Trafikte Kazasız Yaşam Derneği, toplumun enerjisinin; bitmeyen seçimler, hükümet, bakan veya üst düzey görev değişiklikleri, artarak süren toplumsal sorunlar ve toplumun ileriye doğru adım atmasını frenleyen birçok olumsuzluğun trafik güvenliğinin KKTC'de sahipsiz kalmasına ve birincil öncelik olamamasına neden olduğunu belirtti.

Trafikte Kazasız Yaşam Derneği (TRAKAYAD) Başkanı Hüseyin Sevay, yaptığı açıklamada:

"İki çocuk babası Bahset Aytekin kardeşimizle birlikte 2015 yılında trafiğe kurban verdiğimiz insanlarımızın sayısı 10 oldu. Bu yıl içerisinde trafik çarpışmalarından dolayı kaç insanımızın ebedi sakat kaldığını ise bilememekteyiz. Bir gencimiz ise hayatının baharına ölümle pençeleşmekte ... 1990 ile 2014 yılları arasindaki 25 yıllık sürede 1174 insanımız—yıl başına ortalama 47 kişi—trafikte hayatını kaybetti. Toplum olarak bizler de hala bişeylerin değişeceği umudu ile bitmeyen bir bekleyişle kendimizi ve çocuklarımızı karanlık bir geleceğe mahkum etmekteyiz. DEĞİŞİMİ haykırmanın zamanı çoktan gelmiştir. DEĞİŞİM farkındalıkla başlar ve bilinçli icraatlar ile hayata geçirilir. Ancak, varolan vahim ötesi tabloya baktığımızda yetkililerimizin trafik güvenliği açısından atılması gereken büyük adımların hiçbirini atmadıklarını üzüntü ile görmekteyiz. Diğer yandan, medyamız trafikte meydana gelen olayları hala “kaza” sözcüğünü kullanarak duyurmakta ve, istemeden de olsa, toplumumuza bu olayların önlenemez oldukları fikrini aşılamaya devam etmektedir. Bu yanlış yaklaşımın değişmesi gerekmektedir. Trafikte insanların ölmesine veya ebedi sakat kalmasına sessiz kalmamalıyız. Dünya, trafik güvenliği konusunda kullandığı dili değiştirmiş, “kaza” sözcüğü yerine herhangi bir yorum içermeyen “çarpışma” sözcüğünü kullanmaya başlamış ve trafikte meydana gelen ölümlü ve ağır yaralanmalı olayların önlenebilir olduğu öğretisini öne çıkararak insan hayatı kurtarma ve insan sağlığını koruma yönünde müthiş ilerlemeler kaydetmiştir. Örneğin, İsveç Parlamentosu'ndan 1997 yılında geçirilen bir kararla başlatılan “Vision Zero” projesinin temel fikirleri bugün dünyanın birçok yerine yayılmıştır. Biz ise ne yazık ki “Vision Zero”yu uygulamaya başlamak bir yana, dilimizi değiştirmek için bile adım atamayan edilgen bir toplum görüntüsü vermekteyiz. En ufak bir hastalıkta bile iyileşmek için türlü çareler arayan bizler, hepimizi tüketen trafik çarpışmalarının önlenmesi için çare aramamakta, “kaderimize” teslim olmaktayız. Her nedense, hastalıklarımızı “kader” kabul etmezken, trafikten dolayı meydana gelen ölümleri ve ebedi sakatlıkları “kader” olarak kabullenebilmekteyiz. Trafiğe verdiğimiz binlerce kayıp düşünüldüğünde, yapılması gereken açıktır. Eğer trafik güvenliğinde DEĞİŞİMİ yetkililerimiz başlatmaya niyetli değillerse, bu DEĞİŞİMİ başlatmak biz toplum bireylerine düşer. Ya bilinçli olarak çalışarak bir sistem kurulmasına öncü oluruz, ya da sessiz kalarak sistemsizliğin sürmesine çanak tutarız. Kuşkusuz medya organlarının bu DEĞİŞİMİ başlatmaktaki rölü kritiktir. Artık hem yazılı hem sözlü basında “kaza” sözcüğünü—istisnalar hariç—emekliye sevkedelim. “Kaza” yerine, “çarpışma” sözcüğünü her şeye rağmen kullanmaya başlayalım ... Trafik güvenliği konularında bilinçli, bilgilendirici, ve sorgulayıcı yayınlar yapalım. DEĞİŞİM sözcüklerle başlasın, zihinler uyansın, EĞİTİM, DENETİM ve MÜHENDİSLİK alanlarındaki bilimsel çareler hayata geçirilsin, insanlarımız trafikte ölmesin ve ebedi sakat kalmasın ..."