TÖRE: “RUMLARIN AMACI ADAYI HELEN EGEMENLİĞİNE SOKMAK”

UBP Lefkoşa Milletvekili Zorlu Töre, Kıbrıs müzakereleri ile ilgili açıklamalarda bulunan Rum yetkililerin açıklamalarını dile getirerek, Kıbrıs’ın “Helen egemenliğine” sokulmak istendiğini öne sürdü.

Rumların “Annan Planı’ndan daha çok kazanımlar elde ettik” dediğini ifade eden Töre, hedefin Enosis olduğunu ve hangi anlaşma yapılırsa yapılsın amacın KKTC’yi sonlandırma olduğunu savundu.

Kötü niyetli düşüncelerin devam ettiğini ifade eden Töre, barışın temelinin; 1974 Barış Harekatı olduğunu kaydetti, Kıbrıs’ta barış ortamının zaten bulunduğunu dile getirdi.

Töre, Ortadoğu’daki çatışmalara işaret ederek, amacın Türkiye’yi Kıbrıs’tan çıkarmak olduğunu kaydetti ve bunu bir oyun olarak niteleyerek Kıbrıs Türk halkının bu oyunu bozmasının bir görev olduğunu söyledi.

SERDAROĞLU, DAHA SIK BİLGİLENDİRME İSTEDİ

UBP Girne Milletvekili Ergün Serdaroğlu, 11 Şubat 2014’te imzalanan ortak anlaşmaya dikkat çekerek, müzakerelere yönelik değerlendirmelerde bulundu. Serdaroğlu, Cumhurbaşkanlığı’nın müzakerelere yönelik daha sık bilgilendirme yapması gerektiğini söyledi.

Serdaroğlu, müzakerelerin ortak açıklama üzerinden gittiğini, mülkiyette son aşamaya gelindiğini bildiklerini, gizli anlaşmalar yapıldığını söyleyemeyeceklerini ifade ederek, ülkeye son dönemde Türkiye, ABD, İngiltere, Almanya, Rusya Dışişleri Bakanlarının geldiğini, bunun Kıbrıs’a verilen önemi gösterdiğini kaydetti.

Uluslararası hukukun içine girmeye ihtiyaçları olduğunu, üretilenleri satabilmeleri gerektiğini, turistin özgürce ülkeye gelebilmesinin büyük önem taşıdığını ifade eden Serdaroğlu, mağdur olanın kendileri olduğunu ancak bunun her ne anlaşma olursa olsun kabul edecekleri anlamına gelmediğini, bu konuda Cumhurbaşkanı’na destek verdiğini kaydetti.

Milletvekillerinin halkı doğru bilinçlendirmesinin görevi olduğunu da belirten Serdaroğlu, Kıbrıs Cumhuriyeti’nde Kıbrıs Türk halkının gasp edilen haklarını almak istediklerini vurguladı.

Serdaroğlu, bunun “Rum’a teslim olmak” anlamına gelmediğini ifade ederek, bu konuda Akıncı’ya güvendiğini kaydetti.

Kıbrıs’taki doğal kaynakların ortaya çıkarılmasının ardından AB’nin Kıbrıs konusuyla daha çok ilgilenmeye başladığını da işaret eden Serdaroğlu, Kıbrıs Türk halkının AB’deki temsiliyet hakkının da geri alınması gerektiğini belirtti. 
Serdaroğlu, Brüksel’de lobicilik ve temsilciliğe de önem verilmesi gerektiğini belirterek, müzakerelerin ülkeye hayırlı sonuçlar getirmesini temenni etti.

ANGOLEMLİ: “ÇIKARIMIZ BARIŞA ULAŞMAKTIR”

TDP Gazimağusa Milletvekili Hüseyin Angolemli, Cumhurbaşkanlığı’nın her istenen zamanda bilgi vermeye hazır olduğunu, siyasilerin her cuma görüştüğünü, isteyen siyasi partilere bilgi verdiğini ifade ederek, Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’nın bu tip konuları reddedeceğini sanmadığını kaydetti.

