Kıbrıs Türk Esnaf ve Zanaatkârlar Odası (KTEZO), üretimin artırılması, ekonominin büyütülmesi ve gelir dağılımında adaletin sağlanması gerektiğine dikkat çekerek, acilen emlak, eğitim ve kira harçları gibi konularda döviz terk edilerek, Türk Lirası’nın kullanılması gerektiğini vurguladı.

KTEZO ayrıca ödeme güçlüğü içindeki vatandaş, esnaf ve zanaatkârın bankalara olan borçlarının,  ödeme gücüne göre taksitlendirilmesini istedi.

KTEZO yetkilileri bugün KTEZO genel merkezinde “Çarpık Düzene Artık Yeter” konulu bir basın toplantısı düzenleyerek, ekonomide gelinen son durumu değerlendirdi.

KANBER

KTEZO Başkanı Mahmut Kanber, basın toplantısında yaptığı konuşmada, siyasetinden ekonomisine, eğitiminden sağlığına ve hukuk sistemine kadar toplumun “yeter be” deme noktasına geldiğini iddia etti.

Gelir itibarıyla yalnızca “yukarıdakiler, aşağıdakiler” değil, insanların kendi arasında da birbirini tüketmeye, ezmeye ve birbirinin sırtına basmaya çalıştığını söyleyen Kanber, toplumsal yapının geldiği son noktayı bu şekilde açıkladı.

Kısa süreli yüzde 40’lara varan döviz artışının tahribatının dahi, krizin şiddetini tahmin etmeye yeteceğini ifade eden Kanber, borcu olmayan ve yarını görenin kalmadığını savundu.

Kanber, bir kısım iş yerinin açık görünmesine rağmen gerçekte sadece borcunu büyüttüğünü ve küçüldüğünü belirterek, çalışmayan, kapasitesi yerlerde sürünen işletmelerin de işsiz kategorisine alınmasının gerekli olduğunu söyledi.

Mahmut Kanber, “Tüm üreticiler, tüm esnaf ve zanaatkârlar, taksicisi, otobüsçüsü, inşaatçısı, kamyoncusuyla iflasa sürüklenmiş durumda” dedi.

Kanber, “AVM’ler, plazalar dört bir yanda ülkemizi kasıp kavururken, sayısız küçük işletme can çekişiyor. Büyüğün daha da büyütüldüğü, küçüğün ise savunmasız, güvencesiz bırakıldığı sisteme son verilmelidir. Siyasetin bizi içine düşürdüğü bu durumdan çıkmak için önce yönetim boşluğunun giderilmesi şarttır” şeklinde konuştu.

TOPLUMSAL MÜCADELE ÇAĞRISI

Esnafa ve üreticilere de seslenen Kanber, toplum kesimlerinin tamamının, popülizme ve tereddütlü hallere kaçmadan taleplerini toplumsallaştırması ve bu taleplerin gerçekleşmesi için mücadele etmesi gerektiğini kaydetti.

Kanber, “Yapılması gerekenleri de biliyoruz, yapılmaması gerekenleri de biliyoruz. Bu ülkede üretimin artırılması, ekonominin büyütülmesi, gelir dağılımında adaletin sağlanması temel problemdir” dedi.

TULGA: “DÖVİZDEKİ ARTIŞ KAMUOYUNUN ODAKLANDIĞI NOKTA”

KTEZO Koordinatörü Hürrem Tulga da döviz kurlarında yaşanan artışın son günlerde kamuoyunun odak noktası olduğunu dile getirerek, 7-8 yıldan beri toplumun alım gücünün sürekli düştüğünü hatırlattı.

Odanın mevcut ekonomik kaostan çıkış hakkında çözüm önerilerini sıralayan Tulga ödeme güçlüğü içinde olan vatandaş, esnaf ve zanaatkâr için tüm kamu ve bankalara olan borçlar dikkate alınarak vatandaşların ödeme gücüne göre taksitlendirilmesi gerektiğini kaydetti.

“TL KULLANIMINA GEÇİLMELİ”

Kredilendirme, emlak, kira ve eğitim harçları gibi konularda TL kullanımına geçilmesi gerektiğini ifade eden Tulga, sadece bu şekilde halkın ekonomik kayıplarının önüne geçilmesinin sağlanacağını bildirdi.

