türkler çok vergi veriyor ve bunun içinde 200 milyon lira da yüzde 8,5 katkı payını 9 kusura çıkardılar. Bu sene bu devlet 220 milyon TL’yi BESKİ’yi kurup yüzlerine gözlerine bulaştırmış olan belediyelere verecek” dedi

Kaynak: Yeni Bakış