“Büyük otellerde her şey şirket bünyesinde kalıyor. Hâlbuki esas olan bizim bunu ekonomiye dağıtabilmemizdir. Benim restoranlarım, taksicilerim ve Kıbrıs’a has ürünleri satmak isteyen insanlarım da bunlardan faydalanabilmelidir”

 “Bu yıl kiralık arabaların sayısını artırdık ve çok fazla kiralık araba izni verdik. Kiralık araba fiyatlarını düşürerek turistin adada daha aktif olmasını sağlayabilmeyi amaçladık”

“Ülkedeki bürokratik engeller insanları usandırıyor. Çünkü işler uzun sürüyor”

Özge KİZİR

Başbakan Yardımcılığı Müsteşarı Hüda Hüdaverdi ülkenin herhangi bir küçük yatırımcıyı bile kaybetmeye lüksü olmadığını söyledi. 

Hüda Hüdaverdi, turizm sektöründeki gerilemenin tek bir nedene bağlı olmadığını, büyük otellerin Kıbrıs ekonomisine değil, kendisine ve istihdam sağladığı kişilere katkısı olduğunu vurguladı. Beş yıldızlı otellerin ve her şey dâhil sistemin devletin ekonomisine bir katkı sağlayamayacağına dikkat çeken Hüdaverdi, turistin adayı rahatça gezebilmesi için bu yıl kiralık arabaların sayısını artırdıklarını, turistin adada daha aktif olmasını sağlayabilmeyi amaçladıklarını vurguladı.

“Turist aslında Kıbrıs’ı yaşamıyor, yalnız o oteli yaşıyor”

“İnsanlar otellerine gelen turisti kendi arabalarıyla alıyorlar, benim Kıbrıs’taki taksicime bir pay kalmıyor. Getiriyor turisti, her şey otelin içerisinde bulunduğu için turist aslında Kıbrıs’ı yaşamıyor. Yalnız konakladığı oteli yaşıyor. Tatilin bitmesinin ardından da şirket onu havalimanına bırakıyor. Bu durumun neresi Kıbrıs ekonomisine katkıdır? Yalnızca şirketin kendine ve istihdam sağladığı kişilere katkısı vardır. Her şey şirket bünyesinde kalıyor. Hâlbuki esas olan bizim bunu ekonomiye dağıtabilmemizdir. Benim restoranlarım, taksicilerim ve Kıbrıs’a has ürünleri satmak isteyen insanlarım da bunlardan faydalanabilmelidir” diyen Hüdaverdi, bunların yaşanabilmesi için turistin gezebilmesi gerektiğini ifade etti.

“Önemli ölçüde bu yıl kiralık arabaların sayısını artırdık”

Turisti yerel halka kazandırmak amacıyla kiralık arabaların sayısını artırdıklarını vurgulayan Hüdaverdi şunları söyledi: 

“Bu yıl kiralık arabaların sayısını önemli ölçüde artırdık. Bununla beraber çok fazla kiralık araba izni verdik. Kiralık araba fiyatlarını düşürerek, turistin adada daha aktif olmasını sağlamayı amaçladık. Kiralık araç 100 Sterlin olursa kimse arabaya binmeyecektir, ama 20 Sterlin olduğunda turist korkmadan kiralayacak ve bütün adayı gezecektir. Biz bir Antalya gibi olmamalıyız, o zaten vardır. Biz alternatifler geliştirmeliyiz. Kıbrıs’a turist geldiği zaman o oteli değil, Kıbrıs’ı yaşaması lazım.” 

