Güney Kıbrıs’ın, Türkiye’nin adaya sismik araştırma gemisi göndermesi bahanesiyle müzakerelerden çekildiğini açıklamasını değerlendiren Cumhuriyet Meclisi’nde temsil edilen partilerin başkanları, çözümün masada bulunacağına işaret ederek, Rum liderliğinin tavrının doğru olmadığını vurguladı.

Cumhuriyet Meclisi’nde temsil edilen siyasi partilerin başkanları, Kıbrıs müzakerelerinde yaşanan son gelişmelerle ilgili TAK muhabirinin sorularını yanıtladı.

YORGANCIOĞLU: “MASADAN KAÇMAK SORUNU ÇÖZMEZ”

Başbakan ve CTP-BG Genel Başkanı Özkan Yorgancıoğlu, Rum liderliğini aklıselime davet ederek, “Görüşme masasından kaçmanın herhangi bir sorunu çözmeyeceğinin bilincinde olmaları gerekir” dedi.

 “KIBRISLI TÜRKLERİ YOK SAYARAK…”

Yorgancıoğlu, 11. parselde araştırma kararı verildiğinde de benzeri bir kriz yaşandığını, daha sonra krizin aşıldığını ifade ederek “Şimdi yine Rum tarafı Kıbrıslı Türklerin de hak sahibi olduğu bölgelerde Kıbrıslı Türkleri neredeyse yok sayarak ‘çözüm olursa bu haklardan yararlanırsınız çözüm olmazsa hakkınız yoktur’ anlayışıyla ama en önemlisi de görüşmelerin yürütüldüğü bu dönemde, sanki de görüşmelerin kesilmesine zemin hazırlama adına bir başka parselde araştırma yetkisini bir İtalyan şirketine vermiştir” dedi.

“KABUL EDİLEMEZ”

Böyle bir durumun kabul edilemez olduğunu vurgulayan Başbakan Yorgancıoğlu, görüşmelerin olumsuz etkileneceğinin çok önceden görülebilmesi gerektiğini söyledi.

“HER KRİZİN FIRSATA DÖNÜŞTÜRÜLMESİ DE MÜMKÜN”

Kıbrıslı Türklerin kendi haklı çıkarlarını koruma sorumluluğu bulunduğunu belirten Başbakan, “Ama şunu da söylemek isterim, her krizin bir fırsata dönüştürülmesi de mümkün, eğer taraflar akılcı davranırsa… Eğer taraflar Kıbrıs sorununun çözülmesi halinde sorunların zaten ortadan otomatik kalkacağının bilincine varırsa, bunu bir fırsata dönüştürmeyi becerebilmemiz gerekir” dedi.

“ANASTASİADİS’E AKLISELİM DAVETİ”

Özkan Yorgancıoğlu, Kıbrıs sorununun çözümünün, ülkeye ve bölgeye barış ve istikrarın getirilmesinin esas olduğunu vurgulayarak “Rum liderliğini aklıselime davet ediyorum. Görüşme masasından kaçmanın herhangi bir sorunu çözmeyeceğinin bilincinde olmaları gerekir” diye konuştu.

Rum tarafının kamuoyuna verdiği mesajın aksine BM’ye ilettiği yazıda, sadece yarınki görüşmeye katılmayacaklarını ifade ettiklerini belirten Başbakan Yorgancıoğlu, Rum tarafının yarınki görüşmeye de katılmalarının yararlı olacağını; sorunun etrafından dolaşmaktansa esasını görüşerek çözmenin daha doğru olduğunu söyledi.

“DOĞAL GAZ MASANIN KONUSU DEĞİL”

Başbakan Yorgancıoğlu, “Doğal gaz, masanın konusu değildir. Masanın konusu merkezi yönetim güç paylaşımı, toprak, mülkiyet, ekonomi, AB’yle ilişkiler, güvenliktir. Masanın konusu olmayan bir olayla bunu ilişkilendirmek ne kadar doğrudur, bunun da tartışılması lazım” ifadelerini kullandı.

