Toplumcu Demokrasi Partisi (TDP) Genel Başkanı Cemal Özyiğit, Ekonomik Protokolün halktan, Meclis'ten, siyasi partilerden ve örgütlerden ısrarla saklandığını, kaç kez talep etmelerine rağmen bilgi edinemediklerini söyleyerek, "Protokolün içeriği neden gizlenmektedir? Şeffaflık anlayışları bu mudur" diye sordu.

Protokolleri kapalı kapılar arkasında görüşenlerin, oluşacak tepkileri bastırmaya yönelik önlemler alamaya çalıştığını, güvenlikle ilgili 7 Yasa Tasarısı'nın da bu nedenle gündeme geldiğini savunan Özyiğit, "Yasa tasarıları ile polis devleti yaratılmak istenmektedir, yapılanlar insan hak ve özgürlüklerine açık bir saldırıdır" ifadelerini kullandı.  

TDP olarak güvenlikle ilgili yasa tasarılarına karşı hayat bulmaması için mücadele edeceklerini, geçmesi halinde ise konuyu yargıya taşıyacaklarını açıklayan Özyiğit, "Abdülhamit yasalarının bu ülkede yeri yoktur" dedi. 

TDP Genel Sekreteri Asım İdris de, güvenlikle ilgili yasa tasarılarının toplumu bastırmaya, susturmaya yönelik olduğunu ileri sürerek, "Şimdi susarsak, ileride hiç konuşamayacağız" dedi.

TDP Merkez Yönetim Kurulu Üyesi Boysan Boyra, temel hak ve özgürlüklerin ciddi anlamda kısıtlanmasına neden olacak içerikte olan güvenlikle ilgili 7 yasa tasarısının hayat bulması halinde polis devleti yaratılacağını öne sürdü. Herkesin herkesten şüphe edeceği, konuşmaktan dahi korkacağı, paranoyak bir ortam yaratılacağını savunan Boyra, "Bu yasalarla toplum nereye götürülmek istenmektedir" diye sordu.

TDP Genel Başkanı Cemal Özyiğit, Genel Sekreter Asım İdris, Merkez Yönetim Kurulu üyesi Boysan Boyra ve Parti Meclisi üyesi Ahmet Said Sayın ile birlikte bu sabah parti genel merkezinde güvenlikle ilgili 7 yasa tasarısı hakkında basın toplantısı düzenledi.

"ŞEFFAFLIK ANLAYIŞLARI BU MUDUR?"

TDP Basın Bürosu’ndan verilen bilgiye göre, ülkenin çok kritik ve anlamlı günlerden geçtiğini belirten Özyiğit, toplumun geleceğini şekillendirecek Ekonomik Protokolün de tıpkı su konusunda olduğu gibi kapalı kapılar arkasında konuşulduğunu söyledi. Ekonomik Protokolün halktan, Meclis'ten, siyasi partilerden ve örgütlerden ısrarla saklandığını, kaç kez talep etmelerine rağmen  bilgi edinemediklerini ifade eden Özyiğit, toplumun öz varlıklarının  devredilmesi, demokratik hak ve özgürlüklerin geri götürülmesi noktasında ciddi endişeleri olduğunu ifade etti.

Bir yandan toplumun geleceğini etkileyecek protokolleri kapalı kapılar arkasında pazarlık eden hükümetin, diğer yandan da oluşacak olan tepkileri bastırmaya yönelik önlemler alamaya çalıştığını ileri süren Özyiğit, güvenlikle ilgili 7 yasa tasarısının da bu nedenle gündeme geldiğini söyledi.

"ABDÜLHAMİTİN HAFİYE SİSTEMİ"

Polis tarafından istendiği söyleyene yasa tasarılarının Bakanlar Kurulunda noktasına, virgülüne dokunulmadan kabul edilerek Meclis'e gönderildiğini savunan Özyiğit,  "Bu yasa tasarıları ile polis devleti yaratılmak istenmektedir. Bu resmen Abdülhamitin hafiye sistemini anımsatmaktadır,  yapılanlar insan hak ve özgürlüklerine açık bir saldırıdır" dedi.

Toplum yararına olmayan hiçbir adım ve kararı onaylamalarının sözkonusu olmadığını belirten Özyiğit, sözkonusu anti-demokratik uygulamalara yönelik her türlü direnişi göstereceklerini, gerekmesi halinde konuyu yargıya taşıyacaklarını açıkladı.

Ekonomik paket tartışmalarının hükümeti de etkilediğini, UBP Parti Meclisi'nin de kendilerinin basın toplantısı düzenledikleri sıralarda bu gündemle toplandığını belirten Özyiğit, "Hükümet bozulur veya bozulmaz, önemli olan toplum yararına icraat yapmaktır. Önemli olan toplumun geleceğidir, kendi ülkesinde demokratik, özgür bir şekilde yaşamasıdır. Herkes bunu içselleştirmeli ve ona göre davranmalı" dedi.

BOYRA: "BAŞBAKAN YARGI KONUSUNDA TEK BAŞINA KARAR VEREMEZ"

TDP MYK Üyesi Boysan Boyra da Bakanlar Kurulu tarafından onaylanarak Meclis'e gönderilen; Telekomünikasyon Yoluyla Yapılan İletişimin Denetlenmesi Yasa Tasarısı, Teknik Araçlarla İzleme Yasa Tasarısı, Polis Tarafından Kullanılan Muhbirin Ödüllendirilmesi Yasa Tasarısı, Kontrollü Teslimat Yasa Tasarısı, Gizli Soruşturmacı Görevlendirilmesi ve Kullanılması Yasa Tasarısı, Etkin Pişmanlık Yasa Tasarısı, Ceza (Değişiklik) Yasa Tasarılarının içeriği hakkında bilgilere vererek, değerlendirmelerde bulundu.

