Özge Kizir

KKTC’de sahne alan sanatçılardan vergi alınıp alınmadığı konusu kamuoyunda polemik konusu oldu. Vatandaşlar, KKTC’den para kazanan her kişinin ülkeye vergi ödemesi yönünde fikir beyan ederken, ekonomistler de yasaya göre bir kişinin iki ülkeye birden vergi ödeyemeyeceğini, KKTC-TC arasındaki anlaşmaya binaen, KKTC’de çalışanın TC’ye vergi ödeyebileceğini ifade etti. 

KKTC ile Türkiye Cumhuriyeti arasında Çifte Vergilendirmeyi Önleme ve Vergi Kaybını Anlaşması olduğuna dikkat çeken ekonomist Derviş Kemal Deniz, “O anlaşma içerisinde mesela Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı KKTC ile iş yaparsa -bu da bir şirket veya şahıs olabilir-, burada kazandığı paranın üzerinde vergi ödüyorsa, bu parayı Türkiye’ye götürdüğü zaman o parayı Türkiye’de gösterip ‘Kıbrıs’ta ben bu kadar kazandım’ diyecektir. O anlaşmalar çerçevesinde, Kıbrıs’a ödediği belirli miktar Türkiye’de ödeyeceği vergiden düşülür” dedi.
Vergi Dairesi Eski Müdürü Göksel Saydam da konuyla ilgili olarak “Uluslararası vergi ve bizim hukukumuzda vergi iki şekilde alınabilir. İlk olarak kazanıldığı ülkede ödenir. Diğeri de vatandaşı olduğu ülkede ödenir. Bütün dünyadaki devletler ilk ikamet ilkesi prensibine göre şirketlerini veya şahıslarını vergiye tabi tutar. İkinci vergilendirme ilkesi, kaynak ilkesidir. Gelir hangi ülkede doğarsa o ülkede de vergilendirilir. Bunun arasında bir denge sağlayabilmek için devletler iki metot kullanır. İki defa aynı durumdan vergi alma adaletsizliktir” dedi.

Eski Ekonomi Bakanı Derviş Kemal Deniz ve Vergi Dairesi Eski Müdürü Göksel Saydam bu konuda Haberal Kıbrıslı gazetesine değerlendirmede bulundu. Adaya gelen sanatçıların verdikleri hizmet karşılığı stopaja tabi olduğunu ifade eden Deniz, “Onların burada yaptıkları hizmetler bir stopaja tabidir. Yani bir vergi kesintisi yapmak zorundadır. Ülkeye kim getirirse -mesela bir otel getirir veya casino getirir- onlar ödedikleri ücret üzerinden belli bir miktarı vergi dairesine stopaj olarak yatırmak zorundadırlar” şeklinde konuştu. Saydam ise “Ödemeyi kim yaparsa kendine o miktar üzerinden yüzde 10 veya duruma göre yüzde 5 oranında -mesleğe veya uyruğuna göre değişir-vergilendirilir.  Brüt olarak ne ödenirse, onun üzerinden vergilendirilir” dedi.

Deniz: “Kıbrıs’a ödediği belirli miktar Türkiye’de ödeyeceği vergiden düşülür”

KKTC ile Türkiye Cumhuriyeti arasında çifte vergilendirmeyi önleme anlaşması olduğuna dikkat çeken Deniz, “O anlaşma içerisinde mesela Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı KKTC ile iş yaparsa, bu da bir şirket veya şahıs olabilir, kişinin burada kazandığı paranın üzerinde vergi ödüyorsa, bu parayı Türkiye’ye götürdüğü zaman o parayı Türkiye’de gösterip, ‘Kıbrıs’ta ben bu kadar kazandım’ diyecektir. O anlaşmalar çerçevesinde, Kıbrıs’a ödediği belirli miktar Türkiye’de ödeyeceği vergiden düşülür. Yani mesela diyelim ki şirketsiniz ve Kıbrıs’a geldiniz, bir şube kurdunuz. O şube yüzde 23.50 oranında kurumlar ve gelir vergisi ödüyor. Mesela siz 100 bin TL kazandınız ve 23 bin 500 TL kurumlar ve gelir vergisi ödediniz. O miktarı götürdünüz ve gelir olarak 100 bin lirayı Türkiye’de ki şirketinizin içine koydunuz. Oradan da diyelim yüzde 23 Türkiye’de vergi ödeyeceksiniz. Şimdi orada bir daha yüzde 23 öderseniz Kıbrıs’ta ödediğiniz için çifte vergilendirme durumu oluşacaktır.

