Özge Kizir

Tarım ve Doğal Kaynaklar Bakanı Nazım Çavuşoğlu, belediyelerin su tartışmalarında öne sürdükleri “kaçak” iddialarının doğru olmadığını kaydetti. Tüm belediyelere yazı göndererek, iddia edilen kaçakların lokasyonunu ve metrajını bildirmelerini istediklerini dile getiren Çavuşoğlu, “Neredeyse hiçbir belediye bize kaç km’lik şebekelerinin değişmediğini veya nerede kaçak olduğunu belirtmedi. ‘Bu rakamlarınızı belgeleyiniz’ dediğimiz zaman hiç kimse bize belge sunmuyor. Kaçakların doğru olmadığını düşünüyorum” ifadesini kullandı.

Çavuşoğlu, belediyelerin şimdiye kadar ödenmeyen su bedellerinin üzerine gitmediklerini, ancak bundan sonra böyle bir lüksleri olmadığını belirterek, “Eğer bir belediye başkanı abonesinden parayı tahsil etmiyorsa bedelini kendisi ödeyecek. Devlet ödemeyecek. Dolayısıyla herkes abonelerinden bir otorite olarak suyun parasını tahsil etme yöntemlerini bugüne kadar geliştirmeliydi” dedi. 

Tarım ve Doğal Kaynaklar Bakanı Nazım Çavuşoğlu, su fiyatlandırması konusunda CTP’nin 4 TL olarak fiyat belirdiğini, ancak açıklanan 2.30 TL’lik fiyata ret kullandığını vurguladı. Çavuşoğlu, “4.5 TL olarak fiyat açıklayan dönemleri hatırlayan biri olarak şu anda 2.30 TL’ye ‘pahalı’ diyen CTP’nin iktidarda başka, muhalefette başka demesine çok büyük bir üzüntüyle bakıyorum” şeklinde konuştu. 

Haberal Kıbrıslı gazetesine değerlendirmede bulunan Çavuşoğlu, “CTP’li Lefkoşa Belediye Meclis Üyesi Onur Olguner bu suyu 4 TL’ye satabileceklerini kendi sosyal medya hesabından 23 Mayıs’ta yayınlamıştır. Bu suyun alınmamasıyla ilgili herhangi bir görüş ortaya koymamıştır. CTP Parti Meclisi Üyesi Hasan Ulaş Altıok ise suyun tüketiciye 7 TL’den ulaşabileceğini ve belediye depolarına minimum 4,5 TL’ye ulaşabileceğini söylerken, belediye deposuna yarı fiyatına ulaşacak olan sudan şikâyet etmektedir. Bu tamamen insanı öne alan ve gelecek hedeflerimize ulaşma noktasında söylemlerimizle örtüşmemektedir. İktidardayken başka muhalefetteyken başka söyleminin bu ülkede statüko halini alıyor ve memleketi bir yere götürmüyor” dedi. 

“Belediye meclis üyesi daha önce 4 TL’ye satılabilecek suya şimdi ret kullanıyor”

Hükümetin bilgisi dâhilinde 2.30 TL olarak fiyat belirlendiğini belirten Çavuşoğlu şunları söyledi: 

“2.30’luk rakam aslında birçok beklentinin yani CTP Parti Meclisi ve Su Komitesi Üyesi Hasan Ulaş Altıok’un açıkladığı fiyatın çok altındadır. CTP’li meclis üyesinin bu fiyatı açıkladıktan sonra, fiyatının üzerine 1.70 TL konarak 4 TL’ye satılabileceğini ve belediyenin bundan zarar etmeyeceğini, çünkü belediye suyunu almayı kabul etmeyen veya abonesi olmayan birçok evin tekrardan belediyeye bağlanmasıyla birlikte oradaki belediyenin kaybının giderilebileceğini, bu anlamda bir sıkıntının olmayacağı şeklinde açıklaması vardır. CTP şu anda su fiyatının yüksek olduğunu ve hesap yaptığını söylüyorlar. Belediye meclis üyesi daha önce 4 TL’ye satılabilecek suya şimdi ret kullanıyor. 4.5 TL olarak fiyat açıklayan dönemleri hatırlayan biri olarak şu anda 2.30 TL’ye ‘pahalı’ diyen CTP’nin iktidarda başka, muhalefette başka demesine çok büyük bir üzüntüyle bakıyorum.” 

“CTP, 2007’de çıkarttığı su tüzüğünü yine popülizm yaparak ve belediyelerin baskısından çekinerek 4 kez erteleyerek, iptal etti”

CTP’nin 2007’de çıkarttığı su tüzüğünü uygulamaya koyamadığını kaydeden Çavuşoğlu, sözlerine şöyle devam etti: 

“CTP, 2007’de çıkarttığı su tüzüğünü yine popülizm yaparak ve belediyelerin baskısından çekinerek 4 kez erteleyerek iptal etti. Eğer bu su fiyatları hayat pahalılığına göre güncellenmiş olsaydı, o dönemde CTP’nin öngördüğü 50 kuruşluk su fiyatı şu anda 1.046 olurdu. 1.1 olarak öngördüğü su fiyatı şu anda tam 2.30 olurdu. 1.5 olarak arıtmalardan verilen suyu eğer biz bugün güncellemiş olsaydık 3.14 olurdu. Yine10-25 kuruş olan suyu 2000 yılından itibaren güncellemiş olsaydık 25 kuruşa belediyelere verdiğimiz su, şu anda 2.47 olurdu. 

