Duygu Alan

Hayvan Üreticileri ve Birliği Başkanı Mustafa Naimoğulları, Ocak-Şubat aylarında yeterli yağış olmaması nedeni ile birçok bölgede ekili arazilerin kuruduğunu Mart ayında da beklenen yağış olmaması halinde kalan arazilerin de kuruyacağını söyledi.

Kuraklık nedeni ile ileriki günlerde üreticilerin kaba yem sıkıntısı yaşamasının muhtemel olduğunu dile getiren Naimoğulları, Tarım Bakanlığı’nın kuraklık konusunda acilen kriz masası oluşturup gerekli girişimleri bir an önce başlatması gerektiğini kaydetti.

Tarım Sigortası Fonu’nun da en erken zamanda ülkedeki kuraklığın boyutunu belirlemesi gerektiğini belirten Naimoğulları, şunları söyledi: “2014 yılındaki gibi ciddi kuraklık yaşandığını gözlemlemekteyiz. Şuanda orta Meserya’da biraz ot var ama Mart ayında da beklenen yağış olmazsa onlar da kuruyacak. 2015 yılında verim olduğundan bir miktar elde kaba yem var ancak yeterli değil. Bugün ülkede toplam 330 bin küçükbaş 75 bin de büyükbaş hayvan var. Dolayısıyla bu yıl da şuan için görülen o ki, minimum 40-50 bin ton bala ve saman ithaline ihtiyaç olacak. Tarım Bakanlığı’nın şimdiden bu hususta girişim yapması lazım. Bu ithal balaların da üreticiye kabul edilebilir bir fiyattan verilmesi gerekir” diye konuştu.

“Bulgaristan ile Ukrayna en uygun ülke”

Mustafa Naimoğulları, bu yıl Türkiye’de görülen şap hastalığı nedeni ile bala dahil hiçbir çeşit kaba yem ithal edilemeyeceğini bu nedenle kaba yem konusunda en uygun olan Bulgaristan ve Ukrayna’da hükümet yetkililerinin gerekli araştırmaları bir an önce yapıp ithalat için girişim yapması gerektiğini söyledi.

Öte yandan Tarım Sigortası Fonu’nun da ülkedeki kuraklığın boyutunu bir an önce belirlemesi gerektiğini dile getiren Mustafa Naimoğulları, “Ülkede hayvancılık sektörü 3 yılın 2 yılı kuraklık yaşamaktadır. Hayvancı bu şartlarda üretim yaparken hükümet politikaları da üreticiyi destekler nitelikte olmalıdır ancak Tarım Bakanlığı bugün sütü dahi pazarlayamaz durumdalar. Bir yandan kuraklık bir yandan iç pazarın dibe vurması, dış pazarda da sütte ciddi sıkıntı olması sektörü daha zora sokacaktır. Bakanlık bu noktada beklemeden harekete geçmeli kuraklık konusunda kriz masası oluşturmalı ve ne tür destekler verilecek, ne kadar destek verilecek belirlemelidir. Bakanlık ayrıca sütün pazarlanması konusunda ne tür politika üreteceğini ortaya koymalıdır. Ama şuan Tarım Bakanlığı ve hükümet bu işleri çözecek nitelikte değildir. O yüzden sivil toplum örgütleri olarak bizler her zaman olduğu gibi yine fikirlerimiz yaptıklarımız ve şuanda da yaptığımız açılımlarla bunları çözmeye çalışıyoruz” diye konuştu.

“Yem bitkisi teşviklendirilmelidir”

Mustafa Naimoğulları, Bakanlığın ülkedeki kuru tarımın durumunu da yeniden gözden geçirmesi gerektiğini kaydetti.

Naimoğulları, “3 yılın 2 yılı kurak ancak bakanlık hala daha kuru tarımı desteklemeye çalışıyor. Tarım Bakanlığı, Reform paketinde açıkladığı kuru tarıma 32, yem bitkisine 40 TL dönümü desteği,  yem bitkisi lehine aktarılması lazım. Şuanda çiftçinin de hayvancının da buna ihtiyacı vardır” diye konuştu.

