Nupelda Karabuğday

Ulusal Birlik Partisi (UBP) Milletvekili ve partinin Genel Başkan Adayı Ersin Tatar, 2.Cumhurbaşkanı ve Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) Genel Başkanı Mehmet Ali Talat’ı sert bir dille eleştirdi. Kıbrıs müzakereleri ile ilgili çarpıcı açıklamalar yapan UBP Milletvekili, anlaşma masasında bulunan mülkiyet, güç paylaşımı konularının hayati önem taşıdığını kaydetti. 

Kıbrıs müzakerelerinde çözümün Kıbrıs Türk halkı için hayati önem taşıdığını belirten Tatar, Talat’ın “Referandumda Kıbrıslı Türklerin ‘hayır’ demesi bizleri derin bir izolasyona iter” açıklamasını doğru bulmadığını kaydetti. Kıbrıs müzakerelerinde sunulacak önerilerin kabul edilmeyecek durumda olması halinde halkın ‘hayır’ deme hakkının olduğunu dile getiren Tatar, “Türkiyesiz bir anlaşmaya sıcak bakmadığını dile getirdi. 

Tatar, “Türkiye’nin olmayacağı bir yapıda Kıbrıs Türk Halkı için bir sorun yok. İnce eleyip sık dokumak lazım. Sunulacak önerilerin iyice ele alınması gerekiyor” dedi. Hükümetin, gerçekleştireceği vaadinde bulunduğu birçok reformu gerçekleştirmediğini söyleyen Tatar “hükümet çuvalladı” açıklamasını kaydetti. 

“HÜKÜMET ÇUVALLADI” 

Cumhuriyetçi Türk Partisi Birleşik Güçler Milletvekili Birikim Özgür’ün, Türkiye Cumhuriyeti’nden aktarılan kaynakların ülkede kullanımıyla ilgili yaptığı açıklamayı da değerlendiren Tatar, hükümetin çuvalladığını savundu. 

Hükümetin yapacağız dediği birçok reformu gerçekleştirmediğini söyleyen Tatar, henüz hazırlanmış bir ekonomi programının olmadığını belirtti. Tatar, “Türkiye heyetleri diyecek ki, siz altına imza attığınız birçok reformu yapmadınız. Ekonominin kayıt altına alınması için birçok şey de yapılmadı. 2016-18 Programı nasıl başlayacak? Türkiye, biz kendimize düşeni yaptık siz yapmadınız diyecek. Bunları yapmadan önümüzdeki yıllar görüşülemeyecek. Bütün bunların derhal gündeme getirilmesi lazım. 

Bütçe başladı, Ekim sonu bütçenin yüce meclise sunulması gerekiyor. Bütçede daha tam ne kadar kaynak girecek belli dahi değil. Türkiye ile protokol ortada yok. Yapılması gerekenler yapılmamıştır, yazık olmuştur, zaman kaybıdır. Devalüasyon yaşandı. Sadece kamu değil özel sektörde çalışanlar da bundan zarar görmüştür. Türkiye de daha refahın artırılmış bir Kıbrıs Türk halkı ister. Göç Yasası’nı düzelteceğiz dediler, buyursunlar neden konuşmuyorlar? Bunları da hep birlikte görüp değerlendirelim. Günün sonunda gerçekçi olmak lazım” dedi. 

“İSTİKRARSIZLIK YATIRIMCININ GÜVENİNİ SARSIYOR” 

Özel sektörde yaşanan sorunlara değinen UBP Milletvekili, birçok yatırımda azalma olduğunun altını çizdi. Güven ve istikrarın olmamasından dolayı yatırımcının da güvensiz hissettiğini ve yatırımlarını geri çektiğini savunan Tatar, önemli olanın daha dik durabilen, daha kararlı ve reformların geçirilebileceği projelerin hayata geçirilmesi olduğunu aktardı. Tatar, “Kaynak getirilmezse, ekonomi büyümezse refahın artması mümkün değil. Limanlar çökmüştür, şuanda altyapısı geride kalmıştır. Oralara yap işlet devlet modeliyle yatırımcı bulunabilir ki memleketin ticareti gelişsin. Hava meydanında proje çok yavaş ilerliyor. Bir hangar meselesi var, bir başka mesele var. İşler duruyor ve gelişmiyor. 