Talat-Hristofyas görüşmeleri döneminde, doğal zenginliklerin, merkezi hükümetin kontrolünde olacağı yönünde mutabakata varıldığını belirterek “Hal böyleyken Rum tarafının tüm yetkiler kendindeymiş gibi davranması da çok doğal bir sonuç değildir” diyen Başbakan Yorgancıoğlu, uluslararası tanınmışlığın bu amaçla kullanılmasının doğru olmadığını, doğal gazın tek taraflı ve silah olarak kullanılmasının kabul edilemeyeceğini vurguladı.

“KRİZİ FIRSATA DÖNÜŞTÜRMEK İÇİN MASAYA OTURUP ÇÖZÜM BULALIM”

Başbakan Yorgancıoğlu, bunun ayrıca siyasi koz ve Kıbrıslı Türklerin haklarını hiçe saymak amacıyla silah olarak da kullanıldığına işaret ederek “Ben tekrardan şu çağrıyı yapmak istiyorum: Bir kriz yaşıyoruz.

Bu krizin Kıbrıslı Türklere ve Rumlara faydası yoktur. Bu krizi fırsata dönüştürmek adına masaya oturulmalı ve bir an önce Kıbrıs sorununa çözüm bulunmalıdır. Bütün çözümlerin yaratılacağı zemin görüşme masasıdır” diye konuştu.

Rumları bir an önce görüşme masasına oturmaya davet eden Başbakan Yorgancıoğlu, bugün görüşeceği BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Özel Danışmanı Espen Barth Eide’den de BM’nin ısrarcı ve daha aktif olmasını isteyeceklerini; görüşmeden ayrılmanın bir yöntem olmadığını ileteceklerini anlattı.

Özkan Yorgancıoğlu, her iki taraftaki barışçı, duyarlı sivil toplum örgütlerinin daha aktif olması, özellikle güneydeki örgütlerin Anastasiadis’i cesaretlendirmesi, AKEL’in daha girişimci olması gerektiğini düşündüklerini ifade etti.

Başbakan Yorgancıoğlu, “Biz parti olarak elimizden geleni yapacağız” dedi.

SINIR KAPILARI KAPATILIR MI?

Bir soru üzerine, şu an için sınır kapılarının kapatılması ihtimali görmediğini belirten Başbakan Yorgancıoğlu,  güneyden alışveriş yapan binlerce insanın engellenmesi anlamına gelecek bu adımın, zaten bozuk olan Rum ekonomisini daha da bozacağını söyledi. Bu nedenle sınır kapılarının kapatılmasını uzak ihtimal gördüğünü belirten Yorgancıoğlu, sıcak çatışmanın ise hiç olmaması gerektiğini vurguladı.

Yorgancıoğlu, sorunların çözüm yerinin masa olduğunu yineledi.

“TÜRKİYE KIBRISLI TÜRKLERİN HAKLARINI KORUMAK İÇİN GİRİŞİM YAPTI”

Türkiye’nin tavrının, Kıbrıs’a sismik araştırma gemisi göndermesinin Kıbrıslı Türklerin denizde ve karadaki haklarını koruma adına bir girişim olduğunu belirten Başbakan Yorgancıoğlu, Türkiye’nin kendisinin bölgede bir iddiası bulunmadığını; KKTC-TC arasında imzalanan ve TPAO’ya araştırma yetkisi veren anlaşmaya binaen bir girişim yaptığını anlattı.

Özkan Yorgancıoğlu, Kıbrıs sorunu konusunda, Cumhurbaşkanı ile toplumun bütününün siyasi temsilcilerinin müdahil olması gerektiğini belirterek, bunu sağlamak için ellerinden geleni yapacaklarını söyledi.

ÖZGÜRGÜN: “MASADAN KAÇMAKLA BİRŞEY ÇÖZÜLMEZ”

Ana muhalefet UBP Genel Başkanı Hüseyin Özgürgün, Rum tarafının tavrının fevri bir karar olduğu düşüncesini ifade etti ve “Masadan kaçmakla birşey çözülmez, sıkıntı varsa masada halledilir” dedi.

