Davos’ta, Kıbrıs’taki liderlerin BM Genel Sekreteri Ban Ki Moon önünde ortaya koydukları karşılıklı anlayış çerçevesinde, kapalı Maraş bölgesi ile bugünkü ara bölgenin, olası bir referandumun onaylanmasının hemen ertesinde, Kıbrıslı Türklerin derhal ülkenin yönetimine dahil edilmesi karşılığında Kıbrıs Rum tarafına geçeceği ileri sürüldü.

Politis gazetesi “Davos’ta Ban Önünde Karşılıklı Anlayış-Ara Bölge ve Maraş’ın İadesi” başlıklı manşetten ve “Çözümle Birlikte Maraş ve Ara Bölge Canlanıyor” başlıklı iç sayfadaki haberinde, Davos’ta, BM Genel Sekreteri Ban Ki Moon’a liderler tarafından ortaya konulan karşılıklı anlayışa göre, Kıbrıs Rum tarafının, olası bir referandumun onaylanmasının ertesi gününde, Kıbrıslı Türklerin derhal ülkenin yönetimine dahil edilmesine karşılık olarak, ara bölge ve kapalı Maraş bölgesini alacağını iddia etti.

Gazete, bir çeşit prosedüre ve çözümün uygulanmasına ilişkin geçiş dönemine yönelik bir anlaşma olduğunu ancak işin özünde, özellikle Kıbrıslı Rumlar için, bir çözüm planının onaylanması için teşviki teşkil ettiğini savundu.

Gazete elde ettiği bilgilere atıfta bulunarak, Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis’in, Kıbrıslı Rumlara, referandumda onaylayacakları bir anlaşmayla kazanca sahip olacakları ve beklemeye gerek olmayacakları sözünü vermek istediğini bunu da başardığının görüldüğünü belirtti.

Kapalı Maraş bölgesi ile bugünkü ara bölgenin “kolay” toprak düzenlemeleri olduğunu, diğer yandan da mülkiyet açısından öneme sahip olduğunu belirten gazete, bu bölgelerin iadesinin, çözümün uygulanmasına dair  zaman takvimine bağlı olmadığını, bunların ilk günden Kıbrıs Rum tarafında katılmasıyla, Maraş’tan 30 bin göçmenin ve ara bölgedeki köylere ve topraklara da 10 bin göçmenin geri döneceğini iddia etti.

Gazete aynı haberinde ayrıca Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı ve Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis’in, müzakerelerdeki ilerlemeyi ve nerelerde uzlaşı nerelerde zorluklar bulunduğunu aynı şekilde değerlendirdiğini belirtti.

“AKINCI, GÜZELYURT’UN İADESİNE KARŞI ÇIKIYOR”

Sürece ilişkin anlaşmazlığın bulunmadığını, belirten gazete müzakerelerin bu aşamasındaki tek anlaşmazlığın, Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’nın toprak konusunun, garantilerle birlikte en son görüşülmesi gerektiği şeklindeki düşüncesi olduğunu yazdı.

Gazete Kıbrıs Rum tarafının, Kıbrıs Türk tarafının-daimi istisnalar talep etmeksizin toprak ve nüfus çoğunluğundan bahsedebilmesi için,  mümkün olduğu kadar toprağın iadesiyle, mülkiyet konusundaki görüşmenin kolaylaştırılması amacıyla haritaların açılmasını tercih ettiğini belirtti.

Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’nın, Güzelyurt’un iadesine karşı çıktığını, bunun da müzakere konumu olarak addedilebileceğini belirten gazete, Anastasiadis’in, bölgenin iadesine ilişkin olarak dile getirdiği kesinliğin de müzakere konumu olarak addedilmesinin mümkün olduğunu yazdı.

“ANASTASİADİS’TEN HESAPLARIN TEMİZLENMESİ” 

Kathimerini gazetesi yukarıdaki başlıkla verdiği haberinde Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis’in, Davos’ta, Kıbrıs sorununa ilişkin “kırmızı çizgilerini” ortaya koymakla birlikte, müzakerelerdeki gerçek duruma ilişkin manzara ile Türkiye’ye atıfta bulunarak çözüm için yerine getirilmesi gereken önkoşulları ortaya koyduğunu yazdı.

