Halkın Partisi KKTC’deki vatandaşlık sistemi konusunda kapsamlı bir açıklama yaparak bu konuda bir sistem değişikliğinin gerekli olduğuna dikkat çekti ve vatandaşlık politikası konusundaki çözüm önerilerini kamuoyu ile paylaştı. Halkın Partisi’nden yapılan açıklamada yürürlükte bulunan vatandaşlık sisteminin siyasi istismara açık olduğunun yıllar içerisinde görüldüğüne dikkat çekilerek “UBP-DP hükümeti tarafından son açıklanan vatandaşlık rakamları, vatandaşlık verilmesine dair bu sistemin şeffaf ve güvenilir olmadığını ve bir an önce değiştirilmesi gereğini bir kez daha göstermiştir” denildi.

Açıklamada vatandaşlık kriterlerinin ülkenin eğitim, sağlık, konut, alt yapı, belediye hizmetleri ve sosyal hizmetler gibi alanlardaki kapasitesi dikkate alınarak belirlenmesi gerektiğine; yürürlükteki yasaya göre vatandaşlığı gerçekten hak etmesine rağmen ya kendisine veya çocuklarına vatandaşlık verilmeyerek mağdur edilen insanların mağduriyetinin giderilmesinin gerekli olduğuna; mevcut vatandaşlık uygulamasındaki keyfiliğin çok ciddi adaletsizlikler yarattığına ve değiştirilmesi gerektiğine dikkat çekildi. Vatandaşlık karar ve dosyalarının Meclis veya bir başka organın şeffaf şekilde yapılacak bir denetimine tabi tutulması gerektiğine de dikkat çekilen açıklamada şu ifadelere yer verildi: “Vatandaşlık kararı, ülke şartları çerçevesinde Kıbrıs Türk otoritelerince verilmelidir. Bunun dışındaki olası herhangi bir talebi, ısrarı veya baskıyı doğru bulmuyor, toplumun siyasi iradesine müdahale olarak görüyoruz. KKTC’nin gerek bu konuda, gerekse başka konularda kendi kararlarını vermesi, Kıbrıs Türk halkının uluslararası alanda itibarını yükselteceği gibi, Türk dış politikasının da yararına olacaktır.”

Çalışma maksatlı ikamet izinlerinin otomatik olarak vatandaşlık başvurusu yapma hakkı yaratmasının doğru bir yaklaşım olmadığı vurgulanan açıklamada “yapılması gereken şey, ikamet türleri arasında bir ayrıma gidilerek her nevi ikametin vatandaşlık bağlamındaki süreden sayılmama düzenlemesinin getirilmesidir. Vatandaşlık başvurusu yapma hakkını sadece “nitelikli ikamet” kuran bireylere vermek daha doğru olacaktır. Bu türden “nitelikli ikamet” ise çeşitli objektif kriterlerle dayanmalıdır” denildi.

Açıklamada ayrıca şu ifadelere de yer verildi: “Öte yandan bu türden keyfi uygulamalar KKTC vatandaşları arasında bugün belirli oranda var olan ötekileştirme sorununu daha da derinleştirmektedir. Yıllarca vatandaşlarımızın bir bölümünü adeta bir oy deposu olarak görüp vatandaşlık vermeyi bu perspektiften ele alan eski siyaset anlayışı bu ülkeye çok büyük kötülük etmiştir ve halen daha etmektedir. Vatandaşlarımız arasında her nevi ötekileştirmeye karşıyız. İşte tam da bu nedenle vatandaşlık verme uygulamasının siyasi temelde yapılmasının önüne geçilmesi gerektiğine inanıyoruz. Aksi halde siyasi istismara dayalı vatandaşlık toplum içinde de bazı huzursuzluklara neden olacaktır.”

Halkın Partisi’nden yapılan açıklamada aşağıdaki hususlara yer verildi.