Angolemli, Kıbrıs Cumhuriyetindeki hakların Kıbrıslı Türkler tarafından kaybedildiğini, teslim edildiğini, ancak şimdi “Kıbrıs Cumhuriyeti’ni teslim ettik” diye konuşulduğunu ifade etti.

Angolemli,  Kıbrıs Türklerinin barıştan yana olması, haklarını savunarak barışa ulaşması gerektiğini belirterek, “Çıkarımız barışa ulaşmaktır” dedi.

Angolemli uluslararası ilişkilerin çıkarlar üzerine kurulduğunu belirterek, son dönemde dünyada ve bölgedeki gelişmelere dikkat çekti ve Kıbrıs konusunun da bölgedeki dengelerin bir parçası olduğunu söyledi.

Angolemli, yüzde 60’ın üzerinde oy alan Cumhurbaşkanı’na destek vermek gerektiğini çünkü Cumhurbaşkanı’nın seçim beyannamesindeki görüşlerinin arkasında durduğunu, Akıncı’ya kamuoyu desteğinin de artarak yüzde 70’lere ulaştığını ifade etti.

TDP Milletvekili Angolemli, “Bu karmaşada bizi en iyi temsil edecek isimlerden birini bulduk, o da Sayın Akıncı’dır” dedi.

Angolemli, Cumhuriyet Meclisi’nin tarihi görevini yaparak Kıbrıs gibi yaşamsal konuda birliktelik oluşturulması gerektiğini ifade etti.

Garanti konusuna değinen Angolemli, garanti sistemiyle ilgili Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü’ne katıldığıı, garanti sisteminin tabu olmadığını söyledi.

Angolemli, bugünkü garantilerin Kıbrıs Cumhuriyeti için olduğunu, yeni bir devlet ve yeni bir garanti sistemi gelmesi gerektiğini söyledi. Angolemli, “Yeni bir devlet ve yeni bir konjonktür oluşacak o nedenle yeni bir sistem gelecek” dedi.

Angolemli, Derinya kapısının açılması yönünde siyasi karar olmasına karşın neden hayata geçirilmediğini sorarak, kapının açılmasının Gazimağusa esnafı açısından yaşamsal öneme sahip olduğunu ifade etti.

TATAR: “HALKIN GELECEĞİ DEVLETİN YAŞATILMASINDAN GEÇER”

Daha sonra söz alan UBP Lefkoşa Milletvekili Ersin Tatar konuşmasında,  Akıncı’nın seçilmiş Cumhurbaşkanı olduğunu, saygılarının sonsuz olduğunu Akıncı’nın bilerek yanlış yapacağına inanmadığını söyledi.

Tatar, yüzde 60 oy alan Akıncı’nın sadece bir grubun Cumhurbaşkanı olmadığını toplumun bütün kesimlerinin hassasiyetlerini gözetmesi gerektiğini belirtti.

Tatar,  kişilerle uğraşmadıklarını, halkın geleceğiyle ilgilendiklerini, halkın geleceğinin de bu devletin yaşatılmasından geçtiğini söyledi.

“KKTC Devleti bizim için önemli bir zemin” diyen Tatar, iki halkın zenginliği ve birikimleri arasında Rumlar lehine muazzam bir fark olduğunu, buna rağmen Rumların mağduru oynadıklarını ancak Kıbrıs’ta esas mağdur tarafın Kıbrıs Türk halkı olduğunu, dünyanın da mağdur olan Kıbrıs Türk halkını cezalandırma yoluna gittiğini belirtti.

Tatar, Kıbrıs Türk halkının haklarını korkmadan çekinmeden haykırması gerektiğini vurguladı.

Tatar, Kıbrıs Türk halkının toprak kaybetmesi ve milyarlarca dolar tazminatla karşı karşıya gelmesi halinde ekonomik kalkınmasından bahsedilemeyeceğini, o nedenle mevcut düzenin sürdürülmesi,  zemininin korunması gerektiğini kaydetti.

İki kesimliliğin önemine dikkat çeken Tatar, sırf anlaşma olsun diye Kıbrıs Türk halkının bugüne kadarki kazanımları kaybetmesinin yıkım olacağını belirtti.

Tatar, “Bizi maceraya sürükleyecek riskleri almaya hiç gerek yok” dedi.

