Başbakan Hüseyin Özgürgün, Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’nın “aşırı esnek” davrandığını, buna rağmen Rumların “her şeyi isterim” tavrı nedeniyle Kıbrıs görüşmelerinin sonuçsuz kaldığını söyledi.

Başbakanlık Basın ve Halkla İlişkiler Müdürlüğü’nden yapılan yazılı açıklamaya göre Özgürgün, “Bir kere daha Rum tarafının aklıselim davranmasını ümit ediyorum. Davranmadığı takdirde, Kıbrıs Türk tarafının kendi yolunda devam etmesi zor veya anlaşılmayacak bir karar olmaz” diye konuştu.

Özgürgün, İsviçre’nin Mont Pelerin şehrinde iki tur yapılan Kıbrıs görüşmelerinden çıkan olumsuz sonucun, Türkiye ve KKTC’den değil, Kıbrıs Rum tarafı ve Yunanistan’dan kaynaklandığını söyledi.

Başbakan Özgürgün,  BRT’de  katıldığı  bir programda, Mont Pelerin’de yapılan Kıbrıs görüşmelerine ilişkin soruları yanıtladı.

Zirveden olumsuz sonuç çıkması üzerine, “Bundan sonra nelerin beklediği, hükümetin görüşmelere ilişkin tavrının ne olduğuna” ilişkin soruya karşılık Başbakan Özgürgün, görüşmelerde hükümet temsilcisinin de olması gerektiğini Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’ya ilettiklerini anımsattı.

“Biz görüşmelerin sonucunu basından veya bir şekilde sızan haberlerden takip edebiliyoruz. Sayın Cumhurbaşkanı döndüğünde orada ne olup bittiğini tam olarak öğreneceğiz. Sonuçta bir gerçek var; bir uzlaşıya varılamamış olması, 2016 yılsonu hedefinin bir şekilde sıkıntıya uğraması ve o sürecin tamamlanamaması nedeniyle doğacak olan sıkıntılar şu anda net görünen, buzdağının su üzerinde kalan kısımları” dedi.

“1968’DEN BERİ KIBRIS KONUSUNDA TURLUYORUZ”

 Mont Pelerin görüşmelerinde çıkan sonucun Kıbrıs Türk tarafı ve Türkiye’den kaynaklanmadığını, tamamen Rum tarafı ve Yunanistan’dan kaynaklandığını vurgulayan Başbakan Özgürgün, Cumhurbaşkanı Akıncı’nın Ada’dan ayrılmadan önce siyasi parti liderleri ile yaptığı görüşmede ilk zirvenin sonuçlarını, hangi adımları attığını anlattığını aktararak, şöyle devam etti:

“Bizde bunun üzerine, ‘bizden bir adım geldi, şimdi sıra Rum tarafında’ noktasında partilerin görüşü vardı. O adımın da Rum tarafından gelmediği belli. Olumlu bir cevap alınsaydı belki görüşmeler bir veya iki gün daha sürer veya tarih belirlenerek bir üçüncü tura tekrar gidilirdi. Zaten Kıbrıs konusu turlamaya döndü, 1968’den beri Kıbrıs konusunda turluyoruz.”

Kıbrıs Rum tarafının uzlaşmama konusunda net bir tavrının olduğunu kaydeden Başbakan Özgürgün, “Bu noktadan sonra kaç defa daha Rum tarafının reddi ile veya olumsuz tavrı ile veya Kıbrıs’taki bütün hakları talep eden, hep veren tarafın Türk tarafı, alan tarafın da Rum tarafı olması şeklindeki yaklaşımına daha ne kadar tahammül edilecek ?” diye sordu.

“AKINCI FAZLA ESNEK DAVRANDI, BİR UZLAŞMA OLURMU UMUDUYLA SESSİZ BİR ŞEKİLDE BEKLEDİK”

Başbakan Özgürgün, Cumhurbaşkanı Akıncı’nın attığı adımlarda fazla esnek davrandığını ifade ederek, “Bize göre bu adımlar esnekti. Ancak biz, bir uzlaşma olur umuduyla o adımları da sessiz bir şekilde bekledik. Görüldüğü gibi netice, yine Rum tarafının ‘her şeyi isterim’ tavrı ile sonuçsuz” dedi.