Mustafa Naimoğulları, geçmiş yıllarda ülkeye getirilen kaba yemde yaşanan sıkıntılara da değinerek “Ülkeye kaba ot getirmek kolay değildir. Geçmiş yıllarda çürük, küflü, ıslak birçok bala geldi ve bu balalar yüzünden ülkede hayvan ölümleri, hayvan hastalıkları arttı. Bu nedenle Mart ayında yağmur yağarsa olacak olan kaba otun bir şekilde elde edilmesi gerekir. Bazı bölgelerde şuanda da bir miktar kaba ot var. Dolayısıyla ithali en aza indirmek için bunlar teşviklendirilmeli, üreticinin buna yönlendirilmesi gereklidir” dedi.

“Süt sorunu aşılabilir”

Hayvan üreticilerinin bir diğer sorununun ise sütlerin tamamının toplanmaması ve küçükbaş hayvan sütünün pazarlanamaması olduğunu söyleyen Mustafa Naimoğulları, şunları söyledi: “İmalatçılar bugün 1.25 TL’ye inek sütü varken 3 TL’ye koyun sütünü almak istemiyor ve almıyor da bu yüzden sadece küçükbaş hayvan sütünün miktarını arttırmak çözüm değil. Hükümet bu süte Pazar da oluşturmalıdır. İmalatçılara inek sütü kadar koyun sütü de alması şart koşulması lazım. Yoksa önümüzdeki günler çok sıkıntılı olacaktır. Bizim görevimiz üreticinin geleceğini korumaktır bu yüzden eğer hükümet, acilen karar almazsa Hayvancılık kooperatifi olarak 2014 yılında olduğu gibi balayı da slajı da getirmek için girişim yapacağız. Eğer devlet getirmeyecekse bu noktada ne kadar teşvik vereceğini açıklasın. Birliğimizin görevi, sadece eleştirmek değil. Sütü pazarlayacak olan süt kurumudur. Ama kurumda yetkililer bugün üreticiye, ‘bu sorunu birliğiniz çösün’ diyor. Koop-Süt  şuanda günde 80 ton süt işliyor. Bunu 130-150 tonlara çekebilir. Ama bunun için personeli çift vardiya çalıştıracağından bu personelin ek mesailerini de ödemesi ve girdi maliyetlerini karşılaması lazım. Dolayısıyla devlet, bu noktada faizsiz kredi imkanını tanırsa üreticinin malı olan Koop-süt üreticinin sorununu çözecektir. Kaldı ki, biz bu sorunu çözmek için girişim başlattık. Koop-Süt, SÜTEK ve Hayvan Üreticileri ve Yetiştiricileri Birliği önümüzdeki günlerde eğer üyelerden de onay alırsa; her biri üçte birini karşılamak şartı ile ülkedeki bütün okullara 15 Haziran tarihine kadar her gün süt vermek için elini taşın altına koyacak. Bunu da sütü pazarlamak maksadı ile değil, insanlar arasındaki dayanışmayı ortaya koymak ve çocukların süt alışkanlığını arttırmak amacı ile yapacak.”

“Su acilen sisteme verilmelidir”

Mustafa Naimoğulları, hayvan üreticilerinin özellikle bu yıl ciddi ölçüde su sıkıntısı da yaşadığını belirterek, Türkiye’den KKTC getirilen suyun bir an önce sisteme verilmesi gerektiğini kaydetti.

Mustafa Naimoğulları, “Hükümet su konusunda kavga edip durdu ama bizim onların kavgasını bekleyecek durumumuz yok. hayvanlarımıza acı, tuzlu su içiriyoruz. Suyun kalitesizliği hem süt verimini hem de hayvan sağlığını ciddi şekilde tehdit etmektedir. Bu noktada ümit ederim ki Türkiye ile KKTC hükümet yetkilileri su anlaşmasını bir an önce imzalar ve Türkiye’den KKTC getirilen su, sisteme verilir. Türkiye’den gelen suyun tarıma aktarılması noktasında yapılması gereken ise ağıllara sayaç konulması ve bu suyun fiyatının minimum olmasıdır. Bu noktada görüşümüz var ve biz bu görüşümüzü paylaşmaya hazırız” diye konuştu.