Tatar, hakların savunulması gerektiğini eğer referandumda “hayır” demek gerekiyorsa da bundan kaçınılmaması gerektiğini ifade etti.

Tatar,  Rum tarafının Kıbrıs Cumhuriyeti altında doğal gaz konusunda antlaşma yapıp alıp satma hakları olmadığını, Cumhurbaşkanı’nın masada bunları öne sürmesi gerektiğini söyledi.

Esas olanın Kıbrıs Türk halkının menfaatleri olduğunu kaydeden Tatar, Cumhurbaşkanı Akıncı’nın Kıbrıs Türk haklarını sonuna kadar savunması gerektiğini, savunduğuna da inandığını ancak kısa bir sürede Kıbrıs’ta anlaşma olacağına ise inanmadığını ifade etti.

SOYER: “ÇÖZÜM, TÜRKİYE’NİN AYAK BAĞLARINDAN DA KURTULMASINA YARDIMCI OLACAK”

CTP Gazmağusa Milletvekili Ferdi Sabit Soyer, Meclis kürsüsünden “Kıbrıs’ta barış dünyada barış” sözcüğünün anlamsızlığının konuşulduğunu belirterek, Atatürk’ün “Yurtta Sulh, Dünya’da Sulh sözü bu kadar değersiz miydi?” diye sordu

Soyer, AB’nin Türkiye ile anlaşma yaptığı toplantıda Türkiye Başbakanı Ahmet Davutoğlu ile Güney Kıbrıs Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis’in yan yana görüntü verdiğini anımsatarak, bunun bir realite olduğunu kaydetti.

Kıbrıs sorununun çözümünün, Türkiye’nin ayaklarına bağlanan bağlardan kurtulmasına da yardımcı olacağını söyleyen Soyer, mülkiyet meselesinin önemli olmakla birlikte dünyada bir yer edinilmesinin de çok önemli olduğunu kaydetti.

Soyer, Akıncı’nın müzakere sürecini 11 Şubat temelinde sürdürdüğüne işaret ederek, iki kurucu devlet eşitliğinde federal bir ortaklığın amaçlandığını söyledi.

Ferdi Sabit Soyer, olası bir anlaşmada kuzeydeki devletin gelir kaybına uğrayacağı yönündeki açıklamaların doğru olmadığını ifade etti.

“Bugün basına sızan bir belge Meclis’teki tutanaklardan sızdırıldıysa bu bizim ayıbımız” diyen Soyer, basına söyleyecek bir şeyi olmadığını ancak sızdırmanın maksadının sorgulanması gerektiğini kaydetti.

Güvenlik Konseyi’nin 5 daimi üyesiyle ilişkilerin koparılmaması gerektiğini vurgulayan Soyer, Rusya’nın yaklaşımı farklı diye görüşmemezlik yapmamak gerektiğini belirtti ve “Cumhurbaşkanlığı Sarayı’na gelen diğer ülke temsilcileri KKTC’nin statüsünü mü yükseltti?” diye sordu.

Soyer, Annan Planı referandumuyla birlikte KKTC’deki emlak fiyatlarının ve yatırımlarının  “uçtuğunu”, Kıbrıs sorununun çözümünün toplumun ekonomik gelişimi için son derece önemli olduğunu  kaydetti.

SANER: “HALKIN YÜZDE 85’İ TÜRKİYE’NİN ETKİN VE FİİLİ GARANTİSİ OLMAKSIZIN BİR ANLAŞMA İSTEMİYOR”

UBP Gazimağusa Milletvekili Ersan Saner de Kıbrıs Türk halkının en hassas olduğu konulardan birinin Kıbrıs konusu olduğunu belirtti.

Saner,  Cumhurbaşkanı’nın katıldığı görüşmelerin 6 başlıkta sürdürüldüğünü söyleyerek,  11 Şubat mutabakatını imzalayan Derviş Eroğlu ile Cumhurbaşkanı Akıncı’ya katkıları nedeniyle teşekkür etti.

Saner, yaşanan sıkıntının 6 başlığın içinin nasıl doldurulacağıyla ilgili olduğunu belirterek, tereddütlerini paylaştı.

