Toplumcu Demokrasi Partisi (TDP) Genel Başkanı Cemal Özyiğit, Bakanlar Kurulu tarafından geçtiğimiz hafta onaylanan Taş Ocakları’nın işletme sistemini düzenleyen “Taş Ocakları Düzenleme ve Denetleme Tüzüğü’nün” sektörü denetlemek açısından ileri bir adım olmakla birlikte, Taş Ocakları’nın doğaya yeniden kazandırılmasını sağlayacak rehabilitasyon projesini öngören yasal mevzuatın olmaması, tüzükte ise rehabilitasyona verilen önemin yetersiz olmasının, büyük eksiklik olduğunu vurguladı.

TDP Çevre ve Doğal Kaynaklar Komitesi, Taş Ocakları konusunda bilgilendirme toplantısı düzenledi. Yer Bilim Mühendisleri Odası Başkanı, Maden Mühendisi Birol Karaman ve Oda yetkilileri tarafından katılımcılara bilgi verilen toplantıda, sorulara da yanıtlar verildi.  TDP Genel Başkanı Cemal Özyiğit, etkinlikte yaptığı konuşmada öncelikle Yer Bilim Mühendisleri Odası yetkililerine, gerek katılım, gerekse de verdikleri bilgiler için teşekkür ederek, oldukça yararlı bir toplantı gerçekleştirdiklerini belirtti.

“Rehabilitasyon projesi yasal mevzuat haline getirilmeli. Toplum artık rehabilitasyonu görmek istiyor”

Ülkede rehabilitasyon için yasal mevzuat eksikliğinin giderilmesi için çalışma yapılmasının gerektiğine dikkat çeken Özyiğit, bugüne kadar siyasi otoritenin ve ilgili bürokratların basamak sistemi ile işletmeciliği hep rehabilitasyon olarak göstermeye çalıştıklarını, ancak rehabilitenin çevre emniyetinin sağlanarak, rehabilitasyon projesine uygun olarak ocağın ıslah edilmesi, doğaya kazandırılması ve orman eko-sisteminin tesisi amacıyla ağaçlandırma yapılarak çevreye uyumlu hale getirilmesi olduğunu belirtti.

Günümüzün ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde revize edilmesi gereken Fasıl 270 Maden ve Taşocakları Yasası ile Rehabilitasyon Proje formatının da yasal mevzuat haline getirilmesi gerektiğini belirten Özyiğit, toplumun artık bilimsel doğrular temelinde hazırlanmış rehabilitasyon projeleri ile doğaya yeniden kazandırılmaya başlanan ocaklar görmek istediğini vurgulayarak, özellikle Akçiçek bölgesindeki taş ocaklarının çok kötü durumda olduğunu ve bir an önce rehabilitasyonlarına başlanması gerektiğini söyledi.

Zamanında sorumluluğunu yerine getirmeyen şirketler ve bunlara gerekli yaptırımları uygulamayan devlet otoritesi sayesinde, çevreye büyük zararları dokunan ve halen atıl durumda Değirmenlik ve Geçitköy bölgesinde Taş Ocağı olduğunu anımsatan Özyiğit, “Bu ocakların rehabilitasyonu için, devlet sorumluluk üstlenerek acilen gerekli yasal düzenlemeleri yaparak, ocak işletmeciliği üzerinden bir fon oluşturmalı ve bu ocakların rehabilitesine başlamalıdır dedi.

tdp-cevre-komitesi-bilgilendirme-toplantisi-3.jpg

“Alçı Taşı İhracatı”

Turizm sektörünün ülke ekonomisi için büyük öneme sahip olduğunu, bu nedenle gelecek planlaması yaparken turizmi baltalayacak kararlara daha fazla imza atılmaması gerektiğini belirten Özyiğit, daha çok ocağın, daha çok çevre tahribatı, daha çok çevre tahribatının da daha az turizm olduğu gerçeği bilinmesine rağmen, çimento fabrikalarında kullanılmak üzere ham alçı taşı ihracatı yapılmasının kabul edilebilir hiçbir yanı olmadığını söyledi. Özyiğit, bir an önce yeni ihracat taleplerine onay verilmemesi gerektiğini de kaydetti.

