Yüksek Planlama Denetleme Akdreditasyon ve Koordinasyon Kurulu (YÖDAK) Başkanı Prof. Dr. Hüseyin Gökçekuş, Girne Amerikan Üniversitesi (GAÜ) Rektörlüğü tarafından 8 Eylül 2016 tarihinde  yapılan açıklamada yer alan hakkındaki iddiaların gerçeği  yansıtmadığını belirtti.

Konuyla ilgili açıklama yapan Gökçekuş, “İleri sürülen  mahkeme kararlarına riayet etmediğim ve/veya taraflı davrandığım hususundaki iddiaları gerçeği yansıtmamakta olup aslında taraflı davrananların üç YÖDAK üyesi olduğunu belirtmek isterim” dedi.

Gökçekuş’un açıklaması şöyle devam etti:
“YÖDAK’ın Yüksek İdare Mahkemesi huzurunda YİM:140/2016 sayılı davada temsiliyeti ile ilgili olarak yaşanan sıkıntılar ve Girne Amerikan Üniversitesi tarafından YÖDAK aleyhine açılan davada, YÖDAK üyeleri Prof. Dr. Mehmet Hasgüler, Prof. Dr. Olgun Çiçek ve Prof. Dr. Hasan Kömürcügil’in, devletimizin bir kurumu olan YÖDAK’ı zor durumda bırakarak ve söz konusu davada savunulmamıza ve/veya temsiliyetimize engel olacak  şekilde, Girne Amerikan Üniversitesi avukatı ve/veya avukatları ile yürütmüş oldukları işbirliği ve taraf olma yönündeki tavır ve eylemleri ve  karşı tarafın Avukatı Mustafa Asena’nın, Prof. Dr. Mehmet Hasgüler  ile  konu hakkında işbirliği yaptıklarını açık ve seçik olarak gösteren Prof. Dr. Mehmet Hasgüler tarafından Avukat Asena’ya gönderilen ve açıkça davacı olan GAÜ’nün tarafını tuttuğunu açıkca gösteren e-mail Av. Mustafa Asena tarafından mahkemede yargıca  ibraz edilmiş ve/veya sunulmuştur. Bunun sonucunda YÖDAK temsileysiz bırakılarak Mahkemenin tek taraflı olarak karar vermesine sebep olmaları nedeni ile, Yüksek Öğretim Yasası hilafına, bu yasada tanımlanan görev yetki ve sorumluluklara ve etik kurallara aykırı olarak  davrandıklarından haklarında yetkili makam ve/veya soruşturma başlatılması gerekmektedir.

Yine hatırlanacağı üzere söz konusu YÖDAK üyelerinin daha önce YÖDAK aleyhine açılan davalarda  ve halihazırda devam etmekte olan davalarda davacı ve/veya GAÜ’nün avukatı olarak  bulunan  Av. Mustafa Asena ve Av. Refet Uzun /Av.Devran Uzun’un YÖDAK Üyeleri tarafından ısrarla YÖDAK’ın Avukatı olarak tutulmasını ve/veya mahkeme huzurunda YÖDAK’ı temsil etmesini istemekte ve “kıbrıs’ta tarafsız avukat mı kalmadı?” sözlerimin üzerine söz konusu YÖDAK üyeleri “  GAÜ’nün avukatı olan Av.Asena’nın  bu hizmeti YÖDAK’a “ücretsiz”  yerine getireceğini söylemişlerdir.

Benzer bir şekilde “Girne Üniversitesi” programlarının görüşülüp görüşülmemesi hususunda   Başsavcılığın YÖDAK karar almakta  yetersiz kalması ve/veya tereddüt içine düşmesi halinde  hukukçulardan görüş alınması gerektiği  görüşü üzerine  en saygın ve muteber emekli ve tarafsız altı hukukçunun görüşü üç YÖDAK üyesi tarafından itibar görmezken aynı toplantı sırasında son anda GAÜ’nün  Avukatı’nın  görüşünün yanı sıra  GAÜ Hukuk Fakülte Dekanının görüşünü sunmaları  oldukça düşündürücüdür.

Bundan anlaşılacağı üzere söz konusu YÖDAK üyeleri’nin GAÜ’nün tarafını tutarak taraflı davrandığı açıkça görülmektedir. 65/2005 sayılı Yükseköğretim Yasası ve/veya yürülükteki mevzuata ki eşitlik, tarafsızlık ve ayrımcılık yapılmaması ilkelerine uymayarak sadece bir üniversite’nin çıkarlarını gözeterek diğer  değerli üniversitelerimize çifte standart uygulamaktadırlar. Bunun yanı sıra YÖDAK’ın tarafsız ve/veya bağımsız  bir avukat tarafından müdafaa edilmesi gerçeği göz ardı edilerek ve/veya gözden kaçırılarak YÖDAK’ın avukat tutularak mahkeme huzurunda temsil edilmesi husunda kamuoyunu yanılmaktadırlar. 
 
