Özlem Çimendal

Ülkeye düşen ilk yağmurda göle dönen yollar ve trafik kazalarının kader olmadığını kaydeden Trafikte Kazasız Yaşam Derneği Başkanı Hüseyin Sevay, sorunların bilimsel açıdan tanımlanması gerektiğini ifade etti. Sevay, sorunlara bulunan çözümlerin bütün gerçeklerin göz önünde tutularak hayata geçirilmesi gerektiğini söyledi. Ülkede dere yataklarının değiştirilmeye kalkıldığını doğanın kanunlarının çiğnendiğini ifade eden Sevay, tüm bunlardan sonra da doğanın istenildiği gibi davranmasının beklenemeyeceğini kaydetti.

Her şeyin bir sonu olduğunu ancak yokmuş gibi yaşandığını da ifade eden Sevay, toplu taşıma sistemi olmayışını da eleştirerek, hızla artan arabaların trafik sorunu yanında kazalara da davetiye çıkardığını ifade etti.

2016’da trafikte ölen 30 kişinin hesabını kimin vereceğini de soran Sevay, “Bugün Ulaştırma Bakanlığı bunun hesabını verebilir mi? Hayır vermez. Sorumlu mu? Evet sorumlu ancak o sorumluluğu almış konumda değil. Aynı şekilde toplum da bu sorumlulukları seçilmişlere yüklemesi gerekmektedir” dedi.

“Her yağmurda yollar felç, trafik kazaları yaşanıyor”

Ülke için önem arz eden icraatların sadece teknik olarak değil, doğa ve çevrenin de içerisinde olduğu bir ön görüyü de göz önünde bulundurarak yapılması gerekliliği üzerinde duran Sevay, “Biz mantığın da dışında gitmekte inat ediyoruz. Toplumun sağlığı refahı yerine, başka işlerle uğraştığımız için başımıza hep aynı şeyler gelmeye devam ediyor. Her yağmurda yollar felç, trafik kazaları yaşanıyor. Yanlışların kaynağına inerek, neyse bu yanlışların bulunması gerekli. KKTC’deki yönetimlerin hiçbir zaman önceliği güvenlik olmadı” şeklinde konuştu.

“Yağmurda gidip rögarların kapağını temizliyoruz”

Yağmurdan sonra yollarda yaşanan problemlerin asıl nedeninin problem tanımı yapılmaması olduğunu ifade eden Sevay, “Biz yağmur yağdığında sadece gidip rögarların tıkanan ağızlarını açıyoruz. Bu sadece rögarın tıkanıklığı için gerçekleşen bir eylem oluyor ama asıl problemin kaynağına inerek, bütününü çözmüş olmuyoruz” dedi.

“Tasarım doğru, uygulaması yanlış olabilir”

Bir sorunun sürekli tekrarlanmasının gerekli çözümün üretilemediği anlamı taşıdığına da değinen Sevay, “Temel çözüm getirmek bilgi, ahlaki anlayışı da gerektirir” dedi. Her yağmurda trafikte sorun yaşandığı gerçeğine de işaret eden Sevay, “Tasarım doğru olabilir, uygulaması yanlış olabilir. Veyahut her ikisi de yanlış olabilir. Bir Güzelyurt belirgin örneklerden birisi. Mühendislik açısından fiyasko bir yoldur. Her yağmurda su birikintisi oluşuyor, sürücüler ve yolu kullananlar için büyük tehlike arz etmektedir bu” ifadelerini kullandı.

“Basiretsiz yönetim…”

Sevay, ülkedeki basiretsiz yönetim nedeniyle yaşanan sorunların çözümü yerine, bunların katlanarak arttığının altını çizdi. Yaşanan olayların derecesinin bilinmesinin de önemine değinen Sevay, 10 yılda bir yaşanan doğal afetlere tüm önlemler alınmasına rağmen gerekli karşı koyuşun gösterilememesinin bir nebze de anlaşılabileceği görüşünü dile getirdi. Sevay, KKTC’de durumun hiç de böyle olmadığını ifade etti. Sevay, en ufak bir yağmurda yolların su birikintileriyle dolduğunu söyledi.

“Dere yatakları dolduruluyor, ev yapılıyor, beton dökülüyor”

KKTC derelerin yatakları dolduruldukça, derelerin yatakları değiştikçe, yataklara ev yapılarak, sel-su basmaması gerektiğini beklemenin yanlış olduğunu ifade eden Sevay, “Derelerin genişliklerine beton dökerek, geçişleri engellediysek ve teknik hatalar yaptıysak, bizi su basmamasını bekleyemeyiz” ifadelerini kullandı.

“Doğanın yasalarını hiçe sayıyoruz”

Doğanın tahrip edildiğini ve doğanın yasalarının hiçe sayıldığını anlatan Sevay, “Dağlarımızı delik deşik ettik, göllerimizi kuruttuk, dere yataklarını değiştik. Gayriyasal yapılan şeylerin hem farkındayız, hem de inadına üstüne gidiyoruz. Unutulmamalıdır ki bir de doğa yasası var, bunu hiçe sayıyoruz. İnsan hayatı, sağlığı refahı önemli değilmiş gibi davranıyoruz” dedi.

“Ülkedeki araç sayısında artış var”

Ülkedeki araç sayısında da gözle görülür bir artış söz konusu olduğuna dikkat çeken Sevay, bu artışın suni bir artış olduğuna işaret etti. Sevay, “Öğrencilerin getirdiği araçlar ya da yurt dışından gelen araçlar bu artışa neden olmaktadır” ifadelerini kullandı.

