Gündem Kıbrıs Genel Yayın Yönetmeni Çiğdem Aydın'ın köşe yazısı...

Bir politikacının amacı sürekli iktidar olmaktır. Bu çaba ona çoğu zaman sorun çözme görevini unutturur.  Yazıma Jean Monnet bu gerçekçi sözü ile başlamak istedim çünkü bizim ülkemizde tam olarak bunu yaşıyoruz. 
Siyasetin sorun çözme sanatından uzaklaştığı dönemlerden geçiyoruz üstelik bu yeni bir durum değil, o kadar uzun zamandır bunu yaşıyoruz ki, sanki olup biten tüm olumsuzluklar “normal” miş gibi geliyor. 
Örnek mi? 
2023 yılındayız ve hala ülkenin yarısında jeneratör arızası nedeniyle elektrik yok. 
Bir çok iş yeri ve evlerde elektrik akımının dengesizliği nedeniyle buzluk ve benzeri elektrikli cihazlar yandı ciddi zararları olan insanlar var ama, muhatap olmadığı gibi sorumluluk alan da yok. 
Bir başka örnek daha vereyim; Mesela kanser hastaları, astım hastaları ve daha başka çeşitli hastalıkları olan yaşlılar, çocuklar, gençler kısaca hastalar için ilaç yok. 
Kurul ilaçları ekonomik anlamda oldukça pahalı ve hasta insanlar hastanede reçete yazdırıp, saatlerce sıra bekleyip kurulda mühürletip ilaç eczacılığa gidince ilaç yok Mart veya Nisan ayında gelin deniliyor, tabi o güne kadar hayati önem taşıyan ilaçları kullanamayan hastaların akıbeti kimsenin umurunda değil. 
Bir diğer örnek ise sağanak yağışa sevinemeyen bir toplum. Evet insanların evlerinin ortasından oturma odasından dere geçiyor. Yollarda logarlar taşmış gökyüzünden akan rahmete bir de yer yüzünden fışkıran fışkılar eşlik ediyor, alt yapı eksiklikleri bir çok yerde görülüyor ve sanki bu da normalmiş gibi davranıyoruz. 
İnsanlar yollarda yeterince ışıklandırma olmadığı, yo9l güvenliği çok da önemsenmediği için ölüyor. Evet doğru ölüyoruz yolda evimize giderken, işimize giderken, misafirliğe yada eğlenceye giderken ölüyoruz biz. Fakat bu da sanki normalmiş gibi davranmaya hatta kaderciliğe bağlayarak hayatımıza devam ediyoruz. 
Yada bir akşamüzeri işten çıktınız eve giderken petrol istasyonuna uğradınız oradaki çalışan size “gelmeyin akaryakıt yok” diyerek sizi geri çevirebiliyor. Yani bir gece veya sabah akaryakıt istasyonlarda bitmiş oluyor. 
Peki ya, eğitim okullarda hademe yok, bazı okullarda branş öğretmenleri yok, bazıları yağışlı havada akıtıyor çatı izolasyonu yok, kapısı kapanmıyor, pencerelerinden soğuk hava giriyor. Ama bunlar da sorun değil, çünkü bunları da normalleştirdik. 
Sağlıkta ilaç yok, doktor yok, eğitimde okullar yetersiz, öğretmensiz, hademesiz, cepte para yok masada ekmek yok ama tüm yoklukları normalleştiren ve VAR-MIŞŞ gibi yapan bir toplum var. 
Daha kötüsü sorunları çözdüğünü zanneden ama seçilmekten başka gailesi olmayan bir siyaset var. 
İşte bu durum bizim gerçeğimiz olduktan sonra biz daha çok şekil şukul oluruz….