Gündem Kıbrıs Genel Yayın Yönetmeni Çiğdem Aydın'ın köşe yazısı...

Son günlerde canımızı yakan, ruh sağlığımızı bozan o kadar çok şey yaşıyoruz ki anlatmakla bitmez lakin kısaca bana göre en önemlilerini sıralamak isterim. 
Yıllardır bu ülkede bitmeyen trafik kazaları üstelik ölümlü kazalar.Hemen her gün birilerinin evine ateş düşüyor. Kimileri devleti suçluyor, kimileri yol güvenliğini dile getiriyor bir ihmaller dizisidir ki bitmek bilmeyen gözyaşı, bitmek bilmeyen isyanlarla dolu her yanımız. 
Bir şey hariç, kendimizi hiç eleştirmiyoruz. Süratli araç kullanıyoruz, cep telefonumuz aracı kullanırken vücudumuzun uzvu gibi hareket ediyoruz, kırmızı ışıkta durmuyoruz, alkollü araç kullanıyoruz, trafik levhaları uyarıcı değil de yol dekoruymuş gibi davranıyoruz, küçücük çocukları ısrarla ön koltukta oturtuyoruz hatta daha da ileri gidip onları kucağımızda ön koltukta tutuyoruz, kavşaklarda durmuyor, yayalara ve motosikletlilere asla saygı göstermiyoruz, bisikletli birini görmek dahi istemiyoruz. Kimse kusura bakmasın ama her 10 sürücüden en az dördü bu yazdıklarımı yapıyor kısacası biz kural tanımaz sürücüleriz. Durum böyle olunca da kazalar hatta ölümlü kazalar kaçınılmaz kaderimiz oluyor. 
Evet devletimizin ihmali vardır, evet kurumlarımız da karayolları konusunda çok sorumlu değiller ama  durum böyledir diye hepimiz yollarda ölmek zorunda değiliz. Eğer devlet veya ilgili kurumların bizi bu konuda koruma kabiliyetleri zayıfsa bizim hem kendimizi hem de etrafımızdakileri korumamız gerekir.
 Bir diğer rahatsız edici unsursa ülkeden daha önce ihraç edilmiş olan kişilerin deporte kararlarının bozularak yeniden ülkeye girişlerinin sağlanmasıdır kanaatimce. Buna ek olarak giriş yasağı bulunan bazı kişilerin girişlerinin sağlanması da var tabi ki. 
Peki bunu kim yapar? Bakanlar Kurulu yapar ve yaptı da. 
Deporte etmek, ilgili güvenlik birimi tarafından ülkeden sınır dışı edilmek demektir. Vizeniz bittiyse ya da bulunduğun yurt dışı destinasyonunda yasalara karşı geldiyseniz deporte edilebilirsiniz. Yani Polis kişi veya kişileri yasalarımıza göre suç işledikleri için önce gözaltına alıyor, mahkemede tutuklama emri alıyor mahkemeye çıkarıyor yargıç dinliyor karar alıyor. Onca dosya işlemi, ifadeler ,soruşturmalar oluyor ve karar Deporte. Tüm bunlar olduktan sonra aniden bir gün siyasi irade karar veriyor sanki hiç bir şey olmamış gibi Deporte’larını Bakanlar Kurulu Kararı ile kaldırıyor. 
Bu sırada ne mahkeme, ne yargıç,ne savcı, ne polis yokmuş ve kararlar alınmamış, suçlar işlenmemiş gibi siyasi irade kendini hem polis hem yargıç, hem savcı yerine koyuyor sonra da polisin motivasyonunun yerinde olmasını istiyor. 
O zaman ne gerek var polis koştursun, dosya yapsın, tahkikat yapsın, kaçak yakalasın, hırsız yada katil yakalasın. Nasıl olsa siz bütün bunlar olmamış gibi siyasi bir kararla bir saatte halledersiniz. 
Kamuoyunun vicdanını yaralayan bu kararlarınızda süratle vazgeçmenizi arz ederiz. 
Ülkede organize suçlar meydana geliyor, organize suç yasası çıkarın, ülkeye yasal olmayan yollardan silahlar sokuluyor suikast yapılıyor teknik takip sisteminizi güçlendirin, ülke uyuşturucu madde doldu her yanımızdan uyuşturucular çıkıyor tacirlerin hedef kitlesi ortaokul çağındaki çocuklara kadar geriledi bunlar için önlemler caydırıcı yasalar ve polisin elini güçlendirecek yasal düzenlemeler yapın. 
Ülkede gençlik de elden giderken, toplanıp zaten bu ülkede olmayı hakketmeyen insanların deperte kararlarını bozmayın. Devleti de bu kara parçasında yaşam süren her canlıyı da kanunlar çerçevesinde korumak yükümlülüğünüzdür. Ama siz aldığınız bu gereksiz kararla neyi amaçlıyorsunuz gerçekten merak ediyorum. Aile bütünlüğü bozulmasın diye ihraç kararını bozduk demeyin sakın. Kişinin aile birliğini korumak kendi görevidir yani ülkedeki kanunlara saygısı olmalı ve ona göre bu ülkede yaşam sürmelidir. Aksi halde aile bütünlüğü zaten işlediği suçla kendisi bozmuştur yani Bakanlar Kurulu “aile ve sosyal politikalar” bakanlığı gibi davranamaz. Toplumun bütünün huzur ve güven içerisinde yaşaması sadece polisin ve askerin sorumluluğunda değildir bir kez daha hatırlatma gereği duydum tüm saygımla…..