Suna ERDEN 

Kıbrıs Türk Çiftçiler Birliği’nin iş araçlarıyla yaptığı eylem dördüncü gününe girerken, Bedrettin Demirel Caddesi’ndeki araçlar dün akşam saatlerine doğru çekildi. Günlerce kapalı kalan yollardan dolayı vatandaşlar işkence çekti. Trafik akışının Dereboyu bölgesi ve Kızılbaş bölgesinde yoğunlaşması nedeni ile ulaşım allak bulak oldu. Saniyelerle yarışan ambulanslar yolu uzatmak zorunda kalırken, işine ve evine yetişmeye çalışanlar da eziyet yaşadı. Günlerce yaşanan trafik çilesinin ardından eylemciler araçlarını bakanlıklar bölgesindeki tali yollara çekti. 

PEKİ, BİZİM SUÇUMUZ NE? 

Çekin araçlar yolları rahatlatsa da vatandaşların yaşadığı eziyet yanlarına kaldı. Özellikle dört gün boyunca yaşanan trafik kâbusu en fazla yolcuları gidecekleri yere ulaştırmakla yükümlü olan dolmuş şoförlerini etkiledi. Star Kıbrıs’a konuşan dolmuş şoförlerinden kimisi eylemi eşkıyalık olarak değerlendirirken, kimisi halkın neden cezalandırıldığını sordu. Kimi dolmuş şoförleri ise her eylemde yolların tıkandığını, trafiğin alla bulak olduğunu ifade etti ve “Bizim suçumuz ne, bizim derdimiz ekmek parası ancak nedense eziyeti hep biz çekiyoruz” dedi. 
Şoförler ne dedi? Şoförler ne dedi? Şoförler ne dedi? Şoförler ne dedi? 

SALİH KAPTAN: “BAKANLIKLARIN İÇİNE GİRMELİLERDİ” 

Günlerdir trafik allak bulak oldu. Hem biz hem de halk eziyet çekti. Çiftçiler Birliği kendilerine göre gerekçelerle eylem yapıyor ancak bunun cezasını halk çekmemeli. Eğer sorun yöneticiler ise ve eylem yapanların derdi onların sorunlarla ilgilenmemesi ise o zaman sadece onlar etkileyecek eylemler yapmaları gerekir. Mesele araçlarını siyasilerin makamlarının tam önüne koymalılardı veya bakanlıkların içine girmelilerdi. Bizim suçumuz ne, bizim derdimiz ekmek parası ancak nedense eziyeti hep biz çekiyoruz. 

HÜSEYİN BİNGÖLÇ: “HAKLARI YOKTU” 

Lefkoşa şehir içi ulaşımını sağlayan bir şoför olarak zaten rutin günlerde eziyet çekiyorum. Yollarımız düzgün değil, Başbakanlık kavşağı sabah saatleri ile mesai çıkışında oldukça sıkışık oluyor. Bu sorunlar yetmezmiş gibi günlerdir süren eylemler yüzünden perişan oldu. Dört gün boyunca yolcuları taşımak için şehri turladım. Bu sıcaklarda halk uzayan yollardan dolayı perişan oldu. Hükümete, polislere, yasalara isyan ediyorum. Sadece bu eylem değil her eylem olduğunda yolların tıkanmasından dolayı öncelikle biz daha sonra da taşımakla yükümlü olduğumuz halk perişan oluyor. Bu eylemde de dört gün boyunca anamızdan emdiğimiz süt burnumuzdan geldi. İnsanlar işine geç kaldı, hastaları olan hastaneye gidene kadar perişan oldu. Bunları bizlere yaşatmaya kimsenin hakkı yok. 

CEMAL MENCİK: “VATANDAŞI RAHAT BIRAKIN” 

“Günlerdir yolcular şikâyet edip durdu. İnsanlar canından usandı. Çiftçiler eylem yaptı diye hayat durdu. Belki kendilerine göre haklı gerekçeleri olabilir ancak halkın ne suçu var. Her eylem olduğunda yollar kapanıyor, insanlar evine ulaşabilmek için çile çekiyor. Özellikle dolmuş şoförleri ise her eylemde kapanan yollardan dolayı etkileniyor. Buradan eyleme yapanlara ve yapacaklara sesleniyorum. Kim ile derdiniz varsa gidip onların hayatını aksatacak eylemler yapın vatandaşı rahat bırakın.” 

AHMET RÜZGAR: “EŞKIYALIK” 

“Çiftçiler eylem yapacak diye eşkıya gibi yolu kapattılar. Onların yaptığına yol kesmek denir ve bunu da ancak eşkıyalar yapar. Günlerce yollarda eziyet çektik. Ne sorunları varsa gidip muhatapları ile çözsünler halkın hayatını zindan etmesinler. Çiftçiler bugün araçları yollardan çekti, yarın bir başkası eylem yapacak ve yine yollar kapatılacak. Bu ülkeden eylemlerden de siyasilerin vurdumduymazlığında da bıktık. Bizim derdimiz ve vatandaşın derdi ekmek parasıdır. Çiftçiler gibi 500 bin TL’lik iş araçlarımız yok.” 

HALİT SANCAK: “İŞKENCE ÇEKTİK” 

“Biz ve bu halk dört gün boyunca işkence çektik. Bunun hesabını kim verecek. Halkın çektiği yanına kalacak. Eylem yapan kişiler başkalarının haklarını ihlal ederek bir yere varamazlar. Öte yandan her eylem olduğunda anayollarda kaos yaşanıyor. Biz bunun cezasını çekmek zorunda mıyız? Bu ülkede neden Sorunlar konuşma ile çözülemiyor anlamış değiliz ancak biz başkalarının sorunları yüzünden işkence çekmek istemiyoruz.” 

İHSAN KAYA: “HESABI KİM VERECEK” 

“Günlerce yolcuları gidecekleri yere ulaştırmak için Lefkoşa’nın içini turladık. Daha fazla zaman kaybı yaşadık ve daha fazla mazot yaktık. İnsanlar evine ve işine geç gitti. Şimdi çiftçiler güya insafa gelip araçların yoldan çektiler. Şimdi bizim yaşadıklarımızın hesabını kim verecek. Çiftçiler mi siyasiler mi? Her eylem de halkın bedel ödemesinden usandık.”