Eniz Orakcıoğlu

Yılların deneyimli siyasetçisi YKP Yürütme Kurulu Üyesi Alpay Durduran, Ombudsman Emine Dizdarlı'nın Ercan konusunda yayımladığı rapor ve Ulaştırma Bakanı Tahsin Ertuğruloğlu'nun dün meclis kürsüsünden verdiği yanıtı Yeni Bakış'a değerlendirdi.

“Kendini savundukça batacaktır”

YKP Yürütme Kurulu Üyesi Alpay Durduran, Ombudsmanın ortaya koyduklarının gayet açık ve net olduğunu belirterek, “Ombudsmanın yaptığı açıklamalar hukuk diline uygundur ve Sayın Ertuğruloğlu’nu mahkûm etmektedir. Bu sebeple Sayın Bakan kendini ne kadar savunmaya çalışırsa o kadar batacağını düşünüyorum. Özellikle mecliste böyle bir şeyi konuşması ve kimsenin mecliste kendisine Ombudsmana saygı uyarısı yapmaması üzücü bir tablodur. Üstelik mecliste bulunan tüm milletvekillerinin de böyle bir uyarıyı yapmaya hakkı vardır, bu uyarının yapılmaması vekillerinin görevlerini yerine getirmediğini göstermektedir. Sayın Ertuğruloğlu'nun durumu  kesinlikle kuşkulu. Bakan eğer çok büyük hatalar yapmıyorsa bu durum maksatlı hareket ettiğini göstermektedir. Bu maksat ise herhalde kişisel çıkar sağlamak anlamına gelir” diye konuştu.

“Araştırmak Dizdarlı’nın görevidir”

Durduran, Bunları araştırmanın Ombudsman Dizdarlı’nın görevi olduğunu vurgulayarak, “Kişisel olarak bu konuları gündemine alma görevi vardır. Yetkisinden bahsederken, bu tür olayları araştırmanın görevi olduğunu da unutmamak gerekir. Bunu yapmasaydı görevini yapmamış olurdu. Bu yüzden Sayın Dizdarlı yetkisini kullanmış ve görevini de en iyi şekilde yapmıştır. Bu da en çok milletvekillerini ilgilendirir ve milletvekilleri bu görevlerin yerine getirilmesini istemek zorundadırlar, Ombudsmanın var olma gerekçesi budur” diye konuştu.

“Her şey hukuk dışı olmuş açıkça suçlar işlenmiştir”

Durduran, sözlerine şu şekilde devam etti; “Bu konu artık kamuoyuna mal olmuştur. Sayın Dizdarlı’nın ilgili yasaları sayı ve tarihleriyle vererek açıklama yapmış olması ilgililere görevlerinizi yapın çağrısı taşımaktadır. Ben eğer birinin telefonunu cebime atarsam ve oda bunu kasıtlı çaldığımı düşünürse ve şikayet ederse, eminim eve gitmeden önce polis beni yakalar, içeriye alır, sorgular, zabıt tutar ve o gün poliste kalırım, ertesi günde beni mahkemeye sevk eder ve hakimden de tahkikatın devamı için bir 3 gün daha tutukluluk alırım. Burada milyonlarca lira söz konusudur ve bir şirket bu paranın kendisinden talep edildiği ve tehdit edildiği için 225 bin Euro kadar kısmını ödemiştir. Burda ne yazık ki olmayan bir şirketle sözleşme yapıldığı iddia edilmektedir. Çünkü bu iki şirket birleşti ve diğer bir şirketi denetleyecek denilmektedir. Sözleşme yapıldığı zaman ise muhatap olan kurum ortada yoktur. Doğmayan bir kurumla yapılan sözleşmenin kıymeti nedir. Bu devlet böyle çalışıyor o yüzden bataktan kurtulamıyoruz. Her şey hukuk dışı olmuş açıkça suçlar işlenmiştir.”

Kaynak: Yeni Bakış Gazetesi