Özdil programda, geçen hafta yaptığı İsrail temaslarını değerlendirerek, oturumlardan birinde konuşma yaptığı sırada kongreye Rum Enerji Dairesi’ni temsilen katılan bir kadın oturumu terk etmesinin, Kıbrıs’taki durumun gözlemlenmesi açısından etkili olduğunu belirtti.

Nami, bu olayın ardından pek çok basın kuruluşundan görüşme ve mülakat talebi aldıklarını ve bu sayede görüşlerini anlattıklarını ifade etti.

Bakan Nami, hidrokarbon konusunda İsrail’in en büyük önceliğinin kendi çıkarları olduğunu gözlemlediğini belirtti.

Nami, “İsrail için doğal gazı dışa satmasının önemli olduğunu ancak Türkiye ile anlaşmaması durumunda doğalgazı Avrupa’ya satma fırsatı olmadığı belirtti.

Özdil Nami, doğalgaz krizinin aşılmasıyla ilgili olarak, her iki tarafın da tek yanlı adımları durdurması ve federal bir yapı oluşturmasının önemini bir kez daha vurguladı.

Brüksel temaslarıyla ilgili olarak da konuşan Özdil Nami, Avrupa Parlamentosu’nda da Türkiye aleyhine İsrail gibi bir bakış açısı bulunduğunu dile getirerek, İsrail lobisinin etkilerinin küçümsenmemesi gerektiğini söyledi.

Bu hafta Çarşamba veya Perşembe günü Avrupa Parlamentosu’nda önemli bir oylama yapılacağına işaret eden Nami, “Oylamanın arkasında yatan unsur Rum tarafının lobi faaliyetleridir. Rumlar, Avrupa Parlamentosu’nda Türkiye’yi eleştiren ve Kıbrıs Cumhuriyeti’nin egemenlik haklarına saygı duyması çağrısı yapılmasını hayata geçirmek istiyorlar” dedi.

Nami, Brüksel’de bu konuda önemli görüşmeler yaptıklarını ve Türk tarafının görüşlerini izah ettiklerini de dile getirerek, oradaki yetkililerin bu konudaki bilgi ve algı seviyelerinin az olduğunu söyledi.

Rum tarafının Avrupa Birliği üyesi olmasının avantajlarını kullanmayı sürdürdüğünü belirten Nami, “Yarın biz de Brüksel’e gidip çalışmaları sürdüreceğiz. Başarı şansımız yüksek değil. Belki girişimlerimizle ifadeler yumuşatılır” dedi.

Nami, Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Özel Danışmanı Espen Barth Eide’nin girişimlerine ilişkin olarak da konuştu.

Geçen Cuma günü Eide ile görüşebilmek için Brüksel’den Perşembe günü döndüklerini anlatan Nami, Avrupa Birliği platformunda Rum tarafını haklı görme eğilimi olduğunu söyledi.

Bakan Nami, Birleşmiş Milletler’den (BM) daha etkin adımlar atmasını beklediklerini ifade etti.

Nami “Eide büyük bir enerji ile geldi. Ancak Rum lider masayı terk etti. Biz Rum tarafının ön şartlar öne sürmesini, Türk tarafının bununla yalnız uğraşmasını, BM’nin de tepkisiz kalmasını istemediğimizi söylemiştik” dedi.

Eide’nin doğalgaz konusunda oldukça bilgili olduğuna da vurgu yapan Nami, Rum tarafının doğalgaz konusunda protesto yapıp destek görebileceğini, ancak uluslararası hukuk söz konusu olduğunda bu konuda kesin yargılara varılamayacağını belirtti.

Münhasır Ekonomik Bölge kavramının net olmadığını ve Rum tarafının mesajlarının da cesaret verici olarak algılanamayacağını ifade eden Bakan Nami, ancak her şeyin henüz bitmediğini söyledi.

Nami, “Uluslararası hukukta devletlerin egemenlik hakları tanımlanmıştır. Münhasır Ekonomik Bölgelerde bu o kadar net değildir. Devletler bölgelerle ilgili kendi iddialarını ortaya koyar, ancak komşu devletlerin de rızası gerekir. Türkiye buna rıza göstermemiştir. Münhasır Ekonomik
Bölge’yle ilgili sorunsuz bir gelecek istiyorsak konuda mutabakat gerekir” dedi.

Bu nedenle Türkiye’nin göz ardı edilemeyeceğini de dile getiren Nami, Rum tarafının Türkiye’nin ikili sorunları bulunan Mısır ve İsrail gibi ülkelerle yapacağı ittifaklardan endişeli olduklarını belirtti.

Nami, “Bu ittifaklar sonucu tohumlar serpiliyor. Yarın nasıl bir ağaç çıkar biz bundan endişeliyiz. Doğalgaz konusunda başlayan bir işbirliği savunmaya da geçer ve bu Türklerce tehdit olarak karşılanırsa durum farklı olur. Rum tarafının ön koşulsuz bir şekilde ve süratle müzakere masasına dönmesi elzemdir” dedi.