Yönetim ve Güç Paylaşımı konusunda yeterli ilerleme kaydedilmediğini söyleyen Saner,  “Bire dört oranı kabul edildiyse bu bizim için ciddi sıkıntı” dedi.

Bunun “Nüfusunuz kadar söz sahibisiniz” anlamına geldiğini belirten Saner,  siyasi eşitlik anlamına gelemeyeceğini söyledi.

Saner, siyasi eşitliğin eşit yönetimden geçtiğini, bunun dışındaki herhangi bir olasılığın Kıbrıs Türk halkının referanduma sıcak bakmamasını gerektiren bir olgu olduğunu kaydetti.

Doğrudan Ticaret Tüzüğü’nün 11 yıldır bekletildiğini ve Avrupa Birliği’nin de bu konuda bir gayreti olmadığını kaydeden Saner, “AB 2004 yılında bizi kandırmak için mi bu havucu gösterdi?” diye sordu.

Mülkiyet konusunun toplumda en çok konuşulan konu olduğuna dikkat çeken Saner, bu çözülmeden toprak konusuna geçmenin doğru olmayacağını, ikisinin paralel konular olduğunu ifade etti.

Saner, toprak konusunda liderlerin henüz görüşmeye başlamadığını belirterek, Anastasiadis’in “ Toprak konusunda Annan Planı’ndan bir milim geriye gitmem açıklamasını manidar bulduğunu”, böyle olursa büyük sıkıntı yaşanacağını söyledi.

Ersan Saner, halkın yüzde 85’inin Türkiye’nin etkin ve fiili garantisi olmaksızın bir anlaşma istemediğini Cumhurbaşkanı Akıncı’nın da bunu kırmızı çizgi olarak açıklamasını beklediklerini ifade etti.

ÖZDENEFE: “BİR GAZETEDE ÇIKAN ŞEMA DOĞRU DEĞİL”

CTP Milletvekili Fazilet Özdenefe,  mülkiyetle ilgili bugün bir gazetede hiç de doğru olmayan bir şema çıktığını, bunun da bugünkü tartışmalara yön verdiğini, haber yapılırken Cumhurbaşkanlığı’ndan bilgi alınsa daha doğru bir bilgilendirmenin yapılmış olacağını kaydetti.

Özdenefe, gazetedeki şemanın Rum Mülkiyet Komitesi’nden bir üyenin görüşü olduğunu, şemanın bundan sonra da görüşülmediğini, müzakeresinin yapılmadığını belirtti.

Özdenefe söz konusu şemanın sistematiği açısından da bugünkü müzakere masasındaki şema ile bir alakası olmadığını söyledi.

Müzakere masasında şartlar oluşmadan, gündemde olmayan bir konuyu tartışmanın halka olumsuzluk pompalama olduğunu kaydeden Özdenefe, KKTC’deki tüm vatandaşların referandumda oy kullanarak olası bir çözümde yeni oluşacak devletin de vatandaşı olacakları konusunda iki liderin de görüşü bulunduğunu ifade etti.

Fazilet Özdenefe, konuşmasının sonunda bugün mülkiyetle ilgili bir gazetede çıkan şemanın gerçeği yansıtmadığını yineledi.

HAMZAOĞULLARI: “İNŞALLAH TORUNLARIMIZA MİRAS KALMAZ”

Daha sonra söz alan CTP Milletvekili Biray Hamzaoğulları, 2003’te kapıların açıldığını ve o günden bugüne kimsenin kimseyi öldürmediğini belirtti.

Hamzaoğulları, “İnşallah bu sefer iki ‘evet’ çıkar da bu sorun torunlarımıza miras kalmaz” dedi.

1964 yılında Erenköy halkının verdiği mücadeleyi anlatan Hamzaoğulları, 1976 yılındaki nüfus mübadelesi ile Erenköy halkının şimdiki Yenierenköy’e yerleştirildiğini anlattı.

Hamzaoğulları olası bir anlaşmada Güney Kıbrıs’taki Erenköy’e gitmek isteyen ve gidecek insanlar olduğunu belirtti.