Deniz Abidin

Gıda Mühendisleri Odası Başkanı Naile Soyel, odanın  2003 yılında, çok az sayıda olan Gıda Mühendislerinin bir çatı altında toplanarak sektörle ilgili bilimsel gelişmeleri takip etmek için sivil toplum örgütü niteliğinde bir meslek kuruluşu olarak çalışmalara başladığını belirtti.

Odaya  kayıtlı 51 üye, 9  de geçici üye olduğunu belirten Soyel,  bu sürenin içinde ülkemiz koşullarında değişen ve gelişen çok şey olduğunu söyledi.

Soyel,  ekip çalışması halinde yürütülen  önemli projelerle ülkedeki gıda güvenliği konularında farkındalık çalışmalarını istikrarlı şekilde yürüttüklerini anlatarak,  yeni dönemde misyonları arasında olan Gıda Güvenliğinin  hem üretici hem devlet hem de tüketici toplum açısından gündemlerinde  olacağını kaydetti. Soyel, yeni dönemde yine ülkedeki gıda güvenliği konularındaki ana kuralların belirleyicisi olan ve 20 Ekim 2014’te yürürlüğe giren Gıda ve Yem Yasası’nın, sektördeki ihtiyaçların ve sorunların giderilmesi için uygulanmasının, sektörde önemli bir eksiklik olan tüzüklerin hazırlanmasının, üretimde kalitenin arttırılmasının, toplumsal farkındalığın geliştirilmesinin takipçisi olacaklarını belirtti.

"Hedefimiz farkındalık çalışmalarını artırmak"

Soyel şunları söyledi, " Gıda ve Yem Yasası; ülkemizdeki gıda sektörünün üretim ve denetim ana hatlarını belirleyen esas ilkeleri tanımlar. Tüzüklerle desteklenmesi gerekmektedir. Bu aşamada, Devletin en öncelikli görevlerinden biri de bu olmalıdır.

Bilimsel çalışmalarla ilgili paylaşımlarla hem sektör çalışanları hem de toplumun bilgilendirilmesi ile ilgili farkındalık çalışmalarımız yine hedeflerimiz arasında olacaktır.

Önceki yıllarda başlattığımız ve lokantalara yönelik hazırladığımız ‘Güvenli Gıda Sertifika Programı’ yanında Gıda Güvenliği ile ilgili teknik eğitimler de devam edecektir.Özellikle lokal ve yerel ürünlerin gıda güvenliği standardının geliştirilmesi yönünde de proje çalışmalarımız olacaktır"

"Tarladan sofraya gıda izlenmeli"

Soyel, gıdanın, yaşamsal bir önem taşıdığını ifade ederek, sağlıklı ve kaliteli standardın temin edilmesi için bilimsel ilkeler ve insan sağlığının gözetilmesinin  çok önemli olduğunu belirtti.  "Bunun sorumluluğu üreticidir"diyen Soyel, ancak denetim mekanizmasının etkinliğinin  bu sorumluluğun hatırlatılması ve olası risklerin önlenmesi anlamına geldiğinden; yine yaşamsal bir önem taşıdığını anlattı.  Soyel, "Toplum gıdasına güveniyor mu  ? bunu sorgulayalım. Eğer güveniyorsa denetim yeterli demek. Bizce; yapılması gereken çok şey var hala. 2014 yılı sonunda kabul edilen  ‘Gıda ve Yem Yasası’ tek başına yeterli değil. İlgili tüzüklerle tamamlanması gereken; tarladan sofralara ulaşana dek Gıda’nın izlenmesi ve kontrol edilmesi sürecinde ilgili meslek gruplarını koordine eden ve yönlendiren bir mekanizmanın temin edilmesi gerek. Şu an Devlet ayağında devam eden kontroller var; başarısız değil kesinlikle.  Ancak daha güncel yasalarla ve tüzüklerle desteklenmesi, denetimlerin ülke genelinde tüm noktalara yaygınlaştırılması , yasal uygunsuzlukların tespit edilip cezai yaptırımların uygulanmas,  toplumla paylaşılması ve kontrol mekanizması içindeki koordinasyonun sağlanması gerekiyor" diye konuştu.

"Gıda denetim mekanizması siyasi erkten uzak tutulmalı"

"Denetim kavramı zaten tanım olarak da anlaşılacağı üzere; bağımsız bir erkin elinde olmak zorunda"diyen Soyel,  güvenilirliğin en temel noktasının  bu olduğunu söyledi. Soyel, denetim kriterlerinin  yasal düzlemde belirlenmiş ilkeler ışığında herkes için geçerli olması gerektiğini belirterek, bunun  yollardaki hız kameralarına benzer bir süreç olduğunu dile getirdi. Soyel, şöyle devam etti, "Hız kamerası; sürat limitini aşan en son model spor arabayı da,  çok eski bir arabayı da motosikleti de kayıda geçirir ve yasal işlemi başlatır. Gıdalarda da kurallara uygunluğun araştırılması gerek. Uygun olmayanların hiçbir ayrım gözetmeksizin, rapor edilip yasal işlem uygulanması gerek. Bilinen prestij bir marka ya da tanınmış bir kişi ayrımını kaldırıp, insan sağlığı önceliğini korumak gerek. Devlete düşen; gıda denetim mekanizmasını siyasi erkten uzak tutmasıdır.  Devlet ayağında halihazırda yapılmakta olan, Sağlık Bakanlığı Tarım Bakanlığı ve Belediyeler ayağında teknik ekiplerin yaptığı denetimlerin desteklenmesi, geliştirilmesi, konusunda uzman bilir kişi kadrolarının ihtiyacı karşılayacak şekilde donatılması ve tüm bu çalışmaların koordinasyonunu sağlamasıdır. Ve hepsinden de önemlisi az önce bahsettiğim gibi yasaların güncellenme ihtiyacının karşılanması için Devlet tarafından yapılacak ciddi bir çalışmanın inisiyatifinin alınması gerekmektedir"

"Veteriner Gıda Laboratuvarları Dünya standardında değil"

Gıda Mühendisleri Odası Başkanı Naile Soyel, Sağlık Bakanlığı bünyesinde çalışan Devlet Laboratuvarı yanında Tarım Bakanlığına bağlı Veteriner Dairesi Gıda Laboratuvarlarının  ülkemizde üretilen gıdaların analizlerini yapan resmi mekanizmalar olduğunun altını çizerek,

teknik ölçümlerin güvenilirliği, iyi bir teknoloji yanında konusunda uzman teknik kadro ile mümkün olduğunu söyledi. Özellikle Devlet Laboratuvarında akredite bir sistemle Dünya’da geçerli yöntemlerin  uygulanmakta olduğunu anlatan Soyel,  Veteriner Gıda Laboratuvarlarının Dünya standardında yenilenen altyapı sistemiyle henüz faaliyete başlamamış olmasının  büyük kayıp olduğunu kaydetti. Soyel,"Teknik kadro yanında akreditasyon sistemiyle desteklenmesi gerekmektedir. Devletin piyasa denetimlerinin tüm analizleri resmi laboratuvarlarda yaptırılmaktadır. Üreticiler de yine devlet laboratuvarlarıyla çalışma ihtiyacındadırlar.Laboratuvar ayağı, denetimlerin en önemli noktalarındandır. Üretimde ise, ürün geliştirme çalışmaları ve otokontrol açısından yine laboratuvarlar önemli rol oynar"