Toplumun siyasetçiye olan güveninin azalması konusunda açıklama yapan Uluçay, muhalefet ve iktidar olarak siyaseticiye yeniden güven duyulması için birlikte çaba sarf edilmesi gerektiğini söyledi. 

"İktidar ile birlikte toplumun güvenini kazanmak için çaba sarf etmeliyiz"

“Siyaseten ülkemizde istikrarsızlığın olması ve koalisyon hükümetlerinin değişmesi toplumda siyasete ve siyasetçiye olan güveni azaltıyor. Günün sonunda ülkeyi yönetecek olanlar siyasiyler. Dolayısı ile siyasetçileri sürekli eleştirmek bu ülkeye bir yarar getirmez. Siyaset kurumunun daha güvenilir olması için bizlerin de çaba sarf etmesi gerekyor. Bugün bir seçim olsa hemen hemen aynı meclis aritmetiği ile karşılaşacağız. Siyasetçi eleştirilsin ancak muhalefet olarak da iktidar olarak da aynı noktada siyasetçiye olan güveni kazanmamız için çalışmamız gerek. 

"Değişen koalisyonlarda bürokratların da değişmesi yanlış bir karardır"

Örneğin her hükümet döneminde olduğu gibi bizlerin uygulamaya koyduğu projeler yarım kalıyor ve bir değişim olması halinde devlet polikası haline getirmek istediğiniz birçok şey hayata geçemiyor. Bürokratların da değişen koalisyonlarla değişmesi yersiz bir girişimdir. Ülkenin gelirini ilgilendiren mevkilerde siyaseten değişikliğe gidilmesi yanlıştır. 

"Ülkenin içinde bulunduğu temel sıkıntılar arasında ekonomik nedenler var"

Ülkemizin içinde bulunduğu temel sıkıntıların başında ekonomik sorunların olduğunu belirten Uluçay, ülke genelindeki ekonomik şartların düzelmesi ve Gazimağusa’da yapılabilecek projelerle ile ilgili açıklamalarda bulundu. 

Ülkenin içinde bulunduğu temel sıkıntılar arasında ekonomik nedenler olduğunu belirten Uluçay, Gazi Mağusa’da da bu sıkıntıların yaşandığını, bölgede bir yat limanı projesi olmasıyla piyasada canlılık yaşanabileceğini söyledi.

 “Ekonomik koşulların özel sektörde zorlaştığı bir dönemdeyiz. Gazimağusa bir liman kenti Doğu Akdeniz Üniversitesi’nin varlığı kentin canlı olmasında çok önemli bir faktör. Mağusa’nın canlı olmasında etkisi çok fazla. Ülkemizin üniversiteler açısından geliştiği bir dönemdeyiz. Nitelikli öğrenciler alarak kaliteli eğitim vermenin daha ön planda olması gereken  bir süreç geçirdiğimizi düşünüyorum. 

"Gümrük hizmetleri vardiya sistemi ile olmalı"

KKTC’nin en büyük limanı Mağusa Limanı. Limanda fiziki şarltlar gibi bir takım eksiklikler bulunuyor. Gümrük hizmetlerinin vardiya sistemine geçilmesi ve 24 saat  içinde hizmetlerin sunulması gereken bir sistemde olmamız gerekiyor.Bu sistem bazı maliyetlerin azalmasına neden olacaktır.  Serbest bölge uygulamasının buradan taşınması gerektiğine inanıyorum. Mağusa’da artık bir yat limanının oluşturulması gerekiyor. Mağusa Bölgesi böylelikle çok daha cazip hale dönüştürülebilir. 

Dövizde yaşanan yükseliş karşısında hükümetin bazı kararlar alması gerektiğini söyleyen Uluçay, geçmiş dönemde aldıkları kararların olumlu yansımaları olduğunu kaydetti.

