Özge Kizir

Büyük bir eylem hazırlığı içinde olan ancak koalisyon hükümetinin bozulması üzerine eylemi erteleyen Müteahhitler Birliği’nin Başkanı Cafer Gürcafer sert çıktı. 

“Saçma sapan gerekçelerle ikide bir bu ülkede hükümet bozulmasından artık bıktık usandık. Ekonomiyi ayağa kaldırmak için, yabancı yatırımcının önünü açmak için veya vergi kaçağının önüne geçmek için yapılması gerekenler bellidir. Bu noktalarda görüş ayrılığı kabul etmiyorum” diyen Gürcafer, partilerin egolarını tatmin etme hususunda yaşadıkları farklılıklar veya ayrılıkların kendilerini ilgilendirmediğini söyledi.

Kıbrıs Türk Sanayi Odası Başkanı Ali Çıralı da toplumun umutlarının heba olduğunu kaydederek, “Kamuoyunda geniş tabanlı bir hükümet reform hükümeti olarak kabul edildi. Ekonomi daha iyi olacak gibi ümitlerimiz vardı. Fakat bu ümitler maalesef son istifalarla suya düştü. Artık ekonominin daha ileriye gidebilmesi için öncelikle siyasi istikrarın olması gerekir” şeklinde konuştu.

Ulusal Birlik Partisi’nin, (UBP) hükümetten çekilme kararı almasının ardından yaşanan siyasi gelişmelerden, ekonomik çevreler de etkilendi. 

İki yıl içinde iki koalisyonun bozulmasının ekonomik hayata yansımalarını Haberal Kıbrıslı gazetesine değerlendiren Kıbrıs Türk İnşaat Müteahhitleri Birliği Başkanı Cafer Gürcafer ve Kıbrıs Türk Sanayi Odası Başkanı Ali Çıralı, ülkede sürekli yaşanan istikrarsızlığın ekonomiyi olumsuz etkilediğinden yakındı.

Gürcafer: “Bütün farklılıklarımızı ve ayrılıklarımızı geriye itip toplum için doğru olanı yapacağız dediler ama yine yapmadılar”

Kıbrıs Türk İnşaat Müteahhitleri Birliği Başkanı Cafer Gürcafer, uzun zamandır süren istikrarsızlıktan dolayı ülkenin ekonomik açıdan çok zor günler geçirdiğini vurguladı. “Ortalama her 1.3 yıla yani 15 aya bir bakan düşüyor. Bu şekille bu ülke yürümez. İstikrarlı, uzun süreli ve reformları gerçekleştirecek bir hükümet istiyoruz dedik. Ülkenin iki tane partisi büyük bütün farklılıklarımızı ve ayrılıklarımızı geriye itip toplum için doğru olanı yapacağız dediler ama yine yapmadılar. Yine kötü bir durumla karşı karşıyayız. Yine siyasetçiye ve ülkenin geleceği inanç bir o kadar arttı” diyen Gürcafer, bundan çok rahatsız olduklarını açıkladı.

“Pazarlık sürecini yakinen takip edeceğiz”

Toplum ve sivil toplum örgütlerinde siyasilere olan inancın azaldığını belirten Gürcafer, şunları söyledi: “Hem toplumda hem de sivil toplum örgütlerinde siyasilere olan inanç bir o kadar daha azaldı. Bununla beraber öfkede bir o kadar daha arttı Yeni dönemde siyasi partiler tarafından sürecek olan pazarlık sürecini yakinen takip edeceğiz. Masada toplumun ve ülkenin sorunlarının olmasını ve bu sorunlarına yönelik çözüm önerilerinin ne olacağını görmek isteriz. 

“Bütün halkı sokağa dökeceğiz”

Eğer ki pazarlıklar, bakanlık sayısı veya şu daire bende olsun gibi abuk sabuk noktalarda yoğunlaşırsa o zamanda buna çok sert tepki vereceklerdir. O zaman da bu ülke kaosa dönecekse dönsün. Bütün halkı sokağa dökeceğiz. Hedefimiz de meclis olacaktır. Artık hedefimiz hükümet falan değildir. Bu meclis bu ülke için çözüm üretmek zorundadır. Ya çözüm üretirler, ya da birlikte istifa ederek en azından o onurlu davranışı göstererek evlerine giderler.

“Evlerine bile gitmesinler çünkü artık ülke yangın yerine döndü”

Meclisi toplasın ve meclisin içerisine kapansınlar. Papa seçimi yaparmışçasına çözüm üretene kadar yani meclisin bacasından gri duman çıkana kadarda kapıları açmasınlar. Evlerine bile gitmesinler çünkü artık ülke yangın yerine döndü.”

“Herkesi iflasın eşiğine getirdiler”

Esnafın ve ticaretle uğraşan herkesin iflasın eşiğine geldiğini ifade eden Gürcafer, bu ülkeye yatırım yapmak için gelmiş olan insanlar bugün ne oluyor diye şaşkın şaşkın bakıyor. Bizim dünya kadar yapmış olduğumu işlerimiz vardır. Bunlarla ilgili devletten alacaklarımız vardır. Onlar oralarda bekliyor. Yatırımla ilgili dosyalar dairelerde hükümetsizlikten dolayı bir o kadarda laçka haline gelmiş olan dairelerde bekliyor. Bekliyor da bekliyor. Her şey bekliyor. Kimi bekliyor? Siyasetçinin çözüm üretmesini bekliyor. En azından çözüm üretemiyorsam istifa eder evime giderim. Bu onurlu davranışı bekleriz ve bunun da takipçisi olacağız” ifadesini kullandı.

