Star Kıbrıs, içten ve dıştan gelen haksız rekabet karşısında eriyen ve Haziran ayında da devlet tarafından verilen tazminatın kesilmesi ile zor bir sürece doğru sürüklenen özel televizyonların sorunlarını ele almaya devam ediyor. 

Mart ayı itibari ile konuyla ilgili yayımlarına başlayan, siyasetçi, sivil toplum örgütü, sendikalar ve özel televizyon sahiplerinin görüşüne yer veren Star Kıbrıs, Bağımsız Milletvekili Hakan Dinçyürek’in de özel televizyonların yaşadığı sorunlarla ilgili görüşüne başvurdu. 

Özel televizyonların karşı karşıya kaldığı haksız rekabet ve televizyonlara verilen katkı paylarının Haziran ayında kesilmesi ile ilgili olarak değerlendirmelerde bulunan Dinçyürek, “Özel yayın kuruluşlarının, televizyonların ve yazılı basın dâhil, varlıklarını birilerine bağımlı kalmaksızın varlıklarını sürdürebilmeleri demokrasiler için vazgeçilmezdir. Mevcut yayın kuruluşlarının varlıklarına, hayatlarına sürdürebilecekleri formülleri konuşabilmemiz lazımdır” şeklinde konuştu. 

İTHAL ÜLKESİYİZ ASIL SORUN BU 

Özel televizyonların şu andaki durumunun ülke yapısından da kaynaklandığına değinen Dinçyürek, ülkenin ithal ürün odaklı var olmasının etkilerinin de altını çizdi. 

Dinçyürek şunları söyledi: 

“Eğer bir serbest piyasa ekonomisinden bahsedersek, normal şartlar altında yayın kuruluşu kendi gelirleri ile kendi giderlerini dengeye getirip yürümeleri gerektiği söylenebilir. Teorik bazda böyledir ancak pratiğe indirdiğiniz zaman; KKTC çoğunlukla ithal ürünlerle tüketimini sağlayan bir ülkedir. İthal ettiğimiz ürünlerin yüzde 90’ı belki de fazlası Türkiye üzerinden geliyor. Dolayısıyla Türkiye’nin ulusal kanallarının verdiği yayınlar, verdiği reklamlar bütün bu ithal edilen ürünlerin reklamlarını da beraberinde yapıyor.” 

HÜKÜMETİN ÇEKİNCESİ VAR 

Dinçyürek Özel televizyonların karşı karşıya kaldığı haksız rekabet ile ilgili tartışılan önerileri de paylaştı. 

“Türkiye’deki ulusal kanalların en azından belli başlı kanalların reklam saatlerinde yayın durdurulsun veya kamu yararına olan spotlar girilsin. Bunun pratikte çok karşılığı olmadığı söylendi ve uygulanamaz bir yöntem olarak belirtiliyor. Bir diğer yöntem, ithal edilen ürünler üzerine gümrük girişleri esnasında çok düşük cüzi rakamlar konmasıdır. 

Kanalların reklamdan kaybettiği geliri dolaylı da olsa bir şekilde alınması lazımdır. Maliye Bakanlığı sanırım bunun üzerinde çok sıkıntılar yaşadı. Başka şeylere de emsal teşkil edeceği düşünceleri ile her ithal edilen ürünün üzerine farklı gerekçelerle ayrı fonların konmasına çok da sıcak bakmadığını geçmiş hükümet dönemlerinden biliyorum.”