Saydam'ın yazısı şöyle:
Döviz Rekora Doymuyor....Doymayacak da...
TCMB 2023 yıl sonu ekonomik tahminlerini içeren Piyasa Katılımcı Anketini açıkladı. Buna göre Aralık 2023 sonu itibari ile tahminleri değerlendirildiğinde,
- Katılımcıların %45,02 si TÜFE'nin ortalama olarak %32-%37,99 aralığında artış göstereceğini,
- Katılımcıların çoğunluğunun yılsonu USD kur tahmini 24,61 TL bedeline ulaşacağı, buna bağlı olarak da Euro nun TL karşısında 27,00 TL , İngiliz Sterlinin de TL karşısında 31,00 TL yi zorlaması beklenmekte. Bana göre bu tahminler dahi iyimser yönde. Yıl sonuna yaşanacak altı aylık uzun bir dönem var daha.
Ekonomi piyasasında dengeyi sağlayan üç unsur vardır: Mal piyasaları için FİYAT, para ve sermaye piyasaları için FAİZ ve döviz piyasası için KUR. Bu üçlü el tartısında ideal denge olarak; faiz bir uçta, fiyat bir uçta ve kur da tam ortada olmalıdır. Ekonomik piyasalar bu dengeye bağlı iken eğer merkez bankası faizi indirmeye karar verir ve ısrarcı olur ise faizin aşağıya inerken kur ve fiyat yukarı yönde hareket etmeye başlar ve ülkenin parası hem iç hem de dış değerini kaybetmeye başlar. Böylece de yüksek enflasyon ve yüksek kur ile karşı karşıya kalırız. Hele bir de ekonomi içerisinde ithal ürünlerin fazlalığı o ekonomilere olağanın da üstünde zarar vermeye başlar. Bu olumsuzluklardan kurtulmak adına faiz artırımı kararı alınır ise kur yine fiyatın ile birlikte aşağı yönde bir seyir göstermeye başlayacaktır. Tabi bu ekonomik varsayımlar, ilgili ülkenin piyasa güvenirliği-adalet sistemi-yatırımcı teşvikleri v.b birçok değişken ile de değişkenlik göstermektedir. Bu tipte bir hamle kısa vadede de olsa kur-fiyat endeksini aşağıya yönlü çekse de ülkenin yapısal anlamda ciddi reformlara ihtiyacı olduğu gerçeği kaçınılmaz bir gerçektir.
KKTC gerçeğinde bizlerin para politikaları veya ekonomik dinamikler üzerinde hayata geçirebileceğimiz yok. Tamamı ile Türkiye ekonomisindeki gelişmelerin belirleyeceği bir yolda ilerliyoruz. Ülkenin hem avantajı hem de dezavantajı olan şey, sınır kapılarının açık olması. Piyasadaki mal ve hizmetlerde yaşanan fiyat artışına karşın, Euro da yaşanan artış halen güney Kıbrıs’ta yaşayan insanların kuzeyde para harcamasını sağlıyor. Bir şekil piyasaya dıştan da olsa günlük ciddi manada nakit girişi sağlanıyor. Ancak kuzeyde yaşayan ve Türk Lirası kazanarak her geçen gün alım gücü düşün insanlarımızın sayısı da artmakta. Bu dengesizlik maalesef ekonomik olarak toplum içerisindeki ayrışmayı hızlandırmakta.
Türkiye Cumhuriyeti yeni dönemde oluşturacağı yeni kabine ile birlikte uygulamaya koyacağı ekonomi paketi ve uygulamalarını yakından takip etmemiz gerekiyor. Hiçbir kimsenin hele de Türk Lirası kazandığı bir ortamda, gereksiz yere “Borçlanmaya” gitmesini tavsiye etmiyorum. “Kira ödeyeceğime Ev taksiti öderim” gibi klişe ve altı boş sözlere inanıp da borçlanmayalım. Araç alırken veya bir yatırım yaparken kısacası her ne sebep ile olursa olsun borçlanırken mutlak surette bir uzman görüşü alınız.
Yüzyılın en büyük ekonomik kırılımlarından birini yaşıyoruz. Pandemi öncesi başlayan kriz, devamında pandemi ve şimdi derinleşen ekonomik kriz veya daha doğru bir ifade ile ekonomik buhran…Ltf herkes dikkatli olsun…