Özgürgün, Rum tarafının müzakere masasında samimiyetle oturduğuna zaten inanmadıklarını belirterek, “Masada her zaman ‘görüşüyor gibi yaptıklarının’ farkındayız. Bunu her zaman ortaya koyduk. Netice alınması zaman alsa bile, en azından görüşmelerin devam etmesine razıyız” dedi.

Rum tarafının en ufak bir sıkıntıyı bile masadan kaçma sebebi olarak sürekli kullanmaya başladığını; Rum lider Anastasiadis’in daha önce de masadan kaçmak için olmadık şartlar ortaya sürdüğünü ifade eden Özgürgün, Anastasiadis’in görüşmelere başlamak için de çok ayak sürüdüğünü hatırlattı.

“Şimdi de bu sıkıntıları yaşıyoruz” diyen UBP Genel Başkanı Özgürgün, Anastasiadis’in güneydeki politikaya yönelik mesaj vermek için bir şeyler yaratıp masadan ayrılma düşüncesi taşıdığını; Kıbrıs konusunda masadan kaçmanın, çıkmaz yaratmak için bir vesile olduğunu ifade etti.

Özgürgün, Anastasiadis’in bağlı olduğu tabanın kendisini buna yönelttiğini de belirterek, “Rum tarafından dün gelen açıklama bizim için sürpriz değil ama zamanlama açısından bu zamanda beklemezdik” ifadelerini kullandı.

Görüşme masasında iki halkın yararına bir çözümün esas olduğunu vurgulayan ve müzakerelerin her şartta sürdürülmesini savunduklarını anlatan Hüseyin Özgürgün, bunu Anastasiadis’in de anlamasını istedi.

“SIKINTI VARSA MASADA HALLEDİLİR”

“Masadan kaçmakla bir şey çözülmez, sıkıntı varsa masada halledilir” diyen Özgürgün, masadan kaçmanın var olan sorunları çözmeyeceğini aksine derinleştireceğini vurguladı.

UBP Genel Başkanı Özgürgün, özetle şunları söyledi:

“Sayın Anastasiadis, bu kararı alırken biraz acele etmiştir, fevri davranmıştır. Zaten Kıbrıs konusunda hep öyle yaparlar ama bence biraz daha düşünmeleri, değerlendirme yapmaları lazım. İnşallah yeni bir değerlendirme yapılır. Kıbrıs Türk tarafının tavrı, masada çözüm bulmaktır.”

UBP Genel Başkanı Özgürgün, Rum tarafının görüşmeden hep kaçtığının ortak açıklama metni sürecinde de görüldüğünü ifade ederek, sürecin Türk tarafının sağduyusuyla başladığını belirtti.

Özgürgün, yaşanan bu gelişmeler ve Rum tarafının tehdidi üzerine Türk tarafının da ciddi bir değerlendirme yapması gerektiğini kaydederek “Rum tarafına‘mahkumuz’ diye düşünmemeli. Bu durum ciddi şekilde değerlendirilmeli” dedi.

“AKLI BAŞINDA KİMSE SICAK ÇATIŞMADAN SÖZ ETMEMELİ”

UBP Genel Başkanı Özgürgün, aklı başında kimsenin sıcak çatışmadan söz etmemesi gerektiğini vurgulayarak, Rum tarafının meydan okuyan açıklamalarına rağmen görüşmelerden çekilmek dışında bir hareket yapacağını düşünmediğini söyledi.

Aklı selimin galip gelmesini ve Güney Kıbrıs’taki fanatik uçların politikalarını aktif hale getirecek davranışlar sergilenmemesini dileyen Özgürgün, sınır kapılarının açılmasıyla doğrudan ticaret olmasa da, Yeşil Hat Tüzüğü çerçevesinde iki kesim arasında bir ticaret hacmi doğduğunu, aksinin her iki tarafa da zarar vereceğini ancak böyle bir davranış beklemediğini kaydetti.

