Kıbrıs Türk Hekimler Sendikası (Tıp-İş) üyesi doktorlar, sağlık sistemindeki sorunlara dikkat çekmek amacıyla bugün ülke genelindeki tüm kamu hastaneleri ve sağlık merkezlerinde uyarı grevine gitti; Meclis önünde de eylem yaptı.

Tıp-İş’in, nöbetçi ve acilde görevli üyeleri dışındaki üyelerin katıldığı grev 09.00-12.00 saatleri arasında uygulandı. Lefkoşa Kuğulu Park’ta toplanan doktorlar, Cumhuriyet Meclisi’ne yürüyüp, beyaz önlüklerini bıraktı.

Eylemde “Hekimler işsiz, hastalar hekimsiz”, “Acilde tasarruf İnsan öldürür” ve  “Herkese Eşit Sağlık Sistemi” yazılı dövizler taşındı.

Grev ve eyleme, Kıbrıs Türk Tabipleri Birliği (KTTB), Kıbrıs Türk Öğretmenler Sendikası (KTÖS), Kıbrıs Türk Kamu Görevlileri Sendikası (Kamu-Sen), Kıbrıs Türk Eczacılar Birliği ve Kıbrıs Türk Ebeler ve Hemşireler Birliği Sendikası da destek verdi.

Bazı muhalif milletvekilleri de zaman zaman eylemcilerin yanına gelerek, sohbet etti.

MECLİS BAŞKANI VE BAŞBAKAN İLE GÖRÜŞME

Meclis önündeki eylemde Tıp-İş Başkanı Sıla Usar İncirli ile Tabipler Birliği Başkanı Filiz Besim birer açıklama yaptı. Konuşmaların ardından Tıp-İş’ten bir heyet, Cumhuriyet Meclisi Başkanı Dr. Sibel Siber ve Başbakan Ömer Kalyoncu ile görüştü.

İncirli, görüşmeden sonra yaptığı açıklamada, önümüzdeki günlerde hükümetin atacağı adımların Başbakan tarafından bildirilmesi sonrasında sendikanın değerlendirme yapacağını ve hükümetin dikkat çektikleri konulara duyarsız kalması halinde eylemlerin artarak devam edeceğini söyledi.

1445863727.jpg

İNCİRLİ: “SORUNLARIMIZI KIBRIS SORUNU KADAR ESKİ”

Sıla Usar İncirli, eylem sırasında yaptığı konuşmada, bugün 09.00-12.00 saatleri arasında ada genelinde kamu hastaneleri ve sağlık merkezlerinde uyarı grevi yaptıklarını söyledi. İncirli, nöbetçi ve acilde görevli hekimlerin görevlerinin başında olduğunu ancak acil servislerde sadece gerçek acil tıbbi hizmete ihtiyaç duyan hastalara müdahale edildiğini vurguladı.

Sağlık sistemindeki sorunların Kıbrıs sorunu kadar eski olduğunu kaydeden İncirli, sorunların çözülmesi için yapılması gereken yasal düzenlemelerin yıllardır gelen-geçen hükümetler tarafından ihmal edildiğini savundu.

İncirli, zamanında yapılması gerekenler yapılmadığı için bu ihmalin bugün doğurduğu kaotik ortamda hem hizmet veren hekim ve sağlık çalışanları, hem de hizmet bekleyen yurttaşların bunalmış durumda olduğunu ifade etti.

“NEREDE BU YASALAR?”

Sıla Usar İncirli, yasamaya ve yürütmeye seslenerek, şunları söyledi:

“Siz sağlık sistemindeki yasa çalışmalarına önem ve öncelik vermediniz. Bu yüzden grevdeyiz. Kendi yaptığınız yasaları da, Anayasa Mahkemesi’nin kararını da anlamadınız, savunmadınız, muğlak bıraktınız. Bugünkü kaostan, yasa yapma görevinizi yerine getirmediğiniz için siz sorumlusunuz. 2009’da Kamu Sağlık Çalışanları Yasası'ndan, döner sermayeden söz ettiniz. Yapmadınız. Kamu Sağlık Çalışanları Yasası’nın tadili, Özel Hastaneler Yasası'nın tüzükleri, Hasta Hakları Yasası... Nerede bu yasalar?” diye sordu.

“GENEL SAĞLIK SİGORTASI TEK BAŞINA SORUNLARI ÇÖZEMEYECEK”

Sıla Usar İncirli, yetkililerin “Genel Sağlık Sigortası geçecek, herşey düzelecek” diye tutturduklarını ancak Genel Sağlık Sigortası'nın tek başına bu ülkede sağlıktaki sorunları çözemeyeceğinin bilinmesini istedi.

“Denizaşırı talimatlarla bu ülkeye uygun çözümler bulamazsınız. Bu ülkenin gerçeklerine uygun çözümler bulmalısınız” diyen İncirli, halkın ihtiyaçlarına yönelik, uygulanabilir, emekçilerin de görüşlerinin alındığı çözümlerin peşine düşülmesi gerektiğini söyledi.

1445863728.jpg

“BİZ HALK İÇİN ÇALIŞIYORUZ”

İncirli, bütün zorluklara, bütün eksiklere ve olanaksızlıklara rağmen yıllardır bu ülkenin hastanelerine alın terlerini akıttıklarını vurgulayarak, “Bu emeği, bize layık gördüğünüz, hekimlik onuruna yakışmayan maaşlar için yaptığımızı düşünüyorsanız çok yanılıyorsunuz” dedi.

