Yurdagül Atun

Milli Eğitim Bakanı Kemal Dürüst, en büyük hedefinin tam gün eğitim sisteminin hayata geçirilmesi olduğunu söyledi. Bunun, eğitim adına yapılacak en büyük hizmet olduğunu ifade eden Dürüst, “Tam gün eğitim sistemini hallettikten ve içi dolu bir takvim eğitimi hayata geçirdikten sonra, burada özel derslerden yakınan veli sayısı azalacaktır” dedi. Önümüzdeki günlerde hükümetle konsensüs oluşturarak düğmeye basacaklarını belirten Dürüst, ülkede eğitim adına radikal kararlar almanın zamanının geldiğini vurguladı.

KKTC’de öğretmen eksikliği olmadığını kaydeden Kemal Dürüst, bunun, öğretmenlerin tasarruflu, düzgün ve planlı kullanılmasıyla çözülebilecek konular olduğuna dikkat çekti.

Dürüst, geçtiğimiz günlerde bir üniversitede yaşanan vahim cinayet olayının ardından tartışılan “okullarda güvenlik zafiyeti” konusunda da “Okullarda demek ki gelişen ve artan öğrenci sayısıyla birlikte bazı tedbirlerin artırılması gerekiyor. Kampus alanına yönelik ciddi tedbirler alınmalıdır. Herkes elini kolunu sallayarak binalara girememelidir” dedi.

Milli Eğitim Bakanı Kemal Dürüst, eğitimde gelinen nokta ve sıkıntıları Haberal Kıbrıslı Gazetesi’ne değerlendirdi. Dünya standartlarına bakıldığında KKTC’de eğitimin, eleştirildiği kadar kötü olmadığını söyleyen Dürüst, yüksek öğretim noktasında her geçen gün daha da iyiye gidildiğini kaydederek, “sadece öğrenci sayısında değil, aynı zamanda kalite adına da kendilerini geliştirmekte, teknolojik donanımlardan dünya üniversiteleriyle yarışacak noktaya doğru gitmektedirler” şeklinde konuştu.
“Üniversitelerdeki gelişme ortaöğretime de yansıdı”

Üniversitelerdeki gelişimin ilköğretim, orta öğretim ve teknik okullara da yansıdığını belirten Bakan Dürüst, eğitimde eksiliğin hiçbir zaman bitmeyeceğini dile getirdi. “Eksiklik vardır, ama bu eksiklikler eğitim ileriye doğru taşınmak istendiği sürece, daha iyiyi yakalamak istendiği sürece devam edecektir” diyen Dürüst şu ifadeleri kullandı: 

“Biz şu an, mevcut sistemimizde öğretmenlerimizin kaliteli eğitim verebilmesi adına motivasyonlarının iyi durumda olması, okullarımızın donanımının olabildiğince iyi olması ve sağlıklı nesiller yetiştirmeye çalışırken, -hatalı politikalar neticesinde- gelecek yıllara olumsuzluk taşımamalıyız.” 

“Eğitim sisteminin ellenmesi gereken bazı unsurları var”

KKTC eğitim sisteminin ellenmesi gereken bazı unsurları olduğunu belirten Bakan Dürüst, tam gün eğitimin, mutlaka hayata geçirilmesi gerektiğini kaydetti. “Tam gün eğitim sistemi, bir uzlaşı sağlanarak, gerekli koşullar geliştirilerek hayata geçirilmelidir. Tam gün eğitim sistemini hallettikten sonra içi dolu bir takvim eğitimi hayata geçirdikten sonra, burada özel derslerden yakınan veli sayısı azalacaktır. Özel okullara çocuklarını götürmek zorunda kalan veliler de, parasal anlamda rahatlayacaktır. Özel okullar da, devlet okulları da bizimdir. Ancak tam gün eğitim artık kaçınılmazdır” diyen Dürüst sözlerini şöyle sürdürdü: 

“Tam gün eğitim sistemi ülkede uygulanmalıdır, uygulanması için koşulları oluşturmamız gerekmektedir. Biz sadece, birileri rahatsız olmasın diye tam gün eğitimi hayata geçirmekten kaçınmamalıyız. Öğretmen kısmıyla da, mali yapısıyla da, sendikal yanıyla da değerlendirip, belirli bir konsensüsle hükümet bunu hayata geçirmelidir. Bu bir Eğitim Bakanlığı projesi olmaktan öte hükümetinin düşünsel yapısıyla da alakalı bir durumdur. Bu yılın sonunda mutlaka hükümete de tam gün eğitimi tartışacağız. Orada kurulacak olan ciddi, geniş ekiplerle tam gün eğitim sistemin nasıl olacağı, koşullarla değerlendirilecektir. Ben, bir Eğitim Bakanı olarak, en büyük hedefim tam gün eğitim sisteminin hayata geçirilmesidir. Bu, eğitim adına yapılacak en büyük hizmettir.”

