Deniz Abidin /Özlem Çimendal

Meriç, eski adıyla Mora Köyü’nde yaşayanlar köyün çıkmaz sokak olmasından şikâyetçi… Köylü dışında kimselerin uğramadığı, hatta siyasilerin bile sadece seçim döneminde hatırladığı Moralılar, yıllar önce köy nasılsa şimdi de aynı olduğunu söyledi.

Yeni Bakış’a konuşan vatandaşlar, Hali Arsa Yasası’nın değişmesi gerektiğine vurgu yaparak, verilen arsaların sosyal konut projesi sayılmadığını, oturdukları evi ne satabildiklerini ne de devredebildiklerini ifade etti.

Meriç sakinleri, “Su borusu döşemek için köye giren yolun kenarını kazdılar. Köylü bildiğinden ve dikkatli olduğundan içine düşmüyor. Ancak dışarıdan gelen biri olsa yol kenarına araba ile düşse çıkamaz. Köyün deposuna Türkiye’den ilk su geldiğinde taşardı. Şimdi bir ayar çektiler, suyumuz bir gün aksa bir gün akmaz oldu” diye konuştu. 

Meriç, eski adıyla Mora Köyü’nde yaşayanlar köyün çıkmaz sokak olmasından şikâyetçi… Köylü dışında kimselerin uğramadığı, hatta siyasilerin bile sadece seçim döneminde hatırladığı Moralılar, yıllar önce köy nasılsa şimdi de aynı olduğunu söyledi. Mora Köyü sakinleri, köyün sonundan Mağusa’ya yol uzanması gerektiğini ifade ederek, “her gelen iktidara yalvardık. Mora’yı çıkmaz sokaktan kurtarın diye. Mağusa’ya çıkan yol yapılsın istedik. Projesi hazır dediler, ancak dikkate alan olmadı” diye konuştu.

Belediyenin hizmetinden memnun olmadığını ifade eden vatandaşlar, “Belediyelerin görevi haftada bir kez çöp toplamak değildir. Yolların temizliği ve çevre önemlidir. Köyde temizlik yok. Kırsal kesim arsası verildi. Ancak inşaat ruhsatı almak için 5 bin 500 lira para isteniyor. Sanki burası Paris’tir. Vatandaş sosyal konut yapacaksa bunun ticari bir amacı yoktur. Sadece şahıs için bu yapılacaksa bu kadar para alınması doğru mu?” dedi.

Vatandaş ne dedi?

Mehmet Hacıkadiroğlu: Nem olduğu gün korkunç bir koku hakim

“Eskiden köylü gençliği birbirine yardımcıydı. Hayvancı birbirine yardımcıydı. Şimdi öyle değil. İnsanlarda eski birlik beraberlik yok. Meriç Köyü kırsal olarak biliniyor. Gençlere iş imkanı yok. Okumayan çiftçi hayvancı köyde yaşıyor. Devlet el birliğiyle hayvancıyı da çiftçiyi de bitirdi. Ürettiğimizi satamadıktan sonra biz üretim yapmak istemiyoruz. Gençler hayvancılık çiftçilik yapmak istemiyor. Döviz aldı başını gidiyor. Vatandaş geçim derdinde. Dünyada döviz düştüğünde indirim yapılır, ancak bizde düşse de yükselse de her şeye zam gelir. Gençlik için gelecek karanlık. Mora’yı bitirdiler. Eskiler her yokuşun bir inişi var derler. Sabırlı olursak her şey düzelecek. Köyümüzde eksiklikler çok. Akıncı belediye başkanı olduğunda Haspolat’taki Arıtma Tesisini Fransız bir firma yaptı. Yıllarca bakımı yapılmadı. Bu AB’nin katkısıyla yapıldı. Belediye Başkanı değişti. Sonra Türkiye’den birkaç firma geldi. Köyde nem olduğu gün korkunç bir koku hakim. Bu sorun bir türlü giderilemedi. Bu köylerde yaşayan insanların suçu ne?”