Şahsımla ilgili olarak, kamuoyuna yansıtılan ve Cumhurbaşkanlığı tarafından başlatılan bir soruşturma bulunmakla birlikte; malumlarınızdır ki; söz konusu soruşturmaya konu edilen Girne Üniversitesi Pilotaj Bölümü ile ilgili olarak, Devletimizin Hukuk Dairesi, Başsavcılık tarafından Cumhurbaşkanımızın talebi ile yürütülmüş ve neticelendirilmiş bir soruşturma ve yaklaşık 10 ay önce hazırlanmış bir Başsavcılık görüşü ve/veya raporu vardır. Ayrıntıları kamuoyu ile paylaşılmayan bu raporda önemli ve dikkat çekici hususlar bulunmaktadır. Hatta bu tespitler şahsımın değil yukarıda adı geçen ve söz konusu dönem itibarıyla görev yürüten YÖDAK Üyeleri hakkında olumsuz ifadeler içermekte bu yüzden de  adı geçen üyeler hakkında soruşturma başlatılması gerekliliğini açıkca ortaya koymaktadır. YÖDAK Üyeleri ve Şener Elcil tarafından ileri sürülen bazı ithamlar üzerine Cumhurbaşkanlığı konunun açıklığa kavuşması için yaklaşık 11 ay önce Başsavcılığa başvurmuş, ayrıntılı soruşturmanın ardından Başsavcılık tarafından hazırlanan rapor ve/veya Başsavcılık görüşü 19 Ekim 2015 tarihinde Cumhurbaşkanlığına iletilmiştir. Hiç kuşkusuz söz konusu raporda belirtilenler büyük önem taşımaktadır”

Gökçekuş, Başsavcılık raporunda, “ilgi yazımız ekinde  tarafınıza gönderilen evrak arasında yer alan, 30/9/2015 tarihli yazısında Prof. Dr. Hüseyin Gökçekuş hakkındaki ithamı kabul etmemiş ve konu ile ilgili kendi iddalarını belirtmiştir. YÖDAK Üyesi Prof. Dr. Umay Türkeş Günay 28/9/2015 tarihli yazısında Prof. Dr. Hüseyin Gökçekuş’un iddalarını teyit etmiştir. Yine aynı şekilde, 21.3.14  tarihli toplantıda hazır bulunan, kıdemli idare memuru Aytül Ulutekin Bezinci ve Hülya Çağman da 28/9/2015 tarihli yazılarında Prof. Dr. Hüseyin Gökçekuş’un iddalarını teyit etmiştirler. Ancak diğer üç YÖDAK üyesi Prof. Dr. Necdet Osam, Prof. Dr. Olgun Çiçek ve Prof. Dr. Hasan Köümürcügil 21/3/2014 tarihli toplantıda  Girne Üniversitesi Pilotaj Bölümü için olumlu oy kullanmadıklarını tarafıma gönderdikleri yazılarda belirtmiştirler. Tarafıma gönderilen tüm bilgi ve belgeler değerlendirildiği zaman, konu ile iligili çelişkili iddalar olduğu ve bazı üyelerin gerçekleri söylemediği görülmektedir” denildiğini belirtti.

Hüseyin Gökçekuş, “Girne Üniversitesi Pilotaj Lisans bölümü lisans onayındaki usulsüzlük iddialarının sabit olduğunun söylenmesinin mümkün olmadığı kanaatindeyim. Bu nedenle , mevcut bilgi ve belgeler ışığında YÖDAK başkanı Prof. Dr. Hüseyim Gökçekuş’un görevini kötüye kullandığı  gerekçesiyle görevden alınmasının her hakülkarda takdir ve değerlendirme yetkisinin Cumhurbaşkanından olduğunu tekrar belirterek, hukuken mümkün olmadığı kanaatinde olduğumu belirtir ve saygılar sunarım” şeklindeki ifadelerin konunun kamu oyunda yaratılmaya çalışılan algı yönünde olmadığını açık bir şekilde ortaya koyduğunu kaydetti.

Yakın Doğu Üniversitesi Sınıf Öğretmenliği konusuyla ilgili olarak mahkemenin vermiş olduğu YİM kararı ve sonrasında alınan YÖDAK kararının da kamuoyunun gözünden kaçırıldığını söyleyen Gökçekuş,  şöyle devam etti:

“Yüksek İdare Mahkemesi’nin vermiş olduğu YİM 133/2015 sayılı kararla Yakın Doğu Üniversitesi’nin haklı olduğu ve YÖDAK tarafından alınan iptal kararının yürütmesinin durdurulduğu belirtilmiş, bu kararın ardından ise YÖDAK üyeleri’nin talebiyle 13.10 2015 tarihinde gerçekleştirilen YÖDAK toplantısında, 5.05.2015 tarihinde verilen öğretime başlama izni kararını iptal eden, 19.06.2015 tarihli karar ile  bu kararın yeniden ele alındığı ve oy çokluğu ile  devamının kararlaştırıldığı  30.07.2015 tarihli YÖDAK toplantısında alınan kararın iptal edilmesine ve  5.05.2015 tarihinde YÖDAK tarafından alınan “ YDÜ Atatütk Eğitim Fakültesi bünyesinde bulunan Sınıf Öğretmenliği Lisans Porgramı için verilen  “öğretime başlama izni verilip akreditasyona aday olarak Kabul edilmesi” kararının devamına karar verilmiştir.  Alınan bu karar 15.10.2015 tarihinde YDÜ’ye tebliğ edilmiştir”

Gökçekuş, “Yapılan tüm bu iftiralar/ithamlar ve gerçek dışı açıklamalar şahsımı hedef alıyor gibi görünse de YÖDAK ve KKTC yükseköğrenimine büyük zarar vermektedir. Konunun  bu açıdan da ele alınıp incelenmesi gerekmektedir” dedi.

Hüseyin Gökçekuş, “Cumhurbaşkanlığı tarafından uygun görülerek şahsıma yönelik talep edilen ve süreklilik arz eden soruşturma yanında, gerek Başsavcılık yazısında gerekse yukarıda anlattığım olaylarda adı geçen üyeler hakkında da soruşturma başlatılması için Devletin hukuk dairesi Başsavcılık nezdinde Cumhurbaşkanı tarafından soruşturma talep edilmesinin konunun açıklığa kavuşturulması bakımından elzem  olduğu görüşümü yineler ve Başsavcılığı konu hakkında göreve çağırırım” şeklinde devam etti.