Züleyha Karaman

Ulusal Birlik Partisi (UBP) Parti Meclisi Üyeliği’nden bir süre önce istifa eden Avukat Muhabbet Mevsimler, Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu’nun, 18 yıl başbakanlık, 5 yıl cumhurbaşkanlığı yapmasının, “paylaşım sisteminin dengelerinin getirdiği bir sonuç olduğunu” savunarak, Eroğlu cumhurbaşkanı seçilse de artık hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağını söyledi.

UBP’de egemen güçlerin paylaşım düzeni olduğunu ve bu paylaşım sisteminin, ülkede yüzde 20’lik oyu “rehin aldığını” iddia eden Mevsimler, cumhurbaşkanlığı seçiminin UBP için bir yüzleşme olacağını, seçimden sonra parti içinde büyük hesaplaşma yaşanacağı öngörüsünde bulundu.

Mevsimler, UBP tabanının Eroğlu’na fazla destek vermeyeceğini, ancak Eroğlu’nun seçimlerde ikinci tura kalacağını kaydetti.

HALKIN SESİ’ne konuşan, avukat Mevsimler, UBP’den istifa etmesinin nedenlerinden birinin de tüzük kurultayının ertelenmesi olduğunu ifade ederek,

esas istifa nedeninin ise,1975’de kurulan UBP’nin kendisini günün koşullarına göre yenileyememesi olduğunu belirtti. Mevsimler, 1975’de Barış Harekatı sonrasında hazırlanan parti tüzüğünün savaş mantığı tüzüğü olduğunu ve savaş çığırtkanlığı yaptığını, çağın gerçeklerinden geri kaldığını kaydetti.

Geçmişte tüzük değişikliğine yönelik bazı çalışmalar yapıldığını ancak bunun günübirlik, delegelere dönük ve partinin ileri gelenlerinin seçimi kazanmasına ve yerlerini korumasına yönelik değişiklikler olduğunu ifade eden Mevsimler, “Esas insan odaklı, günün koşullarına göre bir değişiklik teşebbüsleri geçmişte olmadı” dedi.

“YÜZLEŞME OLACAK”

Yaklaşık bir yıl önce üzerinde çalışılan yeni tüzükle ilgili kurultayın cumhurbaşkanlığı seçiminden sonra yapılacağını tahmin ettiğini dile getiren Mevsimler, “Tüzük kurultayının ertelenmesinin esas nedeni; parti içi dengeler, Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde bir bütünlük sağlamak ve bazıları da bundan yararlanıp iç dengeleri muhafaza edip geleceklerini sağlamak için kurdukları bir bekletme sürecidir. Ama Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde herhalükarda bir yüzleşme olacaktır. Savaş tüzüğünden daha demokratik, hukuk devleti, insan odaklı tüzük olur” diye konuştu.

UBP’nin topluma geçmişte çok önemli faydaları olduğuna işaret ederek son yıllarda siyasette bir yozlaşma olduğunu vurgulayan Mevsimler, “UBP’nin, yeni bir açılım, halka önünü gösterecek vizyon, dürüstlük, daha gerçekçi bir ekonomi, Türkiye ile daha gerçekçi bir yapı ve federal yapıya daha güçlü hazırlama pozisyonunu artık öne koyması gerekirdi. Ama, benim UBP’de gördüğüm, anlayışlar sadece mevki alma, paylaşım düzeninin devamıydı” diye konuştu.

“UBP’DE EGEMEN GÜÇLERİN PAYLAŞIM DÜZENİ VAR”

“Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu’nun, dönemin Başbakanı İrsen Küçük ile çekişmesinden dolayı partinin ikiye bölündüğünü, koltuk için partiden istifa edip başka partiye gidenlerin, menfaatleri bitince tekrar partiye dönmelerinin, UBP’nin yeni dönemde yaratacağı vizyonun, halka dönük hizmetin aslında gerçek olmadığını, bu transferlerle bir şeyin değişmeyeceğinin görüldüğünü” anlatan Avukat Mevsimler, şöyle konuştu:

“UBP’nin temelinde belli egemen güçlerin kendi aralarında bir paylaşım düzeni vardır. Yazılı olmasa da çok gizli bir ittifak vardır. Bu gelenek yönetim kadrosunda hakimdir. En tepeden en aşağıya kadar, ilçe örgütlerine, parti meclisi, genel yönetim kuruluna kadar bu sistem yayılır. Orada bir paylaşım düzeneği vardır, iktidar nimetlerinden yararlanma vardır. Gerçekte, Kıbrıs Türk halkının, kurulacak federal bir yapıda veya başka bir yapıda hukuk devletine geçiş, halkı bugün düştüğü sefaletten kurtaracak, göçü durduracak, çiftçinin, üretenin önünü açacak, eğitim seviyesini tekrar eski kültürel durumuna taşıyacak bir irade yok. Hele hele yapılan bu transferlerle de, bu irade UBP’de yoktur. UBP bu sistemle en fazla belki kısa bir dönem daha iktidar süreci yaşar.”