“Bizim aslında toplumsal olarak eğitime ihtiyacımız vardır”

Turizmin gelişmesinde sadece turizmle ilgilenen kişilerin değil tüm toplumun turizm konusunda bir bütün olması gerektiğine dikkat çeken Hüdaverdi, “Otelin yanında yaşayan adam ‘turist gelirse bana ne’ dememelidir. Çok daha güler yüzlü davranarak turisti kazanmalıdır. Hatta biz bunu öğrencilerde yaşadık. Eğer öğrenciden adamın cebine bir şey giriyorsa, adam öğrenciyi sevmeye başlar. Adamın cebine bir şey girmez ve herkes yurtta kaldığında ise o zaman ‘bana ne’ der. Bizim aslında bunu yayabilmemiz ve aynı zamanda turizm ülkesi olacaksak bunu sadece turizmle ilgilenen insanlar yapamaz. Bunu hep beraber yaptığımız zaman bu bir bütünlüktür. Her yıl tanıtım için milyonlarca dolar ve Euro harcıyoruz. Bir taksici, turiste bir kazık atsa, senin yaptığın milyonlarca yatırım bitiyor. Demek ki bizim aslında toplumsal olarak eğitime ihtiyacımız vardır” diye konuştu.

“Rekabet konusunda biraz şanssızız”

Hüdaverdi, toplum olarak bir bütün olunduğu zaman turizmde rekabet edebilecek bir seviyeye gelinebileceğini vurgulayarak, “O zaman biz bugün dünyanın başka yerinde bulamadığını sunma şansını bulacağız ve fiyatlarımız daha anlamlı olacak. Rekabet konusunda biraz şansız durumdayız, nedeni ise turizmde iki tane dünya devinin ortasında bulunmamız. Birisi kuzeyimizde olan Türkiye, diğeri ise Güney Kıbrıs… Bunlar da dünyada turizmde söz sahibi olan ülkelerdir. Dolayısıyla yaşanan rekabet basit bir rekabet değildir” dedi.

“Tatil bir lüks olarak görülüyor”

Adada yaşanan turizm sürecinin gerilemesinin tek bir nedene bağlı olmadığını vurgulayan Başbakan Yardımcılığı Müsteşarı Hüda Hüdaverdi şöyle konuştu: “Bu yıl Kıbrıs’ı turistler istemedi düşüncesi doğru bir yaklaşım olmayacaktır. Bu sonuçta bir sürü kombinasyon ve birçok olayın getirisi vardır. Turistin azalmasının birinci sebebi dünyada yaşanan ekonomik krizdir. Daha önceki yıllarda örneğin Rusya ve Almanya gibi ekonomileri çok daha iyi olan ülkeler şu anda aynı ekonomik seviyede değiller. Dolayısıyla bir sıkıntı anında kişiler lüks harcamaları kesiyorlar. Tatiller de lüks sınıfına girdiği için turizm sektörü yavaşlamaya başlıyor.” 

 “Rusya direkt Türkiye piyasasıyla bize ulaşan ve turist potansiyelini sağlayan ülkeydi”
Turizm gerilemesinde Rusya’nın önemli bir payı olduğunu ifade eden Hüdaverdi sözlerini şöyle sürdürdü: 

“Rusya’nın da payı vardır. Çünkü Rusya direkt Türkiye piyasasıyla bize ulaşan ve turist potansiyelini sağlayan ülkeydi. Ancak Rusya’da yaşanan bu önemli kriz, Türkiye’yi çok mağdur etti. 
Türkiye de, kendileri doluluk oranlarını yakalayamadıkları için fiyatları aşağıya çekiyorlar, dolayısıyla bizim önümüzden turisti çekme avantajları var. Rusya’dan Türkiye’ye gelen veya diğer ülkelerden Türkiye’ye gelen turist sayısı azaldığı için onun üzerinden bize turistin aktarılması zorlaştı. Bununla beraber bir de zaten kendi doluluk oranlarının dışında da fiyatlarda önemli indirimler yapıyorlar.” 

“Bu yıl turist sayısında azalma olmuyor”

Ekonomik boyutun yanı sıra planlama boyutunda da sorunlar yaşandığını belirten Hüdaverdi, “ ülkemizde taşımacılık iyi planlanmış bir durumda değildir. Dolayısıyla o istediğimiz ve özlediğimiz noktalardan da turistin ülkeye taşınması ayrı bir sıkıntıdır. Tanınmamışlığımıza daha hiç gelmedim. Tanınmamışlığımız önemli bir sıkıntı ama o durum hep vardı. Şunu özellikle belirtmek istiyorum bu yıl turist sayısında azalma olmuyor. Doluluk oranlarımız için diyebiliriz, ama turizmde düşüş vardır demek çokta doğru değildir” dedi. 