Yasaların bir ihtiyaçtan yapıldığını, ancak güvenlikle ilgili 7 yasa tasarısının hangi ihtiyaçtan kaynakladığının topluma açıklanması gerektiğini belirten Boyra, bu tasarıların ekonomik paketin içinde olup olmadığının da açıklanması gerektiğini söyledi. Ekonomik paket içinde yargıyla ilgili nelerin olduğunu da soran Boyra," Sn. Başbakan yargı konusunda tek başına karar veremez" dedi.  

7 yasa tasarısının hayat bulması halinde, 'polisin kuvvetli şüphesi' gerekçesiyle  telefonla yapılan tüm konuşmaların dinleneceğini, yüz yüze yapılan konuşmaların da teknik araçlarla dinleneceğini söyleyen Boyra, insan gözünün görmediği, kulağının duymadığı teknik araçların adada olduğuna yönelik inanç belirtti ve "Bu cihazlar adaya geldi mi, siyasi sorumluluğu olan kişiler bunu mutlaka açıklamalıdırlar" dedi.

Yasayla birlikte istenilen her kişinin 6 ay boyunca izleneceğini ifade eden Boyra, 6 aydan önce ve sonrasında izlenmeyeceğimizi ve kayıt altına alınmayacağımızı kimin kontrol edeceğini, kimin denetleyeceğini sordu.

Boyra, Anayasa'nın 19. ve 21. maddeleri olan 'özel hayatın gizliliği' ve 'haberleşme özgürlüğü' ile ilgili maddelerin ihlal edileceğini savundu.

Toplumun içine 'Gizli Soruşturmacıların' sokulacağını, bunların devlet memuru da olabileceklerini, bu kişilerin mahkemeye dahi çıkmayacaklarını, delilleri onların yerine mahkemeye polislerin sunacağını ileri süren Boyra,  mevcut sistemimizde asıl olan, 'delilleri toplayan kişinin mahkemede sorgulanma hakkının' da ortadan kalkacağını söyledi. 

Yasa tasarılarının muhbir bulundurma yetkisi de içerdiğini, bu kişilerin ödüllendirileceğini, hatta ödülü vermeyenlerin de suç işlemiş sayılacaklarını öne süren Boyra, etkin pişmanlık yasası ile de başkaları ile birlikte suç işleyen bir kişinin diğerlerini ihbar   ederek yargılanmaktan kurtulacağını, bu durumun mevcut sistemdeki “suç ortaklarının şahadeti, öteki suç ortakları için geçerli değildir" prensibini de ortadan kaldıracağını  söyledi.

Boyra, bu yasaların hayat bulmasıyla birlikte yargılanacak olan kişilerin suçsuz olsa dahi beraat etmesinin son derece zorlaşacağı uyarısında da bulundu.

Boyra, Kontrollü Teslimat Yasa Tasarısı ile birlikte de Polisin hali hazırda asli görevi olan "olay vuku bulmadan önleme" görevinin sona ereceğini, bazı suçların meydana gelme olasılığı gerekçe gösterilerek veya bazı suçlulara ulaşma gerekçesiyle" polisin “suçlu yaratma” veya suç işlenmesini teşvik edeceğini , önce suçun meydana gelmesine izin verip sonra da suçluyu yakaladım" diyeceğini öne sürdü.

Çıkarılması düşünülen bu yasalarla birlikte basın mensuplarının görüntü ve ses almalarına da kısıtlamalar getirileceğini söyleyen Boyra, böylesi bir durumda basın mensuplarının görevlerini yapamayacaklarını, yapmaya kalktıkları zaman da suçlanıp yargılanacaklarını,  gazetede yayınlayacakları haberin doğruluğunu kanıtlama haklarının da ellerinden alınacağını, çünkü ses ve görüntüleri mahkemeye sunma hakları olmayacağını belirtti ve  bu durumda görüntü ve ses alan basın mensuplarına yasaya aykırı davrandıkları gerekçesiyle dava getirilmeyecek mi? diye sordu

Tüm bu yasaların hayat bulması halinde insan hak ve özgürlüklerinin ciddi anlamda kısıtlanarak polis devleti olma yolunda adımlar atılacağını savunan Boyra,  TDP olarak bu yasaların geçirilmesine ciddi şekilde karşı olduklarını, yasaların geçmemesi adına mücadele vereceklerini,  geçmesi halinde de konuyu yargıya taşıyacaklarını belirtti.

İDRİS: "TOPLUMU DOĞRU BİLGİLENDİRME UĞRAŞINDAYIZ"

TDP Genel Sekreteri Asım İdris de konuşmasında toplumda her konuyla ilgili bir gizlilik perdesi olduğunu söyleyerek, bunun ekonomik protokol ve güvenlikle ilgili yasa tasarıları için de geçerli olduğunu dile getirdi.

TDP olarak öncelikle gerek ekonomik paket, gerekse de güvenlik yasa tasarıları ile ilgili toplumun doğru bilgiye ulaşması için uğraş verdiklerini belirten İdris, toplumun geleceğini ilgilendiren konuların devletlerarası değil, öncelikli olarak toplumla tartışılması gerektiğini, toplumun ihtiyaçları doğrultusunda hazırlanması gerektiğini vurguladı.

Güvenlikle ilgili yasa tasarıları hakkında da topluma doğru bilgilendirmeyi yapma uğraşında olduklarını, basın toplantısının amaçlarından birinin de bu olduğunu belirten İdris,  "Yasa tasarıları toplumu bastırmaya, susturmaya yöneliktir, eğer şimdi susarsak, ileride zaten konuşamayacağız" ifadelerini kullandı.