Hükümet buna da çare bulmalı. Mega proje denilen birçok proje ile ekonominin önü açılacaktır. Bu projelerin gerçekleşmesi başka yatırımcıları da adaya çekecektir. 250 binlik bir toplumun refahının artırılması o kadar da zor değildir yeter ki bu altyapıları oluşturabilelim. Yeterli derecede inanılırsa ve bu işlerin üzerine gidilip hukuk ve kamu yönetiminde önemli kararlarla doğru adımlar atılırsa ekonominin gelişmesi mümkündür” şeklinde konuştu. 

KIBRIS MÜZAKERELERİ 

Kıbrıs sorununun çözümüne yönelik yürütülen Kıbrıs Müzakereleri ile ilgili de değerlendirmelerde bulunan UBP Milletvekili Ersin Tatar, son olarak şu açıklamaları kaydetti; “Kimse zannetmesin ki Kıbrıs’ta her çözüm durumunda buradaki insanların hayatı daha iyi olacak. Çok iyi tartışmak lazım, iyi algılamak lazım. Bu halkın kaldıramayacağı bir yükün altına sokulmaması lazım. Ben diyorum ki Kıbrıs’ta bir sorun olmuştur 74 öncesinden 50’li yıllara giden, Kıbrıs Türk halkı mağdur olmuştur. 

Türkiye Cumhuriyeti, buradaki anayasal düzeni sağlamak adına bir takım gelişmeler yapılmıştır. Güney Kıbrıs şimdiye kadar her zaman biz esasında Kıbrıs Cumhuriyeti’nin devamındayız durumunda olmuştur. Hiçbir zaman ortaklığı kabul etmediler Kıbrıs Türkleri ile. Şimdi bu saatten sonra ne değişecek? Çeşitli söylemler vardır, ekonomilerin iyi gitmemesi, batması, petrol ve gaz olayları, dünya devletinin çıkarları ve bir takım gelişmeler Kıbrıs sorununu bir noktaya kadar itiliyor deniliyor ama burada Kıbrıs Türkleri ve Türkiye’nin pozisyonuna bakmak lazım. 

“RUMLARIN TOPRAK BEKLENTİSİ” 

Anlaşmada altına imzamı attıktan sonra başıma ne gelecek ona bakarım. Malımı mülkümü haklarımı her şeyimi anlaşma olsun diye verdikten sonra Maraş’ta istediğiniz kadar gelişme yapın sonrasında düşecek ekonomik gelişmeler ve pasta oraya gidecekse ben işçi durumuna düşerim. Sermayem yok, birikimim yok. Beni borçlu da çıkarttılar, tazminat ödemekle karşı karşıya kalacağım. Bunlar konuşulmaktadır. Belki Akıncı bunların hiçbirini kabul etmesi ama günün sonunda durum ona geliyor. Rumların, Kıbrıs meselesinden beklentisi mülkiyet ve toprak meselesindeki kazanımlarıdır. 

Malımızı mülkümüzü çok büyük bir ölçüde verdiğimiz takdirde bizim bir şeyimiz kalmayacak zaten o zenginlikten bize ne düşecek? Bunları çok iyi savunmamız lazım, dolayısıyla ne kadar az tazminat verirsek o kadar iyi. Bunların sorumlusu biz değiliz Kıbrıs Türk halkı bundan yüz sene evvel benim diyordu. Şimdi Kıbrıs Türk halkı ezildiği için, malını ya beleşe sattı ya da göç ettiler.”