“Yeşilırmak’tan Karpaz’a kadar tüm sınıfların sandalye ve masası yenileniyor”

Tam gün eğitime geçmeden önce, okulların fiziki eksikliklerinin tamamlanması yönünde çalışmalar başlattıklarını belirten Bakan Dürüst şöyle konuştu: 

“Öncelikle okullarımızdaki fiziki eksiklikler giderilmelidir. Gelmiş geçmiş tüm hükümetler imkânları zorlayarak gereğini yapmaya çalışmışlardır. Biz de yapıyoruz. Örneğin şu anda ülke genelindeki, Yeşilırmak’tan Dipkarpaz’a kadar tüm sınıflarımızın, öğrenci öğretmen masa ve sandalyeleri değiştirilecektir. İhale sonuçlanmıştır ve önümüzdeki günlerde peyderpey, sağlık kaygısı güden, ortopedik sandalyelerimiz masalarımız gönderilecektir. 

Eğitimde reform…

Bu, hayata geçtikten sonra, Türkiye’deki Fatih projesinin burada da uygulanması, yani etkileşimli tahtaların tüm sınıflarımızda yer alması, ondan sonraki adım olarak da i-padlerle eğitim yapabilme ve beraberinde gelecek olan, çantasız eğitim sisteminin hayat bulması ile eğitimde reform gerçekleştirilmiş olacaktır. Eğitim reformumuz içinde düşündüğümüz bir başka uygulama ise ölçme değerlendirme sisteminin oturtulmasıdır. Öğrencilerin, objektif, zamandan tasarruf edebilen ve güven verici ortamlarda test edilmesi gerekir. Bu, öğrencilerin, sınavını bitirdiği anda sınav sonucunu alabileceği bir sistemdir. Dünyanın gelişmiş ülkelerinde uygulanmaktadır.

“Bütçeden şikâyet etmeyeceğim…”

Bunun için bütçemize koyduğumuz kalemler vardır. Türkiye’den bu konuda dersek alınmıştır. Ben bütçeden şikâyet etmeyeceğim. İmkânlar budur. Önemli olan imkânları doğru ve tasarruflu kullanabilmektir. Yeter ki proje bazında çalışmalar yapılsın…  Bunların hayata geçirilmesi bizim hedeflerimiz arasındadır.” 

“Öğretmen eksikliği yok”

Kemal Dürüst, kendisine yöneltilen bir soru üzerine de şunları söyledi: 

“Öğretmen eksikliği konusu, sürekli eleştiriliyor ancak Eğitim Bakanı olarak ben bugün ülkede öğretmen eksikliği olduğunu düşünmüyorum. Nüfusa oranla öğretmen sayısını değerlendirdiğiniz zaman ülkemizde öğretmen açığı kabul edilebilir değildir. Bunlar, öğretmenlerin tasarruflu, düzgün ve planlı kullanılmasıyla çözülebilecek konulardır. Bu konularla ilgili de başka sorun yokmuş gibi gösterilmesi talihsizliktir. 
Ülkemizde öğretmen açığı vardır söyleminin öğretmen kalitesini yükseltmeye dönük bir adım olmadığını açıkça ifade ediyorum. Eğitime katkı koymak isteyen arkadaşlar sürekli öğretmen eksiği var diye yola çıkmaktadırlar. Gelsinler öğretmen eksikliğini hep birlikte tamamlayalım, nakil tüzüğünü tanımlayalım, öğretmenlerin insani olarak yaşamını etkileyen planlayalım. Benim görüşüm şudur ki, İyi niyet ve radikal kararlarla eğitim sistemimizde özlenen hedefler ve güzellik hayata geçecektir.”

“Sendikalar düşmanımız değil”

Sendikalarla düşman gibi gösterilmelerinin yanlış olduğunun altını çizen Dürüst şunları kaydetti:

“Sendikalar bizim düşmanımız değildir. Biz de onların düşmanı değiliz. Sendikalar bizim paydaşlarımızdır. Sendikalar olmalıdır ve zaman zaman bizim onlardan faydalanmamız gerekmektedir. Öğretmenlerin haklarıyla ilgili, maaşlarıyla ilgili, çalışma koşullarıyla ilgili ortaya koydukları görüşler, gerçekten kayda değerdir, ciddiye alınması gereken unsurlardır ama eğitimin her yerinde, her zaman eğitim gelecek demektir, gelecek nesillerin doğru olarak yetiştirilmesi demektir. 15 yıl sonra ülkeyi yönetecek olan nesillerin yetiştirilmesi demektir. Dolayısıyla bu anlamda eğitimde artık reformun radikal kararların alınmasının zamanının geldiğiyle ilgili net görüşüm vardır. 

“Eğitim bir ülkenin geleceğidir”

Eğitim bir ülkenin geleceğidir. Eğitim konusunda söz söyleyecek herkese kapımız açıktır ama sağduyuyu, devlet bilincini, kültürel öğelerimizi ve eğitimin gelecek nesillerle alakalı olduğunu kimse unutmasın. Bu ülkede eğitim adına yapılan güzellikler olduğunu ama eksikliklerle birlikte, güzellikler olduğunu herkes görsün.” 

“Okullardaki güvenlik önlemleri artırılmalı”

Dürüst, geçtiğimiz gün bir üniversitede yaşanan olayın gündeme getirdiği “güvenlik zafiyeti” konusunda da şu değerlendirmede bulundu: 

“Demek ki gelişen ve artan öğrenci sayısıyla birlikte, okullardaki güvenlik önlemlerinin artırılması gerekiyor diye düşünüyorum. Örneğin kampus alanına yönelik ciddi tedbirler alınmalıdır. Herkes elini kolunu sallayarak istediği anda istediği binaya girer pozisyonda olmamalıdır.”