“Belediyelerin hanelerinde ciddi bir gelir olarak gözüken su yatırıma dönmemiş, istihdam ve benzeri harcamalarla tüketilmiştir”

Eğer biz bunu elektriğe göre güncellemiş olsaydık 3.33 olurdu. Bafra arıtma tesisinde devlete 5.11’e mal olan kalitesiz tuzlu suyu biz belediyeye 35 kuruşa veririz. Belediyeler bu suyu bu kadar küçük fiyata alırken ve kendi abonelerine verdiği suyu hep güncellerken, bugüne kadar neredeyse hiçbir belediye kendi parasıyla bir şebeke değişiminde de bulunmamıştır. Geldiğimiz aşamada devlete neredeyse 2 TL’ye mal olan ortalama su fiyatlarının belediyelere 25 kuruşa verilmesinden kaynaklanan ve belediyelerin hanelerinde ciddi bir gelir olarak gözüken su, sonuç olarak yatırıma dönmemiş, istihdam ve benzeri harcamalarla tüketilmiştir.”

“CTP’li bakan arkadaşım bakanlığı bana devrederken bir tek dosya teslim etti”

Görevi devraldığında kendisine sadece tek bir dosyanın teslim edildiğini ifade eden Çavuşoğlu, “Gelinen aşamada Cumhuriyetçi Türk Partisi’nin (CTP) bugünlerde çok söylediği ‘o hesabı yaptık’ şeklindeki söylemlerini de bir tarafta tutacak olursak CTP’li bakan arkadaşım bakanlığı bana devrederken bir tek dosya teslim etti. O kümeleştirme çalışmasıdır. Çalıştay yaptılar o da çalıştayın dosyasıydı. Bu kadar önemli bir konu olan su konusunda bana dosya teslim etmedi. Bununla beraber herhangi bir öngörü veya bir fiyat şablonu teslim etmedi. CTP Parti Meclisi ve Su Komitesi Üyesi Hasan Ulaş Altınok’un belediye depolarına 4.5 TL’den de esinlenerek bu fiyatın altında bir fiyata ulaşmasının mümkün olmadığı defalarca toplumda konuşulmuştur” ifadesini kullandı.

“Tüm belediye başkanlarına siz nasıl isterseniz biz o şekilde davranmaya hazırız dedik”

Belediyelere tek fiyat konusundaki tartışmaları sonlandıran Çavuşoğlu sözlerini şöyle sürdürdü: 

“CTP’nin ‘belediyeler tek fiyatla satsın’ şeklindeki açıklamaları gerçekten bizleri takip etmediklerinin somut göstergesidir. Çünkü biz belediye başkanlarına geçiş dönem protokolünü aktarırken tüm belediye başkanlarına ‘siz nasıl isterseniz biz o şekilde davranmaya hazırız’ dedik. Onlara seçme hakkını vermiş biri olarak birçok belediye başkanının ‘bugüne kadar belediyelerin su fiyatı aynı mıydı ki bundan sonra aynı olsun’ ifadesi oldu. 

“Belediyelerin suyun fiyatını kendilerinin belirlemelerine karışmadık”

Bu tek fiyat uygulamasının gerçekleşemeyeceği şeklinde bir kanaatimiz oluştu. Belediyelerin özerk yapısı ve gelir seviyesinin farklı olmasını da gerekçe göstermesinden hareket ederek satış fiyatını kendi abonelerine karşı duydukları bir sorumluluk olarak gördük. Buna hakları olduğuna inandık. Belediyenin suyu satacağına bugüne kadar karışmadığımız gibi bundan sonra da karışmama şeklinde bir görüşümüz oluştu.” 

“Talat bu süreci değerlendirirken ‘biz o dönemde suyun fiyatını yazmak istedik, ancak yazmaya kimse yanaşmadı’ dedi”

Su protokolünün yapıldığı dönemde suyun fiyatının belirlenebileceğine dikkat çeken Çavuşoğlu, sözlerine şöyle devam etti: 
“Su protokolü yapıldığı dönemde aslında suyun fiyatı da konabilirdi. Çünkü su fiyatının nasıl hesaplanacağı gerek çerçeve anlaşmasında, gerek su protokolünde vardı. Kaldı ki Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) Genel Başkanı Mehmet Ali Talat’ın, bu süreci değerlendirirken ‘biz o dönemde suyun fiyatını yazmak istedik, ancak yazmaya kimse yanaşmadı’ şeklinde ifadeleri bulunmuştur. Hatta o dönemde CTP kendi parti meclisi üyeleri içerisinde bir su komitesi oluşturdu. 