Hasan Tayyar: Ekonomi kötü, ancak dünya böyle

“Emekliyim. Evlendim, ayrıldım. Çocuk yok. Hayvancılıkla uğraştım yıllarca. Ailemle birlikte yapardık. Onlar ölünce ben yapmaya başladım. Yıllar boyu geçimimi öyle sağladım. Gençliğin durumu hiç iyi değil. Eskiden böyle değildi. Şimdi sigara içiyorlar, içki içiyorlar. Evlenme kadar boşanma da çoğaldı. Evlilikler neredeyse bir günde bitiyor. 1963 yılına kadar paramız liraydı. Şimdi Türk Lirası oldu. Bu bizim paramız değil. Ekonomi kötü, ancak dünya böyle. Türkiye de Yunanistan da aynı. Ülkeye kimlikle giriş çıkışlar durmalı. Her milletten insan bunun içinde. Siyasiler bunu önlemeli, tedbir almalı”

Ersoy Erkil: Her gelen iktidara yalvardık

“Köyümüz çıkmaz sokaktır. Her gelen iktidara yalvardık. Mora’yı çıkmaz sokaktan kurtarın diye. Mağusa’ya çıkan yol yapılsın istedik. Projesi hazır dediler, ancak dikkate alan olmadı. Birçok siyasi gelir ve köyümüzü ziyaret eder. Bir gün köy çıkışı yolda atılmış vaziyette köylü bazı kağıtlar gördü. Baktık ki siyasiler söylediklerimiz notları yazdıktan sonra köyün çıkışında yola atıyorlar. 1985 yılında Rauf Bey tek kalsın diye Anayasa’yı değiştirdi. Arsalar yasasına bir fıkra ilave edildi. Bize bu arsalara koçan verilemez denildi. Ben de dahil koçan alamadım. İnsan yaşamında her şey olağandır, ancak adalet herkese lazımdır. Biz bu oturduğumuz evleri şimdi ne satabiliriz ne de kiralayabiliriz. Hali Arsa Yasası maalesef böyle. Bu arsalar Kıbrıs Cumhuriyeti mülkü sayılır. Meclis’te bulunan 50 Milletvekili istese bu yasayı değiştirir. Bugün verilen bu arsalar sosyal konut projesi olamaz. Eskiden devlet sosyal konut planı hazırlardı. Şimdi bu kalktı, mimar mühendise para ödüyoruz. Bu nasıl sosyal konut projesi sayılsın ki”

Mehmet Tayyar: Yolların kenarı berbat

“Köyde altyapı yok. Yollarımız çok kötü. Yolların kenarı berbat. Bir araba giderken düşse içine geri çıkamaz. Değirmenlik belediyesi en zengin belediye, ancak Meriç’e hiçbir yatırım yapılmadı. Biz yıllardır köyün geneline yatırım bekledik. Köyümüz çıkmaz sokaktır dedik. Yol üstü olmadığı için gelen geçen de olmuyor. Eskiden kahve sayımız çok fazlaydı. Şimdi köyde kahve kalmadı. Gençlerin zaten durduğu yok. Yetkililerden köyümüze ilgi göstermelerini bekliyoruz”

Altan Yorgancı: Su bir gün aksa bir gün akmıyor

“Köylü olarak siyasilerden yeterince ilgi görmüyoruz. Su borusu koymak için köye giren yolun kenarını kazdılar. Köylü bildiğinden ve dikkatli olduğundan içine düşmüyor. Ancak dışarıdan gelen biri olsa yol kenarına araba ile düşse çıkamaz. Köyün deposuna ilk su geldiğinde taşardı. Şimdi bir ayar çektiler. Şimdi bir gün aksa bir gün akmaz oldu. Belediyelerin görevi haftada bir kez çöp toplamak değildir. Yolların temizliği ve çevre önemlidir. Köyde temizlik yok. Kırsal kesim arsası verildi. Ancak inşaat ruhsatı almak için 5 bin 500 lira para isteniyor. Sanki burası Paris’tir. Vatandaş sosyal konut yapacaksa bunun ticari bir amacı yoktur. Sadece şahıs için bu yapılacaksa bu kadar para alınması doğru mu? Köy yeri için bu para çok fazladır. Gençler için hayat kurmak çok zor. Bu arsalar bize 99 seneliğine verildi, ancak bizim bir kazanımımız yok. Çocuğunuza devredemezsiniz”

Hüseyin Çiğkuş: Pahalılık çok

“Emekliyim. Geceleri kahve işletirim. 10 ya da 7 kişi gelir. Hepsi kar olsa değişen bir şey olmaz. Vatandaşın alım gücü düştü. Her şeye zam yapıldı. Bu zamlardan ve pahalılıktan artık usandık. Siyasiler köyümüze gelmiyor. Ziyaretimize geldiklerinde hep seçim zamanıdır. Köyde genç insan kalmadı. Hayat kuran oluyor ama iş imkanı olmadığından ya Mağusa’da ya da Lefkoşa’da çalışıyorlar. Köyün durumu ortada. Mora’yı bitirdiler. Köylü dışında buralara kimse uğramaz.”