Usar, “Biz bu hastanelerde halk için çalışıyoruz. Ama siz bizi suçlu gibi göstermekten çekinmiyorsunuz. Sağlıktaki sorunların günahını biz hekimlerin boynuna asarak, kendi başarısızlığınızı, vurdum duymazlığınızı, sorumsuzluğunuzu ört bas etmeye çalışıyorsunuz ” şeklinde devam etti.

“DAHA AZ HEKİMLE DAHA ÇOK İŞ, DAHA AZ ÜCRET BASKISI”

Kamu sağlık merkezlerindeki hekim eksikliklerinin dayanılmaz boyutlara ulaştığını kaydeden İncirli, yıllar önce hazırlanan teşkilat yasasındaki boş kadroların dahi münhal edilmediğini devletin az hekimle çok iş yaptırma baskısını her geçen gün arttırdığını söyledi.

İncirli, hekimlerin yoğun çalışmaktan ötürü tükendiğini, hastaların da arzu ettikleri hizmeti alamadığını belirterek, “Bugün kamu hastanelerinde onlarca sözleşmeli, onlarca mecburi hizmetçi hekim özlük haklarından yoksun çalışmakta. ‘Göç Yasası’ndan sonra tüm kamu çalışanlarında olduğu gibi hekimlerin de özlük hakları kabul edilemeyecek düzeylere çekilmiştir” dedi.

“Daha az hekimle daha çok iş, daha az ücret baskısının her geçen gün artması nedeni ile grevdeyiz” diyen İncirli, “Başka kurumlarda istihdamlar sürerken, 55 tane hekimin sözleşmeli, 25 tane hekimin de mecburi hizmetli olarak çalıştırılıyor. Son yaşanan hekim istifalarına karşı hükümet, ‘beğenmeyen gider, kalan kalır’ diyerek hiç bir çözüm yolu açmadı ve kayıtsız kaldı” şeklinde devam etti.

Kamu hastanelerinin halkın olduğunu, devletin hastalara hizmet verecek insan gücünü ve alt yapıyı oluşturmak zorunda olduğunu belirten İncirli, “Beğenmeyen gider, kalan kalır demek, halka karşı sorumsuzluktur” dedi.

1445863726.jpg

“HALK, HASTANELERİ ÇÖKERTMEYE ÇALIŞANLARDAN HESAP SORMALIDIR”

Sıla Usar İncirli, kamu hastaneleri ve sağlık merkezlerinin fiziki koşullarının günümüzün gereklerinden çok uzak olduğuna işaret ederek, acil servis ve ameliyathanelerin bakımsız ve gereken alt yapılardan yoksun olduğu devlet hastanelerine yatırım yapılmadığını kaydetti.

Tıp-İş Başkanı İncirli, “Devlet elini kamu sağlık hizmetlerinden çekme gayreti içinde olduğu için grevdeyiz. Siz halkın hastanelerinden vazgeçmiş olabilirsiniz, biz vazgeçmedik” dedi.

“SAĞLIKTA TASARRUF, İNSAN HAYATINDAN TASARRUFTUR”

İncirli açıklamasının devamında şu ifadelere yer verdi;

“Sağlıkta tasarruf, insan hayatından tasarruftur. Hekimler insan hayatı için vardır. Siz bu ülkede yaşayan her çalışanın, ihtiyaçlının, doğumdan ölüme kadar sağlık hizmeti alabileceği bir sistem kurmalısınız. Bu hizmet eşit, adil ve sürdürülebilir olmalıdır. Kamuda Dipkarpaz’dan Yeşilırmak’a, eşit, adil, sürdürülebilir bir sağlık sistemi şarttır. Kamu hastanelerini çökertmeye çalışma çabaları halka karşı yapılan politikalardır. Halkın ihtiyaçlarını görmezden gelerek, sağlık emekçilerine rağmen zorbalıkla bu sistemi düzeltemezsiniz”

1445863877.jpg

BESİM: “SAĞLIK SİSTEMİ ARTIK SÜRDÜRÜLEMEZ HALE GELDİ”

Kıbrıs Türk Tabipleri Birliği Başkanı Filiz Besim ise, geçmiş hükümetler döneminde yapılmayan icraatlar nedeniyle sağlık sisteminin artık sürdürülemez hale geldiğini iddia etti.

Kamu hastaneleri ve çalışanlarının perişan, denetimsiz özel sağlık hizmetlerinin de aynı başıboşluk içinde olduğunu savunan Besim, “Sağlık Bakanlığı ülkedeki tüm sağlık hizmetlerinden sorumlu olduğunu unutmuş gibi günü birlik sorunları çözmekten bile aciz durumdadır. Hiç kuşkusuz bu durumda da en çok yara alan kesim, sistemin ana aktörleri hastalar ve hekimler olmaktadır” dedi.

Besim, sağlık sistemi oluşturmak için Kamu Sağlık Çalışanları, Genel Sağlık Sigortası, Özel Hastaneler Yasası, Döner Sermaye Yasası ve Hasta Hakları Yasası gibi yasalara ihtiyaç olduğunu kaydetti.

Filiz Besim, “Bu yasalar, eş zamanlı ya da birbirini destekleyecek şekilde kademeli olarak uygulanmaya başlandığı zaman sağlıkta sistem kurulmuş olacaktır” dedi.

Besim, Sağlık Bakanlığı, Başbakanlık, Maliye, Çalışma Bakanlığı ve sağlık örgütlerinin oluşturacağı üst düzey teknik bir komitenin ivedi olarak kurulmasını da önerdi.

1445863878.jpg

1445863875.jpg