VATANDAŞLIK KRİTERLERİ ÜLKEMİZİN KAPASİTESİ DİKKATE ALINARAK BELİRLENMELİ

“Devletler vatandaşlık vermeye dair farklı kriterler uygularlar. Bunu yaparken de kendi demografik, toplumsal, ekonomik ve siyasi durumlarını dikkate alarak hareket ederler. Benzer yaklaşımın KKTC için de kullanılması elzemdir. Halkın Partisi, vatandaşlarına sosyal adaletin olduğu bir düzen vaadinde bulunmaktadır. Bu nedenle vatandaşlık konusunda bir politika belirlerken ülkemizin eğitim, sağlık, konut, alt yapı, belediye hizmetler ve sosyal hizmetler gibi alanlardaki kapasitesi dikkate alınmalıdır. Aksi takdirde, yıllardır olduğu gibi keyfi ve herhangi bir planlamaya dayalı olmayan vatandaşlık verme uygulaması devam ettirilirse bu ülkede sosyal adaleti sağlamak imkansız hale gelecektir. Bu nedene vatandaşlık kriterleri yukarıda belirtilen noktalar dikkate alınarak planlanmalı ve sınırlandırılmalıdır. Bir başka ifadeyle sadece ikamet süresine bakılarak vatandaşlık verilmesi uygulamasından vazgeçilmesi gerekir.

MEVCUT VATANDAŞLIK UYGULAMASI HAKSIZLIKLARA NEDEN OLUYOR

Yıllardır yürürlükte olan vatandaşlık kuralları maalesef hükümete gelen farklı siyasi partiler tarafından adalet duygusunu zedeleyecek şekilde haksızlıklara neden olmuştur. Çok uzun yıllar ülkemizde bulunan, geleceğini bu topraklarda gören ve gerek ailevi faaliyetleri gerekse ticari ve benzeri faaliyetleri nedeniyle vatandaş olmayı hak eden insanlar (başvuranlar) halen beklerken, çok kısa süre önce adaya gelen ama hasbelkader bir siyasiyi tanıyan isimlerin adeta hızlandırılmış şekilde vatandaş yapılması ve bundan siyasi rant elde edilmeye çalışılması kabul edilebilir değildir. Halkın Partisi devletin çok farklı birimlerinde her alanda olduğu gibi, vatandaşlık konusunda da keyfi uygulamalara son verilmesini ve yürürlükteki yasaya göre vatandaşlığı gerçekten hak etmesine rağmen ya kendisine veya çocuklarına vatandaşlık verilmeyerek mağdur edilen insanların mağduriyetinin giderilmesini öncelikli bir adım olarak değerlendirmektedir.

TOPLUMUN SİYASİ İRADESİ KONUSUNDA KAYGILIYIZ

UBP-DP hükümetinin, aynen geçmişte olduğu gibi şimdi de seçim dönemlerinde destek toplamak maksadıyla vatandaşlık dağıtma yoluna gittiği bilinen bir gerçektir. Bunu Halkın iradesine bir nevi müdahale olarak görmek ve kaygı duymak gerekir. Sırf bu nedenle olası istismarları önleyebilmek için bireylerin evlilik yoluyla değil ancak ikamete dayalı prosedürlerle vatandaş olmaları (telsik) durumunda, vatandaşlık tarihleri ertesindeki ilk seçimde veya belirli bir süre geçmedikçe seçme ve seçilme hakkının kullanımına düzenleme getirilmesi gereklidir. Öte yandan vatandaşlık kararı, yukarıda belirtilen ülke şartları çerçevesinde Kıbrıs Türk otoritelerince verilmelidir. Bunun dışındaki herhangi bir talebi, ısrarı veya baskıyı doğru bulmuyor, toplumun siyasi iradesine müdahale olarak görüyoruz. KKTC’nin gerek bu konuda gerekse başka konularda kendi kararlarını vermesi, Kıbrıs Türk halkının uluslararası alanda itibarını yükselteceği gibi, Türk dış politikasının da yararına olacaktır.

