Ceren ERCİH 

Ada TV'de Erçin Şahmaran’ın sunduğu Gündeme Bakış programının konuğu olan Çeler, TDP’nin 3 milletvekilinin mecliste gerçek bir denetim ve muhalefet yaptığını ifade etti. Anket sonuçlarına zerre kadar güvenmediğini dile getiren Çeler, anket sonuçlarının da bir antipropaganda örneği olduğunu savundu. Gerçek anket sonucunun 19 Nisan günü sandıktan çıkacağını vurgulayan Çeler,” inandığım liderin peşinde yürüyorum” diyerek, Cumhurbaşkanı adayı Mustafa Akıncı’yı gösterdi. 

“GERÇEK MUHALEFETİ BİZ YAPIYORUZ” 

Çeler, mecliste ana muhalefet UBP’ye kıyasla gerçek muhalefeti TDP’nin 3 milletvekilinin yaptığını şu sözlerle ifade etti; “Bir kere yetkinin ne olduğunu bileceksiniz. Biz sizden seçimlerde yetki isterken, bizi sadece seçin demedik, partimizin ne kadar çok vekili seçilirse ve hükümet olma şansını bize verirseniz biz görev yapabilirdik. Ama ona rağmen TDP olarak mecliste 3 vekiliz. Ana muhalefet UBP’ye kıyasla aslında gerçek muhalefeti ve denetimi o meclisin içerisinde biz yapıyoruz.” 

“GANİMET DEMEK Kİ GERÇEKTEN BİTMEDİ” 

Oy alabilmek uğruna yapılanları da hatırlatan Çeler, ganimetin hala da bitmediğini ise şu sözlerle savundu; “Ne zaman ki, herkesin cebine, herkesin damarına basılacak o zaman bu toplum aslında ayaklanacak. Demek ki daha kaybedecek çok şeyimiz vardır. Ganimet demek ki gerçekten bitmedi.” 

“TDP’NİN GİRNE’DEKİ OYUNA 2,8 DEMİŞLERDİ” 

Anket sonuçlarının gerçeği yansıtmadığını belirten Çeler, “TDP’nin Girne’deki oyuna 2.8 demişlerdi. Gerçekten Girne’de ben ve diğer arkadaşlarıma da toplumda bir sempati vardı ve bu sempati bir anda mühür kırmaya döndü. Otomatik olarak bize büyük bir saldırı başladı ve’ yakmayın oyunuzu, bölmeyin mührünüzü, onlar iyi çocukturlar, iyi insandırlar ama partimiz daha önemlidir’ dediler. Tüm anti propagandalara rağmen öz eleştiri yapmaktan hiç çekinmedik. Kendi içimizdeki sıkıntılara rağmen de Girne 8.5 oy aldı” dedi. 

Çeler, sözlerini şöyle sürdürdü; “Biz seçim propagandası için köylere gittiğimizde yapacaklarımızı anlatmaktan çok yaşadığımız o sıkıntıları anlatmakla yükümlüydük. Maalesef bu halen daha devam eder, ısrarla birileri insanların içindekini, inandığını seçmemesi için bir anti propaganda yapmaya çalışır.” 

“İCRAATLARIN YAPILABİLMESİNE OLANAK SAĞLAYAN SAYIN HARMANCI’YDI” 

‘Biz, halkın bize kendilerinin bize verecekleri oylarla neler yapabileceğimize inanıp bizi seçmesini tercih ederiz’ diyen Çeler, geçici hükümet dönemine de şu sözlerle değindi; “Geçici hükümet döneminde seçilmeden oraya atanmış bakanlardan 3 tanesi TDP’liydi. Şimdi bir tanesi belediye başkanı oldu. O dönemlerde yapılan icraatların yapılabilmesine olanak sağlayan Sayın Harmancı’ydı.” 

“BENİM BU ANKETLERE ZERRE KADAR GÜVENİM YOK” 

Zeki Çeler, “Biz, görev verildiğinde o kısa dönemde bile bütün seçim yasaklarına rağmen birçok şeyi yapabildik. Hesap sorulma noktasında da en kısa zamanda birilerine göbek bağı ile bağlanmadan, toplumun bizi kendi gönlüyle seçmesi lazımdır” şeklinde konuştu. Çeler, anket yapan şirketlerin de bu dönemde kazanç sağlayabildiklerini bu yüzden yapılan işe saygı duyduğunu ancak anketlere zerre kadar güvenmediğini savundu. 

“AKINCI’NIN ADAY OLMASINI TALEP ETTİLER” 

İnandığım liderin peşinde yürüyorum diyen Çeler, sözlerine şöyle devam etti; “İş siyasete geldiğinde herkesin farklı bir duruşu vardır. Ben de o inancım ve düşüncem doğrultusunda inandığım liderin peşinde yürüyorum. Daha önceleri genel seçimlerde kavga eden insanlar bu seçimlerde Akıncı’nın etrafında kenetlendiler ve Akıncı’nın aday olmasını talep ettiler. “ 

“EKSİĞİMİZ TOPLUMSAL BÜTÜNLÜKTÜR” 

Çeler, sözlerini şöyle tamamladı; “Bu adada en çok eksiğimiz toplumsal bütünlüktür. Bu toplumun sosyal kültür yapısı giderek çok değişiyor. Giderek bireysel çıkarlar peşinde koşturmaktan kendimizi alıkoyamıyoruz. Ne kurumlarımıza sahip çıkabiliyoruz, ne batmakta olan şirketlere sahip çıkabiliyoruz ne kendi öz üretimimizi destekleyip, kendi sanayicimizi, iş adamımızı, üreticimizi destekleme noktasında ilerleyebiliyoruz. Bir liderden aslında sadece beklenen müzakerecilik yapması veya sadece toplumda kahve içip, tavla oynaması değildir.”