“Toplumda o günden beri bu fiyat tartışması yapıldığı için, bu hükümet su fiyatını yazmadan su protokolünü imzalamış oldu”

Su komitesinin üyesi Altınok’un açıklamalarını hatırlıyorum. Suyun belediye depolarına ancak 4.5 TL ile verilebileceğini açıklamıştı. Toplumda o günden beri bu fiyat tartışması yapıldığı için bu hükümet, su fiyatını yazmadan su protokolünü imzalamış oldu. Suyun fiyatını ve 1 yıllık sürecini geçiş dönemi protokolüne bağladılar. Biz hükümete gelir gelmez İslam İşbirliği Teşkilatı’nın sudan sorumlu bakanlar toplantısında doğan ortamı değerlendirerek, bu kadar uzun bir zamandır beklediğimiz suyun hanelerimize ulaşabilmesi için geçiş dönemi protokolünü imzalama noktasında bir emek sarf ettik.”

“Su konusundaki hesapları kimseden gizlemedik”

Su konusundaki hesap şablonlarını birçok siyasi partiden gizlemediklerine dikkat çeken Çavuşoğlu, “Danışma kurulumuzda olan herkes istediği kişiye bilgi verme noktasındadır. Kimseye bir engel koymadık. Kaldı ki Belediyeler Birliği’nden bir üyenin danışma kurulu üyemiz olduğunu belirtmek istiyorum. Bugün Su Dairesi’nde görev yapmış herkesin ve Mimar ve Mühendisler Odası üyelerinin de katkı koyduğu bir danışma kurulu ile bu süreçleri yürüttük” şeklinde konuştu. 

“Hiçbir belediye bize nerede kaçak olduğunu belirtmedi”

Bölgelerdeki su kaçağı konusunda değinen Çavuşoğlu, “Belediyeler bu suyun fiyatı ile ilgili olarak ‘bu suyu alırsak batarız, çünkü yüzde 50 kaçağımız var’ diyorlar. Biz tüm belediyelere bakanlık aracılığıyla bir yazı yazdık. Onlara ‘bizlere iddia ettiğiniz kaçakların lokasyonunu ve metrajını bildiriniz’ dedik. Neredeyse hiçbir belediye bize kaç km’lik şebekelerinin değişmediğini veya nerede kaçak olduğunu belirtmedi. Ancak birçok belediye dayanaksız bir şekilde yüzdelik olarak birçok rakam ortaya koymaktadır. ‘Bu rakamlarınızı belgeleyiniz’ dediğimiz zaman hiç kimse bize belge sunmuyor. Kaçakların doğru olmadığını düşünüyorum” ifadesini kullandı.

“Eğer bir belediye başkanı abonesinden parayı tahsil etmiyorsa bedelini kendisi ödeyecek”

Abonesinden parayı tahsil edemeyen belediyenin bedelini devletin ödemeyeceğini vurgulayan Çavuşoğlu, “Eğer bir belediye başkanı abonesinden parayı tahsil etmiyorsa bedelini kendisi ödeyecek. Devlet ödemeyecek. Dolayısıyla herkes abonelerinden bir otorite olarak suyun parasını tahsil etme yöntemlerini bugüne kadar geliştirmeliydi. Şu anda daha önce bedavaya alınan suyun kendilerine göre uygun bir fiyata verdikleri için ödemeyenin arkasından pek gidilmiyordu. Bu saatten sonra ödememe seçeneği vatandaşımızın da olmayacağını ve olmaması gerektiğini düşünüyorum. Dolayısıyla bu gerekçe Kıbrıs Türk halkının gelecek hedefleri açısından bakıldığında bir zafiyet gözükür. Benim açımdan bakıldığında ‘ben parayı tahsil edemem’ şeklindeki bir mazereti asla kabul etmem. Çünkü bunun dışında yakıt alırken herkes parasını ödüyorsa su alırken de ödeyecek” dedi. 

Protokole 2 CTP’li belediye daha eklendi

Türkiye Cumhuriyeti’nden Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyet’ine Su Temin Projesi kapsamında KKTC’de yapılmış olan içme suyu tesislerinin geçiş döneminde işletilebilmesine dair Protokol’ün gereği olarak Abonelik Sözleşmeleri ve Belediye Meclis kararlarını imzalayıp bakanlığa ulaştıran ve yasal olarak su almaya hazır olan belediyeler: 

Gazimağusa Belediyesi ( Bağımsız), Güzelyurt Belediyesi (UBP), İskele Belediyesi (Bağımsız), Vadili Belediyesi (UBP), Büyükkonuk Belediyesi (CTP-BG), Yeni Boğaziçi Belediyesi (Bağımsız), Çatalköy Belediyesi (Bağımsız), Paşaköy Belediyesi (UBP), İnönü Belediyesi- (Bağımsız), Beyarmudu Belediyesi (UBP), Esentepe Belediyesi (CTP-BG), Tatlısu Belediyesi (DP-UG), Serdarlı Belediyesi (CTP-BG), Geçitkale Belediyesi (CTP-BG), Mehmetçik Belediyesi (CTP-BG) ve Yeni Erenköy Belediyesi (CTP-BG) oldu.