Deniz Abidin

Eski müzakereciler Ergün Olgun ve Osman Ertuğ New York’ta 25 Eylül’de gerçekleşecek 3’lü zirveyi ve Kıbrıs sorununda gelinen aşamayı Yeni Bakış’a değerlendirdi.

Eski müzakerci Ergün Olgun, New York'ta yapılacak üçlü zirvede BM'den katkı talep edileceğini, genel sekreterin katkısını ve yardımını isteme şeklinin 2004 yılındaki gibi olamayacağını belirterek,  2004’te iki tarafın üzerinde anlaşamadığı hususlarda genel sekreterin boşlukları doldurmasıyla ilgili olarak taraflarca yetki verildiğini anımsattı. Olgun, 25 Eylül'de yapılacak zirvede genel sekretere yönelik bu şekilde bir yetkilendirme yapılacağını düşünmediğini kaydetti. Olgun, görev süresi sona ermekte olan genel sekreterden sürece daha aktif bir şekilde danışmanı vasıtasıyla katılmasının ve taraflara daha uzlaşıcı olmaları konusunda destek verilmesinin istenebileceğini  söyledi. Olgun, bunun dışında bir ilerleme sağlanacağını tahmin etmediğini belirtti. Olgun, Rum tarafının hakimiyetinde bir değişiklik göremediğine vurgu yaparak, Güney’in avantajlar elde etme arayışında olduğunu söyledi. Olgun, "Bu Kıbrıs müzakerelerinde ilerleme açısından bir engeldir" diyerek, bunu yetki paylaşımı ve eşitlik ilkesinin dışında bir durum olarak değerlendirdiğini belirtti.

Olgun: "Kıbrıs Türk tarafı, Rum tarafının vizyonuyla örtüşmüyor"

Olgun, Kıbrıs Türk tarafının eşitliğinin ve mülkiyet açısından  iki kesimliliğin gözetilmesiyle sorunun çözümlenmesinin ve güvenlik ihtiyaçlarının karşılanması bakımından  Rum tarafının kafasındaki vizyonla örtüşmediğini kaydetti. Olgun, "Geçmişte olduğu gibi hayal kırıklığı yaratacak bir süreçle karşı karşıya kalabiliriz. Bu Türk tarafından kaynaklı birşey değildir. Rum tarafının vizyonunda ciddi bir değişiklik göremiyorum. Hakimiyetçi zihniyetleri devam ediyor"diye konuştu.

Olgun, Kıbrıs adasına en yakın noktada olanın Türkiye olduğuna vurgu yaparak, Türkiye'nin Kıbrıs bağlamında bir takım güvenlik endişelerinin olmasının son derece doğal olduğunu kaydetti. Olgun, S-300 füzelerinin Kıbrıs'ta konuşlanmasının ve Türkiye'yi tehdit edecek yakınlıkta olmasının en büyük kanıtlardan biri olduğunu belirtti. " Bu Türkiye açısından çok ibret verici bir gelişmeydi"diyen Olgun, Türkiye'nin haklı güvenlik açısından göz önünde bulundurmasının son derece doğal olduğunu kaydetti.

"Rum tarafı tek yanlı kararlar peşinde"

Olgun şunları söyledi, "Türkiye'nin Doğu'sundaki terör tehdidi güvenlik endişelerini artırdı. Özellikle Kırım krizi, Karadeniz'in bugün Rusya'nın kontrolüne neredeyse geçmiş olması, Doğu'daki İŞİD ve istikrarsızlık Güney'deki olası riskleri daha detaylı incelemesini kılıyor. Bir diğer taraf ise, Doğu Akdeniz'deki hidrokarbon yatağı meselesidir. Hidro karbon yataklarının barış ve işbirliği içinde değerlendirilmesi için bir işbirliğine ihtiyaç vardır. Bu da ancak karşılıklı saygı ve çıkarların göz önünde bulundurulmasıyla mümkündür. Maalesef bunu da Kıbrıslı Rumlardan göremiyoruz. Bu doğal kaynakların hak sahiplerinden biri Kıbrıslı Türklerdir. Buna rağmen Rum tarafı tek yanlı kararlarla tek söz sahibi olma eğilimindedir. Kıbrıstaki çözümsüzlüğün önünde, bölgesel işbirliğinimn gelişmesinde Rum tarafının bu tavrı da engellerin başında geliyor"

Ertuğ: "Arzu edilen BM Genel Sekreteri'nin kişisel müdahalesidir"

Eski Müzakerecilerden Osman Ertuğ da, Kıbrıs müzakerelerinde BM'nin her zaman aktif rol oynadığını belirterek, arzulananın BM Genel Sekreteri'nin kişisel müdahalesi olduğunu söyledi. Ertuğ, Kıbrıs Rum tarafının müdahil olmanın herhangi bir arabuluculuk anlamına gelmediğini ısrarla söylemekte olduğunu belirtti. Ertuğ, "Yeni bir ilerleme yok diyebiliriz" diyerek, Genel sekreterin zaten özel danışman kanalıyla meselenin içinde olduğunu kaydetti.