“Toplu taşıma olmaması, bireysel araç kullanımına itiyor”

Ülkede toplu taşıma sistemi olmamasının da ülkedeki araç sayısının artışında önemli rol oynadığını dile getiren Sevay, “Bugün kendi kafamıza göre çalışır gibi görünen ve bireysel araçlara dayalı bir sisteminin yarın, bir hafta sonra bir yıl sonra aynı şekilde işleyeceğini sanıyoruz ancak bu çok yanlış. Yarın çocuklarımızda araç kullanmaya başlayacak, her evden 5 ayrı kişi farklı işlere gitmek için 5 farklı araba kullanacak. Bu hem yollarda sıkıntı yaratacak hem de doğaya verdiği zarar artacak. Gaz salınımı, ses kirliliği ve yollarda doluluk yaratacak, ancak bu işleyiş böyle gitmeyecek. Her şeyin bir sonu yokmuş gibi davranıyoruz. Her şeyin bir sonu var” şeklinde konuştu.

“Her şey sınırsızmış gibi davranıyoruz”

Ülkede inanç anlayışı olmadığını ve hiçbir şeyin de sonsuz olmadığını kavramanın zamanının geldiğine vurgu yapan Sevay, “Her şey sınırsız gibi davranıyoruz. İnançlı bir yönetim anlayışı yok. Bu nedenle tahrip ettiğimiz doğanın bir sınırı var. Her yere park yeri yapamayız, yolları sürekli yapamayız. Her şeyin bir sonu var artık bunun farkına varmamız gerekmektedir” dedi.

“Bile bile kendimizi cezalandırıyoruz”

Ülkede ciddi anlamda toplu taşıma sisteminin yerleşmesi için çalışmalara başlanması gerekliliği üzerinde duran Sevay, “Bir otobüsle 50 kişiyi taşımayı denesek, hem çok daha az stres yaşanacak, trafikte daha az beklemiş olacağız ve doğaya daha az zararlı madde salınacak ama biz bunu yapmak yerine, bireysel ve bencil bir toplum yaratmaya devam ediyoruz. Çünkü birileri benzin ve araba satarak rant sağlayacak. Kendi kendimizi bilerek ya da bilmeyerek cezalandırmamızın farkında olmayız” ifadelerini kullandı.

“4 profesyonel otobüs sürücüsü mü, yoksa 400 acemi bireysel sürücü mü daha tehlikeli?”

Trafikteki toplu taşıma araçlarının avantajlarını da sıralayan Sevay, “Yollarda toplam 4  otobüs sürücüsü mü yoksa 400  bireysel ehliyet bilgisini yarım eksik almış araç sürücüsü mü daha tehlikeli olur? Bu yaşananlar aslında trafik kazlarının da, ölümlerin de trafikte sel basmanın da hep temelini oluşturmaktadır” dedi.

“Sorun çözme yetileri yok”

Hükümet edenlerin yaptıkları açıklamaları da eleştiren Sevay, KKTC halkının artık sorunların açıklamalarını değil, sorunların çözümünü beklediğini, nasıl çözüm üretileceğinin açıklamalarını duymak istediğini söyledi. Sevay, “Liderlik sıfatları olmayan ancak lider olarak seçtiklerimiz oraya oturuyor ve bugünkü açıklamalar yapılıyor. Sorunu anlatmayacaksın, sorunu çözeceksin demek ki sorunu çözemiyorsun, sende sorun çözme yetisi yoktur ve demek ki sen o koltuğu dolduramıyorsun. Dolayısıyla toplumun iyiliği için bu yolda olanların istifa etmesi gerekir. İyi niyetli baktığımızda böyle olması gerekmekte. Kişi kendi kendine bunu sormalı ben bu sorunları çözemiyorsam bu koltukta işim ne demeli insan” ifadelerini kullandı.

“2016’da ölen 30 kişinin hesabını kim verecek?”

2016’da trafikte ölen 30 kişinin hesabını kimin vereceğini de soran Sevay, “Bugün Ulaştırma Bakanlığı bunun hesabını verebilir mi? Hayır vermez. Sorumlu mu? Evet sorumlu ancak o sorumluluğu almış konumda değil. Aynı şekilde toplum da bu sorumlulukları seçilmişlere yüklemesi gerekmektedir” dedi.

“Bilirkişi sorunu var”

Yapılan icraatlarda bilirkişilikte çok büyük yanlışlar olduğunu anlatan Sevay, “Ben çok iyi bir hoca ve araştırmacı olabilirim ancak aynı zamanda bir ressam, öğretmen ya da başka bir şey olamam. Herkes her şeyi olamaz. Bunu artık anlamalıyız” diye konuştu.

“Son model arabalar, bozuk yollar”

KKTC’de hemen hemen herkesin son model, güzel arabalar kullandığını ancak o araçların yürüyeceği yollar olmadığının trajikomik yönüne de dikkat çeken Sevay, “Hepimizin altında son model, güzel arabalar var. Ama altımızdaki yollar çukur dolu, ölüm tuzakları dolu. Konulmamış tabela, çizilmemiş yol dolu ve biz bunları hiç sorgulamıyoruz ve seçilmişleri de harekete geçirmiyoruz” dedi.