Rum tarafının “Türk askeri gidecek, 100-160 bin kişi dönecek, Güzelyurt, Karpaz ve Maraş’ı isterim” tavrından bir santim geri dönmediğini kaydeden Başbakan Özgürgün, “Toprakta yüzde 29.2 oran konuşulduğu, Türk tarafından yeni beklentiler mi olacağı” yönündeki bir soru üzerine, “Türk tarafı yapabileceğini yapmıştır zaten. Daha fazla yapacak bir şeyi yoktur” diye konuştu.

Toprakta yüzde 29 artı oranının 1970’lerden beri masada olan bir formül olduğunu, buradan geriye dönülmesinin mümkün olmadığını, bunun da ciddi bir esneme olduğunu kaydeden Başbakan Özgürgün, şöyle devam etti:

“Her şeyde anlaşılmadan hiçbir şeyde anlaşılamaz denir ya, bunun tam bir palavra olduğu görülüyor. Siz masaya bir şey koyduğunuz zaman o verilmiş, alınmış addediliyor. Oysa öyle bir şey yoktur. Görüşmelerde prensip, her şeyde anlaşılmadan hiçbir şeyde anlaşılmış sayılmaz. Ama yıllar önce telaffuz edilen 29 artı bile şuanda masadaysa, demektir ki Kıbrıs konusunda bir şeyi telaffuz ederken çok dikkatli olmak lazım. Oraya da gelmiş olmamız aslında ciddi bir esnemedir. Ona rağmen Rum tarafı çok daha aşırı isteklerle duruyor. Güvenlik, garantiler konusunda hiçbir adım atmıyor, toprak talepleri en üst düzeyde, yerinden olacak birçok insana rağmen bunda anlayış göstermiyor. Aradan 42 yıl geçmiş hala daha 160 bin kişinin geri dönmesinde ısrar ediyor. Bu rakamlarla gerçekçi bir çözüm, kalıcı, adil, yaşayabilir bir çözüme ulaşmanın imkânı yok. Bu kafayla ancak, adil olmayan, yaşamayan bir çözüme ulaşılır.”

Kıbrıs Türk halkının azınlık olarak yaşamayı kabul etmeyeceğini, eşitlik istediğini, iki kesimliliği kesin bir şekilde ortaya koyduğunu, garantörlüğün belli bir şekilde devam etmesini istediğini vurgulayan Başbakan Özgürgün, “Garantörlüğün önemi hem 1963, hem 1974’de hem de bugün çok açık ortadadır. Kıbrıs adasının etrafındaki bütün ülkelere bakın” dedi.

1479897903.jpg

“BİRLİK BERABERLİK İÇİNDE OLMALIYIZ”

Başbakan Özgürgün, “Yakın zamanda ne bekliyorsunuz” sorusuna, “Bir anlaşmaya Rum tarafı neden yanaşmıyor?” sorusuyla karşılık vererek, şöyle konuştu:

“Bir anlaşma için motivasyon lazım. Rum tarafı, hep benimdir deyip de hiçbir şeyde anlaşmıyor.  ‘Nasıl olsa bu Kıbrıslı Türkler bir gün çözülür, bunlar zaten kendi içlerinde de problemli, birlik değiller. Biraz daha sabredersek, yakında her şeyden vazgeçerler” gibi bir düşünce içerisinde. Bunu net olarak görüyoruz. Bundan onları vazgeçirmenin iki yolu var. Biri, kendi içimizde birlik beraberliği sağlamak. Yani, Rum tarafının bir anlaşma yapmasının koşulu, Kıbrıs Türk tarafının kararlı ve güçlü bir şekilde birlik beraberlik içerisinde bir anlaşmaya evet, bu anlaşmanın şartları da bunlardır demesindedir. Rum tarafı bunları gördüğü zaman ‘benim beklememin bir faydası yok’ noktasına belki gelebilir.”