“İki defa vergi vermezler”

O zaman burada ödediğiniz vergiyi belgelemek için, Vergi Dairesi’nden bir belge alırsınız, Türkiye’ye götürürsünüz ve dersiniz ki ‘ben Kıbrıs’ta ödedim vergimi, bunu Türkiye ye getiriyorum, çifte vergilendirmeyi önleme anlaşması var iki ülke arasında…  Onun için ben Kıbrıs’a ödediğimi mahsup ediyorum, düşüyorum vergiden diyorsunuz. Böylece Türkiye de tekrar vergi ödemiyorsunuz, ya da farkını ödüyorsunuz eğer Türkiye’deki vergi az ise onun gerisini almıyorsunuz, ama fazla ise mahsup etme hakkınız var. Türkiye’deki vergi daha fazlaysa Kıbrıs’takini ödedikten sonra kalan kısmını ödersiniz. Sanatçılar konusuna gelirsek; Eğer Türkiye’de de para kazanıyorlarsa ve Kıbrıs’ta bir stopaj yatırılıyorsa onlar adına, bu stopajı Türkiye’de beyan ederlerse kazançlarını Kıbrıs’a ödenen bu stopajı orada gösterdikleri miktardan düşerler. Yani orda ödeyecekleri vergiyi ikinci defa ödeyemezler. Kıbrıs’ta ödedikleri için onu düşerler. İki defa vergi vermezler.”

“Çok doğru ve gerekli bir anlaşma…”

Yapılan anlaşmanın doğru bir anlaşma olduğunu vurgulayan Deniz, “Çok doğru bir anlaşmadır. Çok faydalı bir şeydir. Zaten ülkelerin farklı ülkelere yatırım çekebilmesi için çifte vergilendirmeyi önleme anlaşmaları imzalamaları gerekiyor. Güney’in 40 üzerinde, Türkiye’nin ise 90’ın üzerinde ülkelerle çifte vergilendirmeyi önleme anlaşması vardır. KKTC tanınmamış bir ülke olduğu için sadece bizi tanıyan Türkiye ile böyle bir anlaşması vardır” dedi.

“Kıbrıs’a kaçak bir para gelmiş oluyor”

Deniz sözlerini şöyle sürdürdü: 

“Türkiye dışındaki diğer ülkelerle bu anlaşma geçerli değildir. Biz tanınmadığımız müddetçe öyle bir şey olamaz. Bu da bizim uluslararası alandan yatırım çekmemizi engelliyor. Çünkü insanlar tanınmamış bir ülkede yaptıkları bir yatırıma ödedikleri vergiyi kendi ülkelerinde mahsup edemezler. Yani vergiden düşemezler. Böyle olunca da Kıbrıs’a gelenler, yani KKTC’ye yatırım yapan yabancılar gelirlerini göstermiyor. Biraz da tanınmamışlığından kaynaklı olarak Kıbrıs’a kaçak bir para gelmiş oluyor. Biz başka ülke vatandaşlarının buradaki kazançlarını tekrar ülkelerine beyan etmemelerini sağlıyoruz.