İlk iş olarak, Seçim ve Halkoylaması Yasası, Siyasi Partiler Yasası ve Anayasa değişikliği için uzlaşı aranması gerektiğini ifade eden Tulga, işyeri açma ve iş yapma kurallarının tüm sektörleri ve meslek dallarını içerecek; nüfus, alım gücü gibi kriterleri kapsayacak şekilde düzenlenecek bir master planı kapsamında yapılması gerektiğini ifade etti.

“YIL SONUNA KADAR ÇEK YASAĞINA GİRENLER 7-8 BİNİ BULACAK”

Halkın gelirlerinin şu an giderlerini karşılamadığını belirten Tulga, halkın gelirinin yetmediği yerde borç aldığını, çek yasağına girenlerin sayısının bin 500 kişiyle rekor sayıya ulaştığını söyledi. Tulga bu sayının yıl sonuna kadar 7-8 bin civarında olacağının tahmin edildiğini vurguladı.

“EĞİTİM VE SAĞLIK PARASIZ OLMALI”

Gelir-gider dengesinin sağlanması için eğitim ve sağlığın da parasız olması gerektiğini söyleyen Tulga, öğretmenin, kamu görevlisinin, doktorun ve toplumdaki her bireyin aynı sorumluluğu duyması gerektiğini belirtti.

Tulga, alacak-verecek anlaşmazlıklarında mahkeme safhasına gelinmeden bir Hakem Kurulu oluşturulması gerektiğini de kaydederek, şu an bir takım güç odaklarının böyle bir oluşuma izin vermediğini söyledi.

“TEKELCİLİĞE MÜDAHALE”

Tekelciliğe müdahale edilmesi, damping- anti damping yasalarının hemen geçirilmesi gerektiğini belirten Tulga, bir işletmenin pazar payının yüzde 30’u üzerinde egemenlik sağlamasına fırsat verilmemesi gerektiğini kaydetti.

Üniversitelerin işyeri açmalarının önüne geçilerek, üniversite kent buluşmasının gerçekleşmesi için ne gerekirse yapılmasını istediklerini belirten Tulga, Lefkoşa, Gazimağusa, Girne ve diğer tüm kentlerde sosyal ve kültürel özellikler de gözetilerek, yerel ürünlerin pazarlanacağı projelere hız verilmesi gerektiğinin altını çizdi.

“YÜKSEK ÖĞRENİM VE TURİZM GELİRLERİ TOPLUMA YANSIMADI”

Tulga, 2009 yılında yüksek öğrenim ve turizm üzerinden devletin küçültülerek ekonominin büyültüleceğinin söylendiğini, devletin ve istihdamın aşağıya çekilmesine rağmen, ekonominin korunamayarak, bu gelirin topluma yansımadığını, toplumun bu geliri paylaşamadığını kaydetti.

“YERLİ ÜRÜNLER KULLANILSIN”

Tulga, özellikle otel ve havaalanında yerli ürün kullanımının zorunlu hale getirilmesi gerektiğini ifade ederek, gıda ve ürün güvenliği yasasının uygulanarak hayata geçirilmesi gerektiğini de bildirdi.

Şehirlerin tekrar planlanarak konut ve çarşı alanlarının ayrıştırılması gerektiğini belirten Tulga, bir turizm ülkesi olan Kıbrıs’ta çarşı yerlerinin çekim merkezi haline gelmesi için gerekli yatırımın yapılmasının gereğine işaret ederek, Şehircilik Dairesi’nin gerekirse hizmet alımıyla bu süreci birkaç ay içinde tamamlaması gerektiğini söyledi.

Casino ve otellere teşvik uygulamasının kalkması gerektiğini ifade eden Tulga, “her şey dahil” modele müdahale edilmesi gerektiğini de kaydetti.

“İTHAL DEĞİL, YERLİ ÜRÜN FUARI”

İthal ürün fuarları değil, ülkede üretilen ürünlerin pazarlanmasına yönelik fuarlar düzenlenmesi gerektiğini belirten Tulga, pazar yerlerinin üretimi tetiklemesi için gerekli tedbirlerin alınması gerektiğine işaret etti.

Tulga ayrıca eğitim ve sağlığın etkinleştirilmesi, ulaşılabilir olmalı ve tam güne geçilmesi gerektiğini de sözlerine ekledi.