Bir büyüğüm hep derdi, başkasının önündeki çöpü eleştireceğine önce burnun dibindeki merteğe bak diye. 
Biz ne yazık ki,hep başkalarının çöpünü gören bir toplum olduk. 
Hemen her konuda eleştirecek sözümüz de gözümüz de var ama kendimize bakacak aynamız yok. 
İthal et konusunda eleştiri çok hayvancı memnun değilmiş, GETİRMEYİN, OLMAZ. 
Neden olmaz? 
Kontrolsüz bazı sınırlardan Güneyden Kuzeye kaçak et furyası devam ederken eylem uyarısı, önlem uyarısı yok ama ithal et konusunda var. 
Alabilenlerin alıp ne yediği belli değil ülkede kafasına takan yok ama ithal et getirilmesine verilen izni takan çok. 
Orta ve Dar gelirli etin kıymanın nasıl bir tadı olduğunu unuttu adına serbest piyasa dediler bu insanlar için ses veren yok ama ithal ete var. 
Ülkenin en büyük sorunu bu. Önümüzdeki mertekleri göremez olduk. 
Her şeye tepki her konuya HAYIR her tarafımız dökülür ama biz göremez olduk. 
Bugün kasaplık yapanların yüzde kaçı aynı zamanda hayvancılık da yapıyor? 
Tarım bakanlığından açıklama bekliyorum. Ülkede kaç hayvancı aynı zamanda kasaptır. 
Doğrudan destekler kaç paraya ulaştı? Bunların bir sonu yok mu mesela? 
Güney Kıbrıs’tan kaçak olarak KKTC’ye sokulan etlerin sağlıklı mı değil mi, yakalananlar tamam da yakalanmadan millete yutturdukları ne olacak? Kimseyi rahatsız etmedi mesela bu durum. Hayvancısı kasabı sessiz. 
Ama sağlık kontrolünden geçecek ve kayıt altında olacak olan ithal et için kavga etmeye hazır iki kardeş sektör yanında, Dursun Oğuzu dövmeye hazır bir muhalefet var. Ne ala ne güzel memleket. 
Avrupalı olmak isteyen muhalif kardeşler Avrupa’da ithal et yok mu? 
Yahu memleketin her tarafı İthal. İlaçlarımız ithal, hastalıklarımız ithal, inşaat malzemelerimiz ithal, meyveler , sebzeler ithal, üniversite öğrencileri hocaları ithal, uzman hekimlerin bir çoğu ithal, sağlıkta kullanılan tıbbi cihazların ithal, sahi ne oldu 13 Mayıs 2020 de İspanya’dan Türkiye aracılığı ile KKTC’ye getirilen 708 koyun, 55 koç toplam 763 ithal hayvanlar ne oldu? Onlar da ithal, bir devletin Havaalanını yapması için teslim ettiğimiz şirket de İTHAL, ülkemizde binlerce öğrenci eğiten bazı kolejler de ithal, eğitim veren bir çok öğretmen de ithal. 
Ve bu ithal listesini inanın sayfalarca uzatabilirim ama bazıları yine anlamak istemeyecektir o yüzden çok da uzatmak istemem. 
Uzun lafın kısası varsın “serbest piyasamıza” fakir fukara da yiyebilecekse “ithal et” de girsin… 
Hala mertekleri değil de dışardaki çöpü görüp üretmeyen konuların özünden uzak boş tartışmalarla kısacık ömrünüzü tüketmekte kararlıysanız size hayırlı günler dilerim.