İki toplum arasında daha da açılımlar gerektiğini vurgulayan UBP Genel Başkanı Özgürgün, ekonomilerin dengelenmesinin ve büyümesinin her iki tarafın da yararına olduğunu belirtti.

Özgürgün, “Kapıların kapatılması ticaretin durması anlamına gelir ki bu iki tarafa da ciddi zarar verebilir. Ben Rum tarafının böyle bir kumar oynayacağını sanmıyorum” diye konuştu.

ÖZYİĞİT: “HER İKİSİ DE DOĞRU DEĞİL”

TDP Genel Başkanı Cemal Özyiğit ise, gerilim ortamlarının kimseye faydası olmadığını belirterek, Rumlar petrol ve gaz aradıkları için Türk Deniz Kuvvetleri’nin Güneye gitmesinin de, Rumların ise bunu bahane ederek görüşmelerden çekilmesinin de doğru olmadığını söyledi.

Gaz ve petrolün çözümde katalizör rol oynaması beklenirken adayı tam tersi çatışma zeminine götürmesinin hiç arzu etmedikleri bir şey olduğunu vurgulayan Özyiğit, Kıbrıs konusunda tam da özlü müzakerelere başlanacak ve artık sonuç alıcı bir yola girilecekken bu gerilimin tırmandırılması düşündürücü bir noktadır. Birileri çözümden mi korkuyor diye sormak lazım” dedi.

“KIBRIS TÜRK TOPLUMU DAHA FAZLA ÖZNE OLMALI”

Özyiğit, Kıbrıs Türk toplumunun daha fazla özne olması gerektiğini vurgulayarak, 11 Şubat belgesinde olduğu gibi konuların, Güney Kıbrıs ile Türkiye arasında gidip geldiğini ve onlar arasındaki seyre göre tutum belirlendiğini savunarak “Bu doğru değil” diye konuştu.

Kıbrıslı Türklerin hükümetinin de, tüm toplumun da daha etkin konuma gelmesi gerektiğini söyleyen Özyiğit, adada Kıbrıslı Türklerin yaşadığını ve onların etkin olması gerektiğini belirtti.

“TARAFLAR BİR AN ÖNCE SAĞDUYUYLA KONUMLARINI GÖZDEN GEÇİRMELİ”

TDP Genel Başkanı Özyiğit, gelinen noktanın doğru bir yaklaşım olmadığını, tarafların bir an önce sağduyuyla konumlarını gözden geçirerek, görüşmeleri engelleyecek, sabote edecek kışkırtmalardan kaçınmaları gerektiğini söyledi.

Dışişleri Bakanlığı’nın açıklamasını da eleştiren Cemal Özyiğit, “Münhasır ekonomik bölgede hakkımız olduğunu iddia ediyoruz da 40 senedir aklımız nerde? 40 senedir sınırı çizdik, güneyde ne olduğunu sorgulamadık bile. Kıbrıslı Türkler Kıbrıs Cumhuriyeti’nin eşit ortağıdır.

Kuzeyde ne olduğu Rumları; güneyde ne olduğu bizi ilgilendirmelidir” dedi.

“GERGİNLİK VE ÇATIŞMA KİMSEYE YARAMAZ”

TDP olarak, güven artırıcı önlemleri, Maraş konusu dahil, bu nedenle desteklediklerini; toplumların çatışmaya değil, uzlaşmaya, birbirlerini anlamaya ve bu doğrultuda girişimlere ihtiyaçları olduğunu ifade eden Özyiğit, gerginliğin ve çatışmanın kimseye yaramadığını vurguladı.

Cemal Özyiğit, sınır kapılarının kapatılması ihtimaliyle ilgili soru üzerine, böyle bir şey olabileceğini düşünmediklerini çünkü iki taraftaki ticaret hacminin bunun olamayacağını gösterdiğini; toplumların diyaloğunun süreceğini söyledi. Özyiğit, “Ama bunun seslendirilmesi bile bir tehlikedir” diyerek, iki toplum arasında turizm, eğitim, spor ve kültürel faaliyetlerde daha çok işbirliği gerektiğini dile getirdi.