Üstel’in seçim ofisinden verilen bilgiye göre, Karaoğlanoğlu, Akdeniz, Sadrazamköy, Kayalar ve Edremit köylerini gezerek, partililerle sohbet eden Üstel, görüşmelerinde parti içinde yaşanan sıkıntılarla ilgili görüşlerini paylaştı.

Üstel, “Partiye ağabeylik yapmamı istediniz ben de bu mesajınızı boynumun borcu bildim ve genel başkanlığa aday oldum” şeklinde konuştu. Üstel, 31 Ekim’deki kurultayından sonra parti yönetimine gelmesi durumunda “tek adamlık” döneminin artık geride kalacağını, kendine oy vermeyeni dışlayan ve partili saymayan zihniyetin devrileceğini savundu.

UBP’nin, ülkenin en güçlü ve köklü partisi olduğunu belirten Üstel, “Son üç seçimde alınan başarısız sonuçlar da göstermektedir ki parti bu dönemde kötü yönetilmiş ve seçmen de büyük bir mesaj vermiştir ancak yöneticiler bunu okuyamamıştır” görüşünü dile getirdi.

“BEN SADECE PARTİMİN ADAYIYIM”

Üstel, “Ben desteği sadece parti tabanımdan alıyorum, bu görev ve sorumlulukla sizlerin de büyük desteği ile 31 Ekim akşamından sonra sizlerle birlikte partiyi yöneteceğiz, ‘ben’ dönemi bitip, ‘biz’ dönemi başlayacak, koltuk sevdası bitip parti ve ülke sevdası ön planda olacak” diye konuştu.

Ziyaret ettiği bölgelerde yapılan üyeliklerin örgütleri hayrete düşürdüğünü, bir çok örgüt başkanının isyan ederek istifa etme noktasına geldiğini söyleyen Ünal Üstel, UBP kurultayı için yapılan hiçbir üyeliğe karşı olmadıklarını ancak sitemlerinin; “yılların partili olan kişilerin dışlanmış olmaları ve bütün bunların koltuk sevdası için yapılmasına” olduğunu ifade etti ve “mücadelemiz bunun içindir” dedi.

“TÜRKİYE’NİN SUYUNU İSTEMEYENLER VAR”

Ünal Üstel, Türkiye’den gelecek su projesine de değinerek, suyun hayati bir konu olduğunu ama öğrendiklerine göre “sırf Türkiye’den gelecek” diye bu suya karşı olanların olduğunu savundu ve bundan büyük üzüntü duyduklarını ifade etti.

Üstel, suyun yönetimine talip olduğunu söyleyenlerin sadece bunu “sözde” belirttiklerini ama hiçbir proje üretmediklerini ifade ederek, yönetime geldiklerinde öncelikli konularından birisinin su konusu olacağını ve sürekli gündemde tutacaklarını, çünkü suyun gelmesiyle birlikte ülkenin renginin bile değişeceğini, bereketli günlerin çok yakın olduğunu kaydetti.

Ünal Üstel, 1974 Mutlu Barış Harekatı’ndan sonra suyun getirilmesinin; “Türkiye’nin en büyük projesi” olacağını ve bunun “Anavatan-Yavruvatan bütünleşmesinin en güzel göstergesi” olacağını ifade etti.