"Dövizin yükşelişe geçtiği dönemlerde önlemimizi aldık"

“Ctp olarak daha önce dövizin yükşelişe geçtiği dönemlerde ülke ekonomisinin canlanması için yapmış olduğumuz bazı hamleler vardı. Örneğin ithalata dayalı olan ülkemizde limanlarda uygulanan döviz üzerinden olan harçlar var. Belli bir süre içerisinde ithalatta verilecek olan döviz üzerinden hesaplanan bu harçların sabitlenmesi önemli bir adım olacaktır.  Tapu harçlarının indirilmesi gibi kararlar da emlak alım satım konusunda bu sektörün canlı tutulmasına olanak sağlayacaktır. 

KKTC’nin politik koşullarından dolayı TC ile ekonomik olarak yakın bir ilişki içinde olmamızı gerektiriyor. Bütçemizin neredeyse üçte birini yatırımlarda içinde olarak TC karşılıyor. 

Bizim CTP olarak  bakış açımız TC ile KKTC arasında bu ekonomik ilişki formatı ele alınıp bir standart içerisinde olmalıdır. Ekonomik protokollerde aslında hedef budur. Ctp bu konularda eleştrilmektedir ancak iktidarda bulunduğumuz süre içerisinde bu ekonomik ilişkinin belli bir standarta olması için çaba sarf ettiğimizi söylemem gerekiyor. 

Örneğin Su Projesi konusunda CTP  döneminde Başbakan Ömer Kalyoncu görevdeyken bir imza atıldı ve KKTC’nin de lehine olabilecek bir anlaşma sağlandı. Ancak şu anda mevcut hükümetin tarım alanında suyun dağılımını hayata geçirmediğini görüyoruz. 

"TC ile enerji ortaklığına katkı koymaya hazırız "

Elektriğin TC’den gelmesi konusu ile görüşlerini aktaran Uluçay, CTP olarak enerji ortaklığı konusunda çalışmaya ve katkı koymaya hazır olduklarını söyledi. 

“CTP olarak Kıb-Tek’in özelleştirilmesine karşı olan görüşümüz biliniyor. Enerji konusunda TC ile KKTC arasında bir anlaşma imzalandı. Bu anlaşmaya biz CTP olarak onay verdik ve genel olarak partimiz Türkiye ile enerji konusunda işbirliğine hazır olduğumuzu söyledik. Temel yaklaşımımız iki ülke bazında bu konunun ele alınması ve belli bir standart formata gelmesi dünyanın gıpta edeceği bir pozisyona gelmesidir. Kamu ve özel ortaklığı gibi bir yapıya hazırız. Biz aslında enterkonnekte sistemde Avrupaya bağlanmak istiyoruz sadece Türkiye ile bağlantı değil günü geldiğinde ihtiyaç duyan bir Avrupa ülkesine de burdan elektirğin transfer edilmesini sağlanmasını hatta ilerde kurulacak olan enterkonnekte sistemin iki taraflı çalışmasını istiyoruz. İlerde Güney Kıbrıs, Kuzey Kıbrıs arasına bu işbirliğinin çözüm öncesi ya da sonrası yapılabileceğini düşünüyoruz. 

Temel faktör tükteiciler açısından bakıldığında maliyetlerin düşmesi için olması gerektiğini savunuyoruz. CTP olarak tüm bu çalışmaların detaylarında çalışmaya hazırız. 

"İki liderin müzakere masasına dönmesi gerekiyor"

Uluçay, her iki liderin müzakere masasına dönmesi gerektiğini, süratle kısır kalan konuların sonuca ulaşması için müzakerelerin sürmesi gerektiğini savundu.

“İki liderin müzekere masasına dönmesi gerekiyor. Güney’de son dönemde enosis plebisitinin anılması ile ilgili kararın değişmesi kararını destekliyoruz. Bu konuda kısa sürede rum meclisinde bir değşiklik önergesi hazırladıklarını biliyoruz. Dolayısı ile bu önerge yapılmaya başlandığı anda her iki lider bir araya gelmelidir. Elli yıldır devam eden bu süreçte her iki tarafta da artılara ve eksilere vesile oldu. Genel anlamda 2004 yılından bu yana türk tarafı olarak bir adım önde olma isteği içerisinde ilerleniyor. Süratle kısır kalan konuların aşılması ve sonuca ulaştırılması gerekiyor. “