Abbas Elmas

Ulusal Birlik Partisi Lefkoşa Milletvekili Ersin Tatar, gündemde olan Su, 13. Maaşlar, hükümetin durumu ve ülkede yaşanan sıkıntılar konusunda değerlendirmelerde bulundu.

Tarım-Doğal Kaynaklar ve Gıda Bakanı Erkur Şahali’in geçtiğimiz günlerde yaptığı “13. Maaşları kesilebilir” açıklamaların 10 yıl sonra bile konuşulacağını ifade eden Ersin Tatar, kazanılmış bir hak olan 13. Maaşların kesilmesi durumunda anayasa mahkemesi tarafından geri çevrileceğini söyledi.

Hükümetin bu konuyu tartıştığını ve gündeme gelmesinin ardından aldığı tepkiler nedeniyle kesinti yapmaktan vazgeçtiğini ifade eden Tatar, kazanılmış bir hakkı bu ülkede kimsenin değiştirmeye gücü yetmeyeceğini, meclisin bile bu konuda yetkisi olmadığını kaydetti.

Nüfus yetersiz

Ülkede yaşanan sıkıntıların birçoğunun kaynak yetersizliğinden ortaya çıktığını belirten Ersin Tatar, KKTC'de  300 bin insanın yaşadığını ancak nüfusun 250 bin civarlarında olduğunu söyledi. 250 bin insanla bir devlet yönetmenin dünyanın en zor işi olduğuna değinen Tatar, nüfusun bir milyon olması durumunda devletin aldığı payla mükelleflerini yerine getirmekte zorlanmayacağını söyledi. Ülkede çalışanların sayısının yüz bin civarında olduğunu, bunların yarısından fazlasının devlette görev yaptığını  kaydeden Tatar, 50 bin  emekli olduğunu ve hem emeklilik ikramiyelerini hem de emeklilik maaşlarını devletin bu ortamda karşılamasının oldukça güç olduğuna işaret etti.

“Özersay seçim kazanamaz”

Ülkeyi yönetmek için tecrübe, dürüstlük ve samimiyetin gerekliliğine işaret eden Ersin Tatar, Kudret Özersay’ın parti kurma çalışmalarına da değinerek, “Seçim kazanmak ve ülke yönetmek kolay iş değil. Özersay parti kurduktan sonra seçimlere yalnız katılmayacak. Yanına alacağı 50 kişiyle seçimlere katılacak. 50 kişinin öyle sokak sokak, mahalle mahalle gezerek oy toplaması da kolay iş değildir. Ne yapabileceğini göreceğiz” diye konuştu.

“Suyla ilgili zafiyet yaşanıyor”

KKTC'de Su yönetimiyle ilgili zafiyet yaşandığına işaret eden Ersin Tatar, 2015’in sonunda suyun adaya geleceğinin belli olduğunu ve 2012 yılında UBP hükümetinin protokolü imzaladığını, daha sonra CTP-DP hükümetinin de bu protokole imza koyduğunu anımsattı. Şu anda hükümetin değiştiğini ve CTP-BG parti başkanı Mehmet Ali Talat’ın bir önceki hükümetin imzaladığı bir protokolü tanımama gibi bir lüksünün olmadığını söyledi.

“Talat samimi değil”

Mehmet Ali Talat’ın yaşanan sorunu gidermek için bazı adımlar attığını ancak, Parti Meclisi toplantısının ardından "İradenin teyidi yapıldı" yönünde açıklama yapmasının tavırlarında samimi olmadığını gösterdiğini belirten Ersin Tatar, Türkiye’nin su için yaptığı yatırımın KKTC ekonomisinin yarısından fazla olduğunu ve bunu Talat’ın hatırı için yapmadığını kaydetti.