“YÜZDE 20’NİN OYU REHİN”

UBP’de dağıtılan menfaatlerle “toplumun yüzde 20’sinin oyunun rehin olduğu” görüşünü savunan Mevsimler, şunları söyledi:

“Toplumda yüzde 20’lik bir kesime öyle bir menfaat dağıtılmış ki, arkadan gelen gençler veya toplumda yer edinmek isteyen kişiler aslında onların direktifleri, güçleri, egemenliği altına giriyorlar. Çünkü, sistem öyle bir ağını kurmuştur ki, yenilerin o sistemi yarması kesinlikle mümkün görünmüyor. UBP’nin bunu aşma yerine aynı vizyonu ve misyonu tekrar devam ettirme anlayışı vardır. İnşallah bunu aşarlar ama şuan pek öyle bir görüntü de görmüyorum.”

“UBP VESAYET ALTINDA BİR PARTİ”

UBP’nin vesayetten kurtulamayan bir parti olduğunu ifade eden Mevsimler, “Ya Türkiye’nin çok derin güçlerinin önderliği altında, ya buradaki birilerinin veya şuanda şimdiki Cumhurbaşkanı’nın veya eskiden rahmetli Cumhurbaşkanı Denktaş’ın muhakkak egemenliği altında, bir lider altında yaşıyor. Yani UBP; bir felsefenin, bir ideolojinin, kolektif bir çalışmanın partisi değildir. Bir liderlik partisidir ve vesayeti çok seven bir yapısı vardır. UBP feodal bir parti görünümündedir, ille bir liderin hegomanyası altında, onların verdiği izin doğrultusunda mevkiler alınacak dağıtılacak, paylaşımlar yapılacak. Yıllarca Eroğlu yön vermiştir. Cumhurbaşkanlığı seçiminde, gördüğüm kadarıyla UBP tabanının Eroğlu’nu çok destekleyeceğini tahmin etmiyorum.”

CTP’nin vesayet sisteminden kurtulduğunu ifade eden Mevsimler, “Ama UBP vesayetsiz yaşayamaz, bir vesayet, bir lider, bir gizli gücün emriyle hareket eden bir partidir” dedi.

Yeni tüzükte, milletvekilliğine 2-3 dönem, genel başkanlığa 5 dönem sınırlaması getirildiğini, yetkilerin ağırlıklı olarak parti meclisine ve yetkili kurullara verildiğini, dar bir delege çerçevesinden daha geniş delege sistemine geçişin öngörüldüğü bilgisini aktaran Mevsimler, mevcut delege yapısının, genel başkanın adam ayarlama düzeneği olduğunu, bunun değişeceğini anlattı.

Bugünkü bozuk düzende, iktidara gelen tüm partilerin payı olduğunu, ama UBP’nin faydası kadar hasarlarının da büyük olduğunu dile getiren Mevsimler, 1974 sonrasında maaş ve kadro bakımından refah seviyesi sağlanırken, günümüz gençliği için “hiçbir şey bırakılmadığını, toplumun tüketildiğini” söyledi.

“PAYLAŞIMI KABUL ETMEDİM”

Değişen topluma hizmet anlayışında, UBP’de yöntem ve zihniyette herhangi bir değişiklik olmadığını gördüğünü kaydeden Mevsimler, şöyle konuştu:

“Ben paylaşımı kabul etmiş olsaydım o paylaşımdan ben de hakkımı alırdım, paylaşımı kabul etmedim, öyle bir paylaşım da istemiyorum. Hak yemek veya başka menfaatler sağlamak benim ahlaki, vicdani, dini görüşüme kesinlikle uymaz. Bunu kabul edemem. Benim, daha özgürlükçü bir yapıyı, bütün insanları ayrımsız savunan bir yapım vardır. UBP’ye de bu görüşü hakim kılmaya çalıştık ama orada halka değil de kendilerine hizmet olarak, kendilerini, çevrelerini ileriye taşımak var.

Bugün Derviş Bey’in bu ülkede 18 yıl başbakanlık, 5 yıl da cumhurbaşkanlığı olmasının altındaki neden nerede yatıyor; paylaşım sistemin dengelerinin getirdiği sonuçtur, bu kadar uzun süre burada durmasının sebebi budur. Denktaş Bey’in toplum liderliğinden gelen bir fonksiyonu vardı. Derviş Bey’in de siyaseten hükümet etme biçiminde kurduğu düzenden dolayı. Arada fark var. Denktaş Bey’in liderlik vasfı vardı.”

