Türkiye Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in büyük olasılıkla temmuz sonuna doğru veya ağustos başında görüşeceğini belirtti.

Bakan Çavuşoğlu, TRT Haber'de canlı yayında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov ile görüşmesi ve iki ülke ilişkileri hakkındaki soruya Çavuşoğlu, 7 aylık süreçte Rusya ile resmi temasların sadece bir defa olmak üzere 3 Aralık'ta Belgrad'da gerçekleştiğini anımsattı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın inisiyatifi, gönderdiği samimi mektup ve telefon görüşmeleri, Lavrov ile baş başa görüşmenin ilişkilerin tekrar eski günlere dönmesi bakımından önemli adımlar olduğunu söyleyen Çavuşoğlu, Rusya'nın turizmden başlayarak yaptırımları kaldırmaya başladığını, Türkiye'den ihraç edilecek ürünlerin önündeki engellerin kaldırılacağının da belirtildiğini ifade etti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Putin'in G-20'den önce, eylül başından önce de görüşebileceğinin söylendiğini kaydeden Çavuşoğlu, "Büyük olasılıkla temmuz sonuna doğru veya ağustos başında Sayın Cumhurbaşkanımız ile Putin arasında bir görüşme olacak." dedi.

Lavrov'u Türkiye'ye davet ettiğini söyleyen Çavuşoğlu, ikili ilişkilerde bu adımları atmanın önemli olduğunu vurguladı.

Bakan Çavuşoğlu, Suriye ve Kırım gibi konularda görüşlerin farklı olabileceğini ancak bunu uluslararası platformda karşılıklı suçlamaya dönüştürmek yerine bu farklılıkların diyalog ve diplomasiyle nasıl yakınlaştırılabileceği konusunda hemfikir olduklarını belirtti.

"DAEŞ TERÖR ÖRGÜTÜNE KARŞI BİZ HERKESLE İŞ BİRLİĞİNİ YAPARIZ"

Suriye konusunda ise esasen Rusya ile bir görüş ayrılıklarının olmadığını ifade eden Çavuşoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Sınır ve toprak bütünlüğü olan, istikrarlı, güvenli, herkesi kapsayacak, kucaklayacak laik bir rejim olsun. Esad kalsın, gitsin... Bu konuda daha önce de görüş ayrılıklarımız vardı, şimdi de olabilir. Önemli olan Suriye'de ateşkesin tam olarak sağlanması, insani yardımların ulaştırılması, Cenevre'de ara verilen müzakerelerin tekrar başlaması. Çünkü hepimiz, en iyi çözümün siyasi çözüm olduğunu biliyor ve inanıyoruz. O sebeple müzakerelerin kesintiye uğramaması lazım. Kesintiye uğramaması için de herkesin siyasi dönüşümü de konuşmaya hazır olması lazım. Rejim siyasi dönüşümü konuşmak istemiyor, Esad'ın pozisyonunu konuşmak istemiyor."

Rusya ile Suriye'de terörle mücadelede önceki çalışma grubunun yeniden oluşturulması konusunda ne gibi somut adımlar atılacağı yönündeki soruyu Çavuşoğlu, şöyle cevapladı:

"Suriye'de siyasi çözüm olacaksa Rusya ve İran'ı dışlamadan olmaz diye başında beri söylüyoruz. Uçak düşürme hadisesinden önce de bunu açıkça söylüyorduk, şimdi de söylüyoruz. Askerlerimiz arasında bir mekanizma vardı. Özellikle Rusya'nın burada bir mevcudiyeti var, uçakları ve asker var. Biz de DAEŞ ile mücadele ediyoruz, PYD-YPG ile mücadele ediyoruz. O nedenle herhangi bir kazanın olmaması için ve terörle mücadele için askerlerimiz arasındaki bu mekanizmanın tekrar kurulmasında fayda var. Ayrıca istihbaratlarımız arasında da iş birliğinin çok iyi olması lazım. Çünkü son zamanlarda, başından beri maalesef Rusya ve rejim sivilleri hedef alan hava saldırıları gerçekleştirdi. Dolayısıyla bu sivillerin hedef alınmaması için de bu iş birliğini yapmamız gerekiyor. Rusya bazı bölgelerde 'El Nusra ile muhalefetin bir kısmının birbirinin içine girdiğini' söylüyor. Doğrudur, bu saldırılar arttıkça bazı bölgelerde birbirinin içine girme olmuş olabilir. Ama özellikle şu dönemde ateşkesi sağlayabilirsek, biz ılımlı muhalefete, El Nusra'dan tamamen uzak durması için hem uyarı yaparız hem fırsat verebiliriz. Ama bunu yaparken de bunu bölgeyi hedef almak yerine ortada bariz Suriye'nin topraklarının yüzde 40'ını işgal eden bir DEAŞ terör örgütü var. Bugün de DEAŞ terör örgütüne karşı biz herkesle iş birliğini yaparız."

Çavuşoğlu, Rusya'nın, Ukrayna ve özellikle Kırım konusunda Türkiye ile diyalog halinde olmak istediğini kendilerine söylediğini kaydetti.

"BREXİT ANCAK AŞIRI PARTİLERİN İŞTAHINI KABARTMIŞTIR"

İngiltere'nin "Brexit" kararı hakkında ise Çavuşoğlu, Avrupa kıtasında son 10 yılda olumlu ve olumsuz çok önemli gelişmeler yaşandığını belirtti.

Çavuşoğlu, "İngiltere'de sonradan pişman olan insanlar niye Brexit için oy verdi. AB'ye tepki için. Bu tepki niye oluştu. İnsanlar soruyor. AB hangi politikalarda başarılı. Siz egemenlik hakkınızı devrediyorsunuz bu kuruma. İngiltere zaten hiçbir zaman bu entegrasyona taraf olmak istemedi. O yüzden para birimine girmedi, Avro Bölgesi'nde yok, Schengen Bölgesi'nde yok." dedi.

Brexit'ten sonra "Biz de çıkalım" diyenlerin aşırı sol ve sağ partiler olduğunu ifade eden Çavuşoğlu, "Brexit ancak aşırı partilerin iştahını kabartmıştır. İkinci Dünya Savaşı öncesi günlere dönmek isteyen ırkçı, aşırı, yabancı düşmanlığı, islamofobia, antisemitizm gibi duygular besleyen, Avrupa'yı ve hepimizi birleştiren ortak değerleri de erozyona uğratan, uğratmaya başlayan aşırı uçların, akımların iştahını kabarttı." ifadesini kullandı.

Avrupa ülkelerinde, İngiltere de dahil olmak üzere merkezdeki politikacıların popülizmin kurbanı olduğunu vurgulayan Çavuşoğlu, "AB'nin zayıf olmasını istemeyiz, güçlü olmasını isteriz. Çünkü zayıf bir AB'nin bize de faydası olmaz. Kıtanın istikrarlı, güçlü ve ekonomik olarak kalkınmış ve aynı zamanda güvenliği tam olan bir kıta olarak yoluna devam etmesi Türkiye'nin lehinedir, aleyhine değildir." diye konuştu.

Bu yılın sonuna kadar kaç faslın açılacağı ve vize serbestisi konusunda ise Çavuşoğlu, şunları kaydetti:

"Şu anda müzakereye başlamayan birçok ülkenin vatandaşlarına bu haklar verildi. Bize niye vermiyorsunuz? Türkiye daha güvensiz bir ülke mi? Yok. Herkes Türkiye'ye gelmek istiyor. Bizim AB'den beklentimiz Türkiye'ye karşı adil yaklaşım, popülizme yenilmeyin. Biz, eğer siz vize serbestisini uygulamazsınız geri kabul anlaşmasını uygulamayacağız. Bazıları diyor ki 'Siz bizi tehdit mi ediyorsunuz'. Hayır. Tehdit değil. Sen kendi yükümlülüğünü yerine getirmezsen imzaladığımız anlaşmayı uygulamazsan ben niye uygulayayım."