KKTC VATANDAŞLIĞI KONUSUNDA SORU İŞARETİ YARATACAK UYGULAMALARDAN KAÇINILMALI

Geçmişte yasadaki kriterleri yerine getirmiyor olmasına rağmen siyasal iktidarların istismarı sonucunda haksız yere vatandaş yapılanların vatandaşlıklarının mahkemelerimiz tarafından hukuka aykırı bulunarak iptal edildiği bilinen bir gerçektir. Etnik kökene değil vatandaşlık gibi hukuki bir temele dayanacak olan toplumsal var olma mücadelemiz bu ve benzeri hukuksuz uygulamalar nedeniyle zarar görmektedir. Daha da önemlisi, gerek vatandaşlıkta hukuka aykırı uygulamalar, gerekse keyfi temelde bazı kişilere öncelik tanınması veya topluca yapılan vatandaşlıklar KKTC vatandaşlığı konusunda soru işareti yaratma tehlikesini barındırmaktadır. Bunu sadece olası bir çözüm bağlamında düşünmemek gerekir. Benzer tehlike olası bir çözümsüzlük halinde mevcut KKTC vatandaşlığının saygınlığı ve güvenirliği açısından da önem taşımaktadır ve herkesin buna özen göstermesi gerekir. KKTC vatandaşlığının verilmesine ilişkin süreçlere gölge düşürecek her nevi tutum ve davranışın derhal terk edilmesi gerekir.

VATANDAŞLIK KARAR VE DOSYALARI MECLİS DENETİMİNE AÇIK OLMALI

Yetki kullanımında keyfiliğin önlenebilmesi için şeffaflık ve denetim esastır. Bu nedenle Halkın Partisi mevcut vatandaşlık sisteminin yerine vatandaşlık verme kararlarının ve dosyalarının Cumhuriyet Meclisi’nin etkili denetimine tabi kılınacağı veya buna benzer şeffaf bir modele geçilmesi gerektiğini savunmaktadır. Böylece önemli ölçüde olası istismarların önüne geçilebilecektir. Kişisel bilgilerin korunmasına dair kurallara halel gelmeyecek şekilde yapılacak bir düzenleme ile muhalefet partilerinin ve hatta gerekirse sivil toplum örgütlerinin de dahil olabileceği ve denetleyebileceği bir vatandaşlık süreci KKTC vatandaşlığına olan güveni artıracaktır.

HER NEVİ İKAMET VATANDAŞLIĞA BAŞVURU HAKKI DOĞURMAMALI

Vatandaşlık yasasında hayatını KKTC’de kurma maksadı olmasa dahi, kendi geleceğini bu topraklarda görmüyor olsa dahi sırf 5 yıl boyunca bu ülkede ikamet etti diye bireylere vatandaşlık için başvuru hakkı verilmektedir. Oysa bu kural, çok geniş bir alanda farklı sektörlerde yurt dışından çalışma izinli olarak çalışan işçilere dayanan KKTC ekonomisi nedeniyle demografik yapıyı ciddi şekilde bozabilecek bir potansiyel taşımaktadır. Bu nedenle Halkın Partisi, çalışma maksatlı ikamet izinlerinin otomatik olarak vatandaşlık başvurusu yapma hakkı yaratmasını doğru bulmamaktadır. Yapılması gereken şey, ikamet türleri arasında bir ayrıma gidilerek her nevi ikametin vatandaşlık bağlamındaki süreden sayılmama düzenlemesinin getirilmesidir. Vatandaşlık başvurusu yapma hakkını sadece “nitelikli ikamet” kuran bireylere vermek daha doğru olacaktır. Bu türden “nitelikli ikamet” ise çeşitli objektif kriterlerle tanımlanacaktır. Sadece çalışmak maksadıyla ülkemize gelen ve o maksatla ikamet ettiği belli olan bireylerin belirli şartları yerine getirmeleri durumunda kendilerine süresiz şekilde uzun dönem ikamet izni verilmesi bir çıkış yolu olabilir. Böylece bu bireyler sürekli olarak izinlerini yenileme sıkıntısı çekmeden hayatlarını idame ettirebileceklerdir. Bu türden izin sahiplerinin seçme ve seçilme, kamu görevlerine girme gibi haklar hariç KKTC vatandaşlarına tanınan haklardan yararlanmaları mümkün kılınabilir.

Halkın Partisi olarak anayasal vatandaşlık temelinde bir hukuk devletine sahip olma hedefini taşıyoruz. İşte tam da bu nedenle vatandaşlığın birey ile devlet arasındaki gerçek bir bağ olarak kalması için sağlıklı düzenlemeler yapılması gereğine inanıyoruz.