“Eskiden olduğu gibi kimse bizim ‘bekleyelim bakalım hükümet kurulsun da neler olacak’ gibi bir davranış sergilememizi beklemesin”

Gürcafer, sözlerine şöyle devam etti: “Eskiden olduğu gibi kimse bizim ‘bekleyelim bakalım hükümet kurulsun da neler olacak’ gibi bir davranış sergilememizi beklemesin. Biz süreci çok yakından takip edeceğiz. Ülkenin ve toplumun zararına olabilecek bir takım gelişmelerde de çok sert tepki vereceğiz. Bütün sivil toplum örgütü bir çatı altında örgütleyip ülkenin geleceğine de sahip çıkma hususunda girişim yapacağız.

“Saçma sapan gerekçelerle ikide bir bu ülkede hükümet bozulmasından artık bıktık usandık”

Biz bu ülkenin yeni baştan ayağa kalkması için bütün farklılıklarını bir kenara koyup bir araya gelmelerini bekliyoruz. Bu ülkede saçma sapan gerekçelerle ikide bir hükümet bozulmasından artık bıktık usandık. Onların farklılıkları veya ayrılıkları beni hiç ilgilendirmez. Ekonomiyi ayağa kaldırmak için, yabancı yatırımcının önünü açmak için veya vergi kaçağının önüne geçmek için yapılması gerekenler bellidir. Bu noktalarda görüş ayrılığı kabul etmiyorum. Zaten doğru bir tanedir. Onun dışındaki kendi egolarını tatmin etme hususunda yaşadıkları farklılıklar veya ayrılıklar bizi hiç ilgilendirmiyor.”

Çıralı: “Umutlar heba oldu”

Kıbrıs Türk Sanayi Odası Başkanı Ali Çıralı, Toplumun umutlarının heba olduğunu kaydetti. Çıralı, “Kamuoyunda geniş tabanlı bir hükümet reform hükümeti olarak kabul edildi. Bizler de öyle kabul ettik. Ekonomi daha iyi olacak gibi ümitlerimiz vardı. Fakat bu ümitler maalesef son istifalarla suya düştü. Artık ekonominin daha ileriye gidebilmesi için öncelikle siyasi istikrarın olması gerekir” dedi.

“Siyasi istikrara ulaşabileceğimiz bir yapının oluşturulması gerekir”

Geniş tabanlı bir koalisyon olmasına rağmen siyasi istikrar sağlanamamasından yakınan Çıralı şunları söyledi: “Dolayısıyla seçim ve halk oylaması sisteminin tartışılması gerekiyor. Siyasi istikrara ulaşabileceğimiz bir yapının oluşturulması gerekir. İkide bir hükümet krizleri veya koalisyon değişiklikleri ile bütün zamanımız geçiyor. Böyle olunca hiçbir işte yapılamıyor. Ekonomiye de büyük zararları vardır.

“Siyasi partilerimiz kendi siyasi çıkarlarını ön plana tutuyor”

Zaman çok önemlidir. Görüşmelerin devam ettiği bir zamanda olası bir çözüme ekonomik ve toplum yapısı olarak hazır olmamız gerekir. Dolayısıyla bir sürü yasa ve AB uyum yasalarının süratle meclisten geçilerek uygulanması gerekir. Hükümet çare bulmakla görevlidir ama maalesef siyasi partilerimiz kendi siyasi çıkarlarını ön plana tutuyor. Toplum menfaatlerini de ikinci planda tuttukları için o tür krizler hep yaşanıyor.

“Kamu maaşları ödenemez duruma geldi, özel sektör devletten alacaklarını tahsil edemiyor”

Ekonomimiz dibe vurmuştur. Kamu maaşları ödenemez duruma geldi, özel sektör devletten alacaklarını tahsil edemiyor ve piyasa nakit sıkıntısından dolayı önümüzdeki günlerde bu yaşanan durum kendisini daha da gösterecektir. Biran önce hükümetlerin kurulması lazım ve maalesef şimdiye kadar oluşturulan yapıda da kamu ve devlet işleri devlet ukdesi olmasından dolayı da piyasaya para akışı devlet üzerinden sağlanmaktadır. Nakit akışları da durduğuna göre önümüzdeki günler ekonomi için daha da kötü olacaktır.”

“Bu tecrübeleri yaşadıktan sonra daha köklü bir çözüm bulmamız gerekir”

Siyasi istikrara kavuşabilmek için seçim sisteminin de değiştirilmesi gerektiğine vurgu yapan Çıralı, sözlerini şöyle tamamladı: “En fazla oyu alan yani yüzde 40 civarında oy alan bir partinin tek başına iktidar olması sağlanabilir çünkü bu ülkede koalisyon hükümetleri maalesef hiçte iyi örnek olmadılar. Koalisyon ortakları arasında hep sürtüşmeler veya pazarlıklar hüküm sürdü. Koalisyon hükümeti icraat yapamadı. Dolayısıyla bu tecrübeleri yaşadıktan sonra daha köklü bir çözüm bulmamız gerekir.”