İkinci olarak da uluslararası toplumun Rum tarafına, adım atmasını söylemesi gerektiğini ifade eden Başbakan Özgürgün, “Rum tarafı bugün görüşmelerden kalkan taraf mıdır, hayır. Bugün, iki taraf anlaşamamış noktasındayız. Bana göre Sayın Cumhurbaşkanı Akıncı inanılmaz, belki bizim de sıkıntı yaşayacağımız esneklikler ortaya koydu. Detaylarda boğulmamak için onu şuanda konuşmuyorum. Bu esnekliğe rağmen masadan bir sonuçla kalkılmamasından dolayı Rum tarafı suçlanmadı. İki taraf anlaşamadı oldu. Belki Türkiye’yi suçlamaya çalışanlar var, belki Sayın Akıncı’ya bir şeyler söylemeye çalışanlar var. ” diye konuştu.

Başbakan Özgürgün, “Bir anlaşmanın olabilmesinin önkoşulları; Kıbrıs’ta Rumların da bir anlaşma dışında şanslarının olmadığı, bir anlaşmanın iki tarafa da ciddi ekonomik refah getireceğinin anlaşılması ve anlatılması, üçüncüsü de Kıbrıs Türklerinin bu adada kendileri kadar hak sahibi, kendileri kadar insan, kendileri kadar eşit bir halk olarak görmesinden geçer. Bu görülmediği için anlaşma olamıyor, sıkıntı burada” dedi.

“KIBRIS TÜRK TARAFININ KENDİ YOLUNDA DEVAM ETMESİ ZOR VEYA ANLAŞILMAYACAK BİR KARAR OLMAZ”

Kıbrıs Türk tarafının hiçbir zaman bir anlaşmadan kaçmadığını, Rum tarafının ise bu yaklaşımda olmadığını kaydeden Başbakan Özgürgün, yıllardır Rum tarafının kötü niyetlerini ortaya koyduğu süreçlerin yaşandığını, bugün de bir yenisinin yaşandığını belirterek, şöyle konuştu:

“Türk tarafı ne kadar daha Rum tarafını masada bekler. Ne kadar, ‘bu da bitti de yenisine başlayalım’ gibi belirsiz, Rum tarafını rahatlatan bir sürece devam edebilir. Bunun da sorgulanması lazım. Rum tarafının şunu çok iyi bilmesi lazım; kendisi kadar eğitimli, kendisi kadar dünyayı bilen, kendisi kadar devlet ve demokrasi olgunluğunu yakalamış bir halk var, bununla bir ortaklık yapmadığı takdirde Kıbrıs’ta bir çözüme ulaşmak mümkün değil. Ortak olacağız. Bunu anlamadığı sürece, ki bugüne kadar anlamadı, bizim de onu sonuna kadar bekleme diye bir durumumuz olamaz. Çözüm hep masada birinci gündem maddesi olarak duramaz. O bir tarafta durur, gündemin alt sıralarına iner. Orada, Rum tarafı bu kafasını değiştirene kadar bekler. Bizim de halkımızın ekonomik olarak günlük yaşantısını rahat bir şekilde sürdürebilmesi için yapmamız gerekenler var, enerjimizi oraya göndermemiz, oraya yoğunlaşmamız gerekir. Bir kere daha Rum tarafının aklıselim davranmasını ümit ediyorum. Davranmadığı takdirde, Kıbrıs Türk tarafının kendi yolunda devam etmesi zor veya anlaşılmayacak bir karar olmaz.”

“HÜKÜMET YENİ YILDA YENİ BÜTÇESİ İLE GÖREVİNE DEVAM EDECEK”

Başbakan Hüseyin Özgürgün, hükümetle ilgili bir soru üzerine şu anda bütçe görüşmelerinin devam ettiğini, hükümetin yeni yılda yeni bütçesiyle görevine devam edeceğini, bir sıkıntı olmadığını belirterek, son yıllarda sık hükümet değiştiğini, bunun da hizmeti etkilediğini kaydetti.