“Türkiye sürdürülebilir yapı istiyor”

Türkiye’nin su ile ilgili niyetinin, suyun yönetiminin sürdürülebilir bir yapıya kavuşturulması olduğuna dikkat çeken Tatar, BESKİ’nin bu yönde bir kapasitesi olmadığını ancak Belediyelere su tahsilatından pay verilebileceğini söyledi. Ersin Tatar, İhaleyi alacak olan şirketin milyonlarca TL yatırım yapması gerektiğini ve belediyelerin böyle bir gücü olduğuna inanmadığını kaydetti. Tatar, “Bu ihaleye özel şirketler katılsın. Belediyeler de ihalede yer almak isterlerse özel şirketlerle ortaklık yapabilirler. Bu yatırım yapıldıktan sonra özerk su kurumu bu su düzenini denetleyecek ve Hükümet’te bu kurumu denetleyebilecek” diye konuştu.

“Belediyelerin suyu yönetme becerisi yok”

Suyun adaya bedava geldiğini ve  tesislerin bedava kurulduğunu ifade eden Tatar, suyun dağılımı konusunda ise  ciddi bir elektrik gideri yaşanacağını kaydetti. Tatar,  suyun dağılımı noktasında ihaleyi alacak olan şirketin bu elektrik giderlerini karşılayacak bir fiyat belirlemesi gerektiğini söyledi. Tatar, suyun taban fiyatını hükümetin belirleyeceğini ve özel şirketin sattığı su bedelinin içinden de belediyelere pay verileceğini belirtti. Mehmet Ali Talat’ın illa suyu belediyeler yönetsin tavrının yanlış olduğunu, Türkiye’deki belediyelerin bile böyle bir projeyi yönetebilme becerilerinin olmadığını ifade etti.

“İşletmelerin içinde devlet yer alamaz”

Dünyada devletlerin düzenleyici, denetleyici ve gözetleyici olduğunu belirten Tatar, devletlerin işletmelerin içinde yer almadığını, işletmelerin içinde devletlerin yer aldığı alanlarda da işletmelerin sürdürülebilir olmadığını söyledi. Tatar, özellikle KKTC halkının bunu çok iyi bildiğini kaydetti. Suyun yönetimi konusunda da projenin tamamının "Yap işlet devret" modeliyle geçici olarak devredileceğini ifade eden Ersin Tatar, devletin suyun idaresini alan şirketten, vergi, KDV ve kira spotaj olmak üzere birçok gelir elde edeceğini söyledi. Ercan meselesinde de yaşanan sıkıntıların da yargı sürecinde olduğunu belirten Tatar, projenin hayata geçmesinden sonra devletin alacakları elinde sonunda alacağını ve bir yıl sonra Ercan’dan devlete gelecek bir yıllık gelirin 10 yıllık gelirinden daha yüksek olacağını söyledi.

“İdeolojiler kitapta olur”

CTP-BG’nin suyun idaresi konusunda da bunları göz önünde bulundurarak kararlar alması gerektiğini belirten Ersin Tatar, bu konuda ideolojiler olabileceğini ancak, ideolojilerin kitaplarda olduğunu, ülke gerçekleriyle ideolojilerin bir arada yürütülemeyeceğini kaydetti. Su konusuyla ekonomik protokolün bir an önce çözüme kavuşturulması gerektiğine vurgu yapan Tatar, her şeyden önce bu konuda sağduyu gösterilmesi gerektiğini söyledi.

“UBP olayları dışardan izliyor”

UBP kanadının şu anda sessiz kalmayı tercih ettiğini ve olayları dışarıdan izlediğini belirten Ersin Tatar, UBP olarak protokole ‘Tamam’ denildiğini kaydetti. İki ortak arasında yaşanan fikir ayrılıkları noktasında çok bir şey yapılamayacağını da sözlerine ekleyen Tatar, “Hükümet kurup bozmak çok maliyetli işlerdir. Seçimler yapılacak, yeniden kadrolar oluşacak, yeni müşavirler atanacak bunlar çok masraflı işlerdir. Vatandaşlar reform vaadiyle göreve gelen son hükümetten verdiği sözleri tutmasını bekliyor” diye konuştu. Tatar, hükümetin önündeki sorunlara bir an önce çözüm bularak bir an önce reformları yapmaya başlamasını temenni etti.

Kaynak: Yeni Bakış Gazetesi