Deniz Abidin

İŞAD Başkanı Dengiz Kürşat, Türkiye pazarından daha fazla pay almak için akıllı hamleler yapılması gerektiğine dikkat çekerek, “Görüntü Türkiye ile ekonomik bir entegrasyona gideceğimiz yöndedir. Bu aşamada B planımız kesinlikle Türkiye olmalıdır” dedi.  

Sanayi Odası Başkanı Ali Çıralı da dövizin etkilerini azaltıp dışa bağımlılıktan kurtulmanın yolunun yerli üretimin öne çıkmasından geçtiğini kaydetti.

K.T. Ticaret Odası Başkanı Fikri Toros ise, ülke ekonomisinde fark edilebilir bir düşüşün yaşanmakta olduğuna dikkat çekerek, Kasım 2016 itibariyle yıllık ihracatın yüz milyon dolara, ithalatın ise 1 milyar 300 milyon dolara gerilediğini söyledi. 

İŞAD Başkanı Dengiz Kürşat, ülkeyi etkisi altına alan dövizin sürekli yükselmekte olduğuna dikkat çekti. Kürşat, ada ekonomisinden dolayı dışa bağlı bir yapının olduğuna dikkat çekerek,  emlak sektörünün Sterlin, ithalatın da Dolar üzerinden yapılması nedeniyle ülke genelinde bir pahalılığın söz konusu olduğunu kaydetti.  Dengiz Kürşat,  toplumun üçte bir oranında fakirleştiğine vurgu yaptı. Kürşat,  her şeyin dış kaynaklı olması nedeniyle bu konuda devletin ve hükümetin yapabileceği çok fazla bir şeyin olmadığını ifade etti. Kürşat, “Vatandaşın ayağını yorganına göre uzatmaktan başka yapacağı bir şey yok” diyerek, döviz borçlanmanın bugün için çok riskli bir durum olduğunu kaydetti. Kürşat, en mantıklı olanın uzun vadeli Türk Lirası borçlanmak olduğunu söyledi. Kürşat, ülke olarak bir küçülme sürecine girildiğini belirterek, toplumun gerek iş hayatı gerekse özel hayatta daha itinalı davranmak zorunda kaldığını söyledi.

“Takatimiz ve sabrımız kalmadı”

Kürşat, “Merkez Bankası bizim kontrolümüzde değil. Öte yandan, dünyada bir Trump gerçeği var. Türkiye’nin durumu ortada. Terör olayları ortada. Kendi para birimimiz olmadığı  ve Türk Lirası kullandığımız sürece çok da fazla yapabileceğimiz bir şey yok. Vatandaşın alım gücünün düşmesi çok kötü” dedi.

Kürşat, yaklaşık 42 yıldır Kıbrıs sorununun görüşülmekte olduğunu belirterek, “Olası bir anlaşmayı bekleyecek takatimiz ve sabrımız kalmamıştır” diye konuştu. Kürşat, ülke içini toparlamak ve bir takım açılımlar yapmanın şart olduğuna işaret ederek, çevre, bürokrasi, yatırım anlayışı olsun güzel bir ülkede yaşadığını, ancak bunun verimini alamadığını belirtti.

Kürşat, devlet ve yapı olarak yeteri kadar organize olunmadığına dikkat çekerek, “Görünen odur ki Türkiye ile olan ilişkilerimiz daha da artarak devam edecektir” diye konuştu. Kürşat, Türkiye ile ekonomik entegrasyona doğru süratli bir şekilde gidileceğinin görülmekte olduğuna dikkat çekerek, ülke olarak bir B planı düşünülürse tek açılımın Türkiye olduğunu dile getirdi.

“Ülkede finansman çok pahalı”

Kürşat, Türkiye pazarından daha fazla pay almak için akıllı hamleler yapılması gerektiğini belirterek, Kıbrıs Türk İş Adamları olarak yıllarca sıkıntılı ortamlarda iş yapmaya alıştıklarını söyledi. “Kıbrıs’ta iş yapan her yerde iş yapar” diyen Kürşat, ülke  bürokrasisinin çok hantal  olduğuna dikkat çekti. Kürşat, ülkede finansmanın çok pahalı olduğunu belirterek, büyük projeler yapılmak istendiği zaman Türkiye’deki bir rakibe göre neredeyse üç misli para ödendiğini kaydetti. Kürşat, “Öngörülebilir olan tek Türkiye ile ekonomik entegrasyonun daha da süratli bir şekilde artacak olmasıdır. Bu konuda işadamları olarak adapte olup bunun üzerine gitmeliyiz. Kendi sektörümden söz edecek olursam önceleri İngilizlere satardım. Şimdi ise Türk vatandaşlarına satıyorum.  Eskiden İngiltere’de yaptığım pazarlamayı şimdi Türkiye’de yapıyorum.  İş ortaklarım şimdi Türkiye’de” dedi.