Anastasiadis’in, Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’nın da Davos’ta hazır bulunmasından ve orada gerçekleştirdiği temaslardan yararlanarak, gözlerin, çözüme ve çözümsüzlüğe ilişkin tek sorumlu olarak Ankara’ya çevrilmesini arzu ettiğini yazan gazete, Anastasiadis’in, BM Genel Sekreteri Ban Ki Moon, BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Özel Danışmanı Espen Barth Eide ve Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı ile yapılan ortak görüşmede, hazırlamış olduğu dört sayfalık metni okuduğunu, görüş birliklerini, ayrılıklarını ve zorlukları tasvir ettiğini belirtti.

Habere göre Anastasiadis, Davos çerçevesinde kırmızı çizgilerini de ortaya koyarken bunlar arasında; “Garantilerin kaldırılması BM Güvenlik Konseyi ve AB çerçevesinde bir güvenlik sistemi bulunması, Kıbrıs Rum idaresindeki 100 bin göçmenin geri dönüşünü teminat altına alacak toprak düzenlemelerinin yapılması, TC kökenli vatandaşlar konusunun düzenlenmesi, Türk askerinin vaktinde çekilmesi” gibi konular bulunuyor.

“KIBRIS SORUNUNDA VE ENERJİ KONUSUNDA GELİŞMELER”

Fileleftheros gazetesi bu dönemde, Kıbrıs sorunu ve enerji konusunda olmak üzere, iki önemli alanda önemli gelişmelerin olacağını yazdı.

Kıbrıs sorununa ilişkin olarak, Davos’taki liderler ile Ban arasındaki ortak görüşmenin ardından, Lefkoşa’daki görüşmelerin yoğun bir şekilde sürmesinin beklendiğini yazan gazete Mart ayında gerçekleştirilebileceği öne sürülen referandum ve anlaşmaya ilişkin gayri resmi zaman takviminin aşıldığını ve bunun Güney’de Mayıs ayında yapılacak seçimlerin sonrasına taşındığını belirtti.

Gazete amacın, gelecek aylarda dikenli konularda mesafe kat edilmesi ve henüz açılmayan başlıkların görüşülmesi olduğunu yazdı.

Gazete aynı haberde enerji konusunda da gelişmelerin yaşanacağından bahsetti.

DİL KONUSUNA İLİŞKİN AB İLE ÖN TEMASLAR

Fileleftheros gazetesi aynı haberinin içerisinde, yukarıdaki alt başlığıyla yer alan bir başka haberinde, Türkçe dilinin AB’nin resmi dili olmasına ilişkin Brüksel ile hazırlık temaslarının başladığını yazdı.

Gazete konunun, Brüksel’de bazı aşamalarda ele alındığını bununla birlikte Rum Yönetimi’nin, konunun Başsavcılık tarafından incelenmesi nedeniyle, resmi talebini sunmadığını da belirtti.

Gazete elde ettiği bilgilere atıfta bulunarak iki müzakerecinin, Özdil Nami ve Andreas Mavroyannis’in bu amaç için Şubat ayında Brüksel’e gideceğini de ileri sürdü.

HRİSTODULİDİS

Simerini gazetesine göre Rum Hükümet Sözcüsü Nikos Hristodulidis, bir radyo kanalına yaptığı açıklamada Davos’taki ortak görüşme sırasında, Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’nın garantiler, güvenlik ve toprak konusunda anlaşmazlığının kaydedildiğini savundu.

Hristodulidis, Anastasiadis’in Rum tarafının tezlerini sunmasının ardından Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’nın uzlaşmazlığını dile getirerek “Garantiler, güvenlik ve toprak” konusunun sürecin sonunda Kıbrıs dışındaki bir süreçte görüşülmesi gerektiği şeklindeki düşüncesini dile getirdiğini ifade etti.

Kıbrıs Rum tarafının bu konuda aynı fikirde olmadığını belirten Hristodulidis, “Tüm konuların ele alındığını, ilerleme bulunduğunu aynı şeyin toprak konusunda da olması gerektiğini, toprak konusundaki diyaloğun da başladığını” savundu.

Hristodulidis sözlerinin devamında köy isimlerine veya takasa henüz değinilmediğini belirterek, Rum tarafının bu konunun çözümlenmesini düzenleyecek kriterleri (gazete “iki basamaklı sayı kriterleri” şeklinde verdi)  sunduğunu belirtti.

Kıbrıs sorununun olası çözümünün ekonomik açıdan desteklenmesi için Davos’ta herhangi bir taahhüdün ortaya çıkıp çıkmadığı şeklindeki soru üzerine Hristoduludis, özlü bir şeyin ortaya çıkmadığını ifade etti.