“Çifte vergilendirmeyi önleme anlaşması olsa bazı ülkelerden insanlar yatırım yapacaklar”

Çünkü çifte vergilendirmeyi önleme anlaşması olsa, bu ülkelerde, belki de bu insanlar hem yatırım yapacaklar, hem de kendi memleketlerinde bunu gösterip bu anlaşmanın şartlarından dolayı tekrar bir daha vergi vermeyecekler. Şimdi tanınmamış bir ülkeye gelip yatırım yaptıkları ve burada bir vergi ödediklerinde tekrar kendi ülkelerinde bunu deklare ederlerse, bir daha vergi ödeyecekleri için insanlar göstermiyorlar. Yaşanan bu durum kaçak duruma geliyor ve kaçak duruma gelmek istemeyen iyi iş adamları Kıbrıs’a yatırım yapmamaktadırlar.”

Saydam: “Kişiler kazandıkları veya vatandaşı oldukları ülkeye vergi öder”

Vergi Dairesi Eski Müdürü Göksel Saydam da konuyla ilgili olarak şunları söyledi: 

“Uygulanan bu vergilendirmenin tam açıklaması gelir üzerinden alınan Vergilerde Çifte Vergilendirmeyi ve Vergi Kaybını Önleme Anlaşmasıdır. Gelir üzerinden alınan vergilerin iki defa alınmaması ve vergi kaybını önleme demektir. Uluslararası vergi ve bizim hukukumuzda vergi iki şekilde alınabilir. İlk olarak kazanıldığı ülkede ödenir. Diğeri de vatandaşı olduğu ülkede ödenir. Yani diyelim bir şirket Türkiye kayıtlı ise, Türkiye hudutları dâhilinde yurt içi ve yurt dışı gelirleri üzerinden o ülkeye vergi öder.

“Gelir hangi ülkede doğarsa o ülkede de vergilendirilir”
Bütün dünyadaki devletler ilk ikamet ilkesi prensibine göre şirketlerini veya şahıslarını vergiye tabi tutar. İkinci vergilendirme ilkesi kaynak ilkesidir. Gelir hangi ülkede doğarsa o ülkede de vergilendirilir. Yani diyelim ki Ahmet Bey Türkiye’de vatandaşıdır ve Kıbrıs’a geldi iş yaptı. 

Kıbrıs’ta yaptığı işten bir gelir elde ederse, o gelirin vergisini kazandığı kaynak ülkede, yani Kıbrıs’ta öder. Dolayısıyla kaynak ilkesine göre vergisini ödediği kişi, aynı zamanda ikamet ilkesine göre aynı gelir üstünden bir de eğer uluslararası çifte vergilendirmeyi önleme anlaşması yoksa Türkiye’ye de vergi ödemesi gerekir. 

“İki defa aynı durumdan vergi alma adaletsizliktir”

Çünkü Türkiye ‘sen benim vatandaşımsın, ister yurt içinde, ister yurt dışında kazan, ben vergisini alırım’ der. Bunun arasında bir denge sağlayabilmek için devletler iki metot kullanır. İki defa aynı durumdan vergi alma adaletsizliktir.

“Kıbrıs’ta tescil olmadan gelir elde edip ülkeyi terk edenler Kıbrıs’ta vergi öderler”

Yasamız sadece ses sanatçılarını değil, Kıbrıs’ta bütün serbest meslek yapan ve geçici olarak gelip para kazanan her mesleği kapsar. Kıbrıs’ta tescil olmadan, yani bir yerde sabit iş yeri açmadan faaliyette bulunarak gelir elde edip ülkeyi terk edenler de Kıbrıs’ta vergi öderler. Bu vergilerin vergilendirilmesi gerçek usulde değildir. Yani hesap sunmazlar. Çünkü kalış süreleri geçicidir. O nedenle bunların vergilendirilmesi ‘stopaj’ dediğimiz kesinti yöntemiyle olur. Vergi Dairesi giderek onlardan vergi almaz. Yasa der ki, ödemeyi kim yaparsa kendine, o miktar üzerinden yüzde 10 veya duruma göre yüzde 5 oranında -mesleğe veya uyruğuna göre değişir- brüt olarak ne ödenirse onun üzerinden vergilendirilir.”