tdp-cevre-komitesi-bilgilendirme-toplantisi.jpg

YASEMİN ÇOBANOĞLU

Yasemin Çobanoğlu da TDP Çevre ve Doğal Kaynaklar Komitesi adına yaptığı açıklamada, Fasıl 270 Maden ve Taş Ocakları (Düzenleme) Yasasının güncellenerek,  taşocakçılığın da rehebilitasyon projesinin ÇED ile birlikte sunulup onaylanması gerektiğini,  işletmenin başlamasıyla birlikte rehabilitasyonun da başlaması gerektiğini söyledi. Sektörde atılacak her türlü olumlu adımı ve alınacak kararı desteklemeye hazır olduklarını belirten Çobanoğlu, toplumun menfaati için eksik kalan ve yapılmasını gerekli gördükleri unsurların yaşam bulması adına da baskı unsuru olacaklarını kaydetti.

“3 ana başlık”

Ülkemizdeki taş ocakçılığı sektörünü izinlendirme, işletme ve rehabilitasyon olmak üzere 3 ana başlık altında değerlendirdiklerini belirten Çobanoğlu, bugüne kadar ulaşabildiğimiz günlük en fazla ihtiyacımızın 18 bin ton olmasına rağmen, halen üretim yapan taş ocağı kapasitesinin günlük 30 bin ton olduğunu, bu nedenle yeni taş Ocağı izni verilmesine karşı olduklarını ve bunun devlet politikası haline gelmesi gerektiğini belirtti.

Çabanoğlu, fazla ocak sayısının belirlenerek doğaya yeniden kazandırılmalarını sağlayacak rehabilitasyon çalışmalarının başlatılması gerektiğini, bu kararı oluştururken sektör temsilcileri, ilgili sivil toplum örgütleri ve devletin de Planlama Uzmanı, Çevre Mühendisi, Peyzaj Mimarı, Ekolog, Orman Mühendisi, Jeoloji Mühendisi ve Maden Mühendisleri ile katkı sağlayacağı, bağımsız bir komite kurulması gerektiğini kaydetti. Çobanoğlu, tüm taş ocaklarının tekrar değerlendirmeye tabii tutularak ülke ihtiyacının karşılayacak olanlar belirlenip, bunlara işletme izni, doğaya yeniden kazandırılacaklara ise rehabilitasyon amaçlı işletme izni verilmesi gerektiğini söyledi.

“Yeterli denetim yok”

Ülkede işletme aşamasında yeterli denetim olmadığını, yapılanların da göstermelikten öteye geçmediğini belirten Çobanoğlu, “Bugüne kadar Çevre Koruma Dairesi tarafından tek bir ceza kesilmiş olması bunun en bariz göstergesidir. Tüzükte denetleme kurulunda öngörülmeyen Çevre Mühendisleri Odası’nın da denetimin bir parçası olması gerekmektedir.” dedi.

Çobanoğlu bu eksikliklerin yanı sıra, Maden Mühendisleri’nin Taş Ocaklarında teknik nezaretçi olarak görev alacak olması, Taş Ocakları’nın işletme sınırlarını muamma olmaktan kurtaracak sınırların Harita Mühendisleri tarafından sabit ve görünür hale getirilecek olması, bugüne kadar uygulanan ve işletmelerin sürekli izin hakkı kazanmasını sağlayan puanlama sisteminin kaldırılmasını, işletmeleri izinlendirmede Maden Mühendisinin hazırlayacağı işletme projesi dikkate alınarak 5 yılı aşmayacak şekilde izin verilecek olmasının, sektörün denetlenebilirliliği açısından olumlu adımlar olduğunu belirti.