“KÜFLENMİŞ YAPI TÜZÜK KURULTAYINI GÖZE ALAMADI”

UBP’deki mevcut delege yapısının genel başkan ve genel sekreterin kontrolünde olduğunu, tüzük kurultayının Cumhurbaşkanlığı seçimi nedeniyle yapılmadığını kaydeden Mevsimler,  “Tüzük kurultayının yapılmamasının temelinden, orada küflenmiş yapının bunu kaldırmayacağıdır. Yani niyet yok. Anlayışları, halkın iki seçeneği var; biri CTP, diğeri UBP. Bir sen bir ben diye bir şarkı var, arada bir de bebek var!…Bunların işleri böyle. Bu küflenmiş yapı tüzük kurultayını göze alamadı. Tüzüğün geçmemesi durumunda mevcut genel başkanın kaybetmesi durumu da ortaya çıkacak, yönetim zafiyeti olacaktı, tüzük kurultayını ve genel kurulu göze alamadılar. Herhalde başka merkezlerden de kendilerine bunlar enjekte edilmiştir. UBP bu anlayış, bu kadro ile giderse kısa bir dönem daha iktidar olur ondan sonra tarihin sayfalarında yerini alabilir” diye konuştu.

“HİÇBİR ŞEY ESKİSİ GİBİ OLMAYACAK”

Eroğlu cumhurbaşkanı seçilse bile hiçbir şeyin artık eskisi gibi olmayacağını ve UBP’de büyük bir hesaplaşma olacağını ifade eden Muhabbet Mevsimler, şöyle devam etti:

“Cumhurbaşkanlığı seçimlerinden ne sonuç çıkarsa çıksın, Eroğlu ister kazansın, ister kazanmasın UBP içerisinde büyük bir hesaplaşma olacaktır. Büyük bir değişim olması gerekir, değişim olmadığında tarih sayfalarında yerini alacak. UBP tabanının Eroğlu’nu çok da destekleyeceğini sanmıyorum, bunun çok farklı sebepleri vardır. Çünkü kurulan düzende mevcut kadrolar, her ilçede 150-300 kişilik kadrolar bu işten yararlanıyor, bir de 1970’li yıllardan 1980’lere kadar 20 bin kişilik bir kesim. Bugüne kadar yüksek maaşlarla, ticari imkanlar sağlanan bir kesim…UBP’nin tabanı veya sempatizanından pek bir destek alamayacağını tahmin ediyorum. Eroğlu ikinci tura kesinlikle kalacaktır. Ama seçilse bile hiçbir şey artık eskisi gibi olmayacaktır. Biz, hesap verilebilen bir devlet istiyoruz.”

“MAL VARLIĞINI AÇIKLAMAMASI ÇOK BÜYÜK AYIP”

Avukat Muhabbet Mevsimler, Cumhurbaşkanlığı seçimi öncesinde, Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu’nun mal varlığını açıklamamasının “çok büyük bir ayıp olduğunu” belirterek, “Mal varlığını açıklamaması KKTC’yi tanımadığını, hukuk sistemini tanımadığını, kimseyi sallamadığı anlamına geliyor. ‘Mal varlığımı açıklamaya gerek yok, KKTC benimdir’ demek istiyor.” dedi.

Cumhurbaşkanı Eroğlu’nun, mal varlığını, ahlaken, etik olarak açıklaması gerektiğini kaydeden Mevsimler,  şu ifadeleri kullandı:

“Ne var da çekiniyor? Mal varlığını açıklaması gerekiyor. Bu kadar zamandır siyasetin içinde, şimdi açıklaması gerekir, toplum bunu istiyor, bekliyor. Çocuklarını da, torunlarını da, eşini de açıklamalı, taşınır, taşınmazları, bankları, yurt dışını da,  ne mal varlığı varsa açıklamalı. Hepsinin hesabını vermek durumundadır. Mal varlığını açıklamadın da niçin aday?, ‘Ben KKTC’nin sahibiyim’ mi demek istiyor. ‘Hukuk benim, mahkeme benim, yargı benim, yoksa padişah benim’ mi demek istiyor. Halk olarak biz bunu talep ediyoruz. Ahlaken açıklaması gerekir, demek ki çekindiği, korktuğu şeyler vardır, açıklamazsa, orada bulunan mallar her zaman için sorgulanacaktır, o mallar KKTC’nin malları demektir.”