“Teşvikleri daha farklılaştırılmış gruplara yönlendirmek gerekiyor”

Turist sayısındaki azalmaya karşın yaşanılan süreç içerisinde devlet politikasında bir farklılık olmadığını vurgulayan Hüdaverdi sözlerini şöyle sürdürdü: 

“Geçen yıl ne uygulanıyorsa bu yıl da aynısı uygulanıyor. Değişen bir şey yoktur. Farklı bir politika uygulandı ve bu farklı politikadan dolayı gelen turist sayısı azaldı diye bir durum söz konusu değildir. Bizim burada dikkat edeceğimiz durum, teşvikleri daha farklılaştırılmış gruplara yönlendirmek gerekiyor. Sadece güneş, deniz ve kum turizmine yönelik olmamalıdır.

“Sağlık turizmini hedefliyoruz”

Alternatif turizmleri piyasaya yayarak turisti ülkeye çekebilmemiz gerekiyor. Turizm denince akla ilk etapta deniz, güneş ve kum gelir ancak turizm sadece deniz, güneş ve kum değildir. Hedeflerimiz arasında sağlık turizmi bulunuyor ve gelişme aşamasındadır. Ülkede belki dört tane özel hastane açılma projesi var. Eko turizmi geliştirmek için Karpaz bölgesinde yaşanan sıkıntıları bir araya getirerek insanların Kalkınma Bankası’ndaki borçlarını yeniden yapılandırdık. Onlara bir kooperatif kurduk. Kooperatife ek olarak onlara bu yıl belki eğitim bakanlığının bölgede konaklayacak olan öğretmenlere lojman olarak vereceği kaynağı aktaracağız. Dolayısıyla onlar da borçlarını Kalkınma Bankası’na ödeyebilmiş olacaklardır. Bununla beraberde Kooperatif için bakanlık olarak tanıtımlarını üstlendik.

 “1 yılda yarım kalmış bütün otellere kredi açtık”

Bir yılda, yarım kalmış bütün otellere kredi açtık. Bununla beraber alınan ve çalıştırılan otellerin kötü durumda olması nedeniyle de kredilendirme ve teşvik oluşturduk. Sadece kredi değil, gümrük imtiyazlarını da sağladık. Çeşitlendirme yaparak yatırımcıyı oraya yönlendirmeye çalışıyoruz. Zamanında turizm için mevcut olan yatırım bölgeleri birilerine verildi ve onlarda yatırım yapmadı. Şimdi sözleşmeden kaynaklanan sıkıntı yaşıyoruz ve onların elinden alarak başkasına veremiyoruz. Dolayısıyla turizmi farklılaştırmamız lazımdır. Böyle yaparak doluluk oranlarını hedeflediğimiz düzeye çekebileceğiz.”

 “Ülkenin herhangi bir küçük yatırımcıyı bile kaybetme lüksü yoktur”

Corendon Havayolları’nın KKTC uçuşlarından çekilmesi kararını değerlendiren Hüdaverdi, sadece Corendon Havayolları değil, küçük bir yatırımcıyı bile kaybetme lükslerinin olmadığını vurguladı. “Sadece Corendon Havayolları için geçerli değildir. Ülkenin herhangi bir küçük yatırımcıyı bile kaybetmeye lüksü yoktur. Orada yaşanan sıkıntıları çok iyi biliyorum. Corendon Havayolları anlaşma yapmış olduğu otelle yaşadığı sıkıntılardan burayı dolayı terk etti. Bunun devletle alakası yoktur. Bakanlık olarak bir araya getirmek için çok uğraştık, ama maalesef başarılı olamadık. Özel mülkiyetin üzerinde zaten yaptırım gücümüz yoktur. Fakat ülkede yaşanan bürokratik engeller insanları usandırıyor. Çünkü işler uzun sürüyor. Bir merkeze gidilecek doğru bir bilgilendirilme verilebilecek ve teşviklerde iyi anlatılarak o yatırımcı kazanılacaktır” diyen Hüdaverdi, bunun için doğru bir yapı oluşturulması gerektiğinin altını çizdi.