K.T Sanayi Odası Başkanı Çıralı:“Okul harçları ve kiralar TL olmalı”

Sanayi Odası Başkanı Ali Çıralı da, dövizin Türk Lirası karşısında değer kazanmasının KKTC ekonomisiyle ilgili bir durum olmadığını belirterek, bunun tamamen Türkiye’nin ekonomik ve siyasi istikrarı ile alakalı bir durum olduğunu söyledi. Çıralı,  hükümetten dövizin düşmesi yönünde yapılabilecek herhangi bir tedbiri göremediğini belirterek, buna karşın dövizin etkisinin azaltılabilmesi yönünde bazı tedbirlerin alınması gerektiğini kaydetti. Çıralı, ülkede yaşayan dar gelirli kısmı koruyabilmek için kira mukavelelerinin Türk Lirası bazında olması gerektiğini söyledi. Çıralı, üniversitelerin ve özel okulların ücretlerinin de dövize endeksli olduğunu anımsatarak,  bunların  hükümet kararı ile Türk Lirasına endekslenmesi gerektiğini vurguladı. Çıralı, “En azından bir yıl zarfında ailelerin etkilenmemesi için okul harçlarının da Türk Lirası olarak belirlenmesi gerekir” diye konuştu.

“Yerli üretim ön plana çıkmalı”

Çıralı, genel olarak dövizin etkilerini azaltabilmek için dışa bağımlılığın azaltılması gerektiğini söyledi. Çıralı, Dolar ve Euro’ya olan bağımlılık ve ithalatın azaltılması için yerli üretimin ön plan çıkartılması gerektiğini belirtti. Çıralı, ülkedeki yerli üretimin teşvik edilmesinin kaçınılmaz olduğunu ifade ederek, mümkün olan üretimin de ülkede yapılması gerektiğini kaydetti.

Çıralı, şöyle devam etti, “Bunların içinde en önemlisi elektriktir. Elektrik enerjisine alternatif  güneş enerjisi, rüzgar enerjisidir. Alternatif enerjiler desteklenirse ve burada üretilirse bize ileride olası döviz dalgalanması karşısında biraz daha koruyucu olur. Siyasiler de alternatif enerji konusunda bir niyetin olduğunu biliyoruz fakat herhangi bir işlem yapıldığını henüz görmedik. Bunun için yeni bir tüzük gereklidir. Siyasilerimiz çok yavaş gidiyorlar. İcraatlarını daha da süratlendirmeleri gerekir”

“Tedbir alınması şart”

Kıbrıs’ta var olacak olası bir çözümden şaşmamak gerektiğinin altını da çizen Çıralı, buna karşın  çözümün sadece Kıbrıslı Türklerin elinde olmadığını söyledi. Çıralı, çözüm olacakmış gibi davranılması gerektiğini belirterek,  önlemlerin ivedilikle alınması gerektiğini söyledi. Çıralı, olası bir çözümde AB’nin bir üyesi olarak Euro’ya geçilmesi nedeniyle devalüasyonlardan daha az etkilenileceğini kaydetti. Çıralı,  Kıbrıs’ta ufukta çok erken bir çözümün görülmediğine dikkat çekerek, bu aşamada ülkede tedbir almanın şart olduğunu belirtti.

“Bütünlüklü bir plan ve kaynak ayırmak gerekir”

Çıralı, küçükbaş hayvan sütünün artırılmasına yönelik küçük çapta çalışmaların olduğuna işaret ederek , küçükbaş hayvancılık sektörünün iyileşme yönünden verilen desteklerin yeterli olmadığını vurguladı. Çıralı, şunları söyledi, “Bu konu bir plan çerçevesinde kaynak ayrılarak yapılmalıdır. Güney Kıbrıs her yıl bütçesine 100 milyon Euro kadar para ayırarak küçükbaş hayvancılığın geliştirilmesi ve küçükbaş hayvan sütünün artırılması yönünde bir program uyguluyor. Bizim de bunun için bütünlüklü bir planın olması ve kaynağının da ayrılması gerekir”

K.T Ticaret Odası Başkanı Toros:“Yıllık ihracat ve ithalat oranı düştü”

K.T. Ticaret Odası Başkanı Fikri Toros ise, ülke ekonomisinde fark edilebilir bir düşüşün yaşanmak ta olduğuna dikkat çekerek, Kasım 2016 itibariyle yıllık ihracatın Yüz Milyon Dolara düştüğünü söyledi. Toros, ithalatın ise 1 Milyar 300 Milyon dolar civarına gerilediğini belirtti. Toros, bu rakamların ekonominin ne kadar olumsuz bir şekilde ilerlediğinin işareti olduğunu belirterek, Türk Lirasında devam eden değer kaybının alım gücünü olumsuz hale getirdiğini söyledi. Toros, Ticaret Odası’nın çok kapsamlı bir çalışma yaparak bunu hükümet ile paylaştığını anımsatarak, döviz karşısındaki etkinin asgariye inmesi için çözüm önerileri sunduğunu belirtti. Toros, şunları söyledi, “İthalat sabit kur fiyatına çevrilmelidir. Devletin aldığı harçlar sabit  kurdan Türk Lirasına çevrilmelidir. Enflasyon muhasebesi yapılması gerekmektedir. Türk Lirasının değer kaybından dolayı işletmelerin bilançolarında suni bir kar görülmektedir. Muhasebe sistemi o nedenle enflasyon muhasebesi şeklinde gözden geçirilmelidir. Bu işletmeleri ayakta tutmaya yönelik bir tedbirdir. Ayrıca katma değer vergisinde yüzde 6 indirim yapılmasını önerdik. Yatırımların da önü mutlaka açılmalıdır. Türkiye’den de ekonominin uğradığı zarardan dolayı ek bir kaynak gelmesi gerektiğini önerdik”

Toros, Türkiye’nin ivedilikle bir istikrara kavuşması gerektiğini belirterek,  bunun ekonomik ilişkiler açısından fayda sağlayacağını kaydetti.