"Ezber bozulacaksa 5'li toplantı şart"

Ertuğ, bu yolda ciddi anlamda bir ezber bozma söz konusu olacaksa, 5'li toplantının yapılmasının kaçınılmaz olduğunu belirtti.Ertuğ, 3'lü toplantıların her zaman yapıldığını ifade ederek, şöyle devam etti, "Rum lider Anastasiadis, Genel sekreter ile görüştü ve bir değerlendirme yaptı. Bana göre, Sayın Akıncı'nın  da Genel Sekreter ile ikili bir görüşme talep etmesi doğru bir tavırdır.  Aksi takdirde bir dengesizlik ortaya çıkar. 3'lü görüşme zaten yapılacak. Kıbrıs sorunu BM genel kurulunun gündeminde olan maddelerden birisidir. Bu çerçevede bir tarafla görüşüldüğünde diğer tarafla da görüşmesini gerektirecektir"

"Daha doyurucu bilgiler verilmeli"

Ertuğ, New York'ta yapılacak 3'lü görüşmenin içeriğinin tam olarak belirtilmediğini ifade ederek, liderlere yakın çevrelerin bu konuda yaptıkları bazı açıklamalar olduğunu dile getirdi. Ertuğ, tam olarak perde gerisinde ne gibi sonuçların alındığının bilinmediğini söyleyerek, bu doğrultuda Rum basınında çıkan haberler olduğunu kaydetti. Ertuğ, "Anlaşılıyor ki, garantiler konusu da konuşuldu. Neyin garanti edileceği ortaya çıktıktan sonra konuşulacak bir konuydu. Kıbrıs Türk tarafı beyin fırtınası adı altında bunu konuşmayı kabul etti. Bunun karşılığında ne aldığını tam olarak bilmiyoruz. Bunu bu şekilde gündeme aldırmak, beyin fırtınası olsa dahi Türk tarafı açısından çok ciddi bir adımdır. Toprak konusu da harita ve rakam boyutlarıyla en son görüşülecek bir konudur. Biz her ne kadar desek de harita ve rakam konuşulmadı, Rum tarafı rakam konuşuyor. 100 bin Kıbrıslı Rumun, Rum idaresi altında kurucu devlette geriye dönmesinden bahsediliyor. 60 bin kişinin de Kuzey tarafına dönmesine hak kazanmasının kabul edilmesinden bahsediliyor. Rakamlar da verilerek konuşuluyor. Bunlar doğru zamanda görüşülmesi gereken konulardır. Halka bu konularda daha doyurucu bilgi verilmesi gerekiyor"

"Rumlar 5'li toplantı ibaresini dahi kabul etmiyor"

Ertuğ, New York'ta ezberlerin bozulabilmesi için 5'li toplantının yapılması gerektiğini, Rum tarafının 5'li toplantı ibaresini dahi kabul etmediğini kaydetti. "Rum tarafı çoklu toplantı diyor"diyen Ertuğ, bunun basit bir kelime oyunu olmadığını söyledi. Ertuğ, Kıbrıs müzakerelerinde gerçekçi bir yaklaşımın gerektiğine vurgu yaparak, hayal kırıklığı yaşanmaması için bunun şart olduğunu belirtti.

"Eide diplomatik söylemlerde bulunuyor"

Ertuğ, karşı tarafın yol haritasından ısrarla kaçındığını ifade ederek, 2016 yılı sonuna kadar olacak denilen olayın Eide'nin ağzından "Haziran ayına kadar olacağından iddialı değilim, ancak mümkündür" şeklinde son derece  diplomatik bir söylem içinde olduğunu dile getirdi. Ertuğ, şöyle devam etti, "Biz Kıbrıs Türk tarafı olarak müzakereler sonuçlansın istiyoruz. Sonuç alınamayacaksa bilelim, bunun bedeli de ne olacaksa isabetli bir şekilde Kıbrıs Rum tarafına duyuruluyor"