Rum yönetiminin, BM Genel Sekreteri’nin Ada’da görev yapan Barış Gücü ile ilgili dün BM Güvenlik Konseyi’ne sunulan rapor taslağının içeriği nedeniyle yazılı nota gönderdiği BM’yi protesto ettiği haber verildi.

Fileleftheros rapor taslağında, özellikle de Türkiye’nin, Solia bölgesindeki yangının söndürülmesi için yaptığı yardım teklifi konusunda “işbirliği için kaçırılan fırsat” nitelemesinde bulunulmasının Rum yönetimi için “bardağı taşıran son damla olduğa” dikkat çekti.

Haberi “BM’ye Sert Mektup… Lefkoşa BM Barış Gücü’yle İlgili Rapordan Rahatsız, Yazılı Nota Verdi” başlığıyla manşete çeken gazete, Rum yönetiminin BM’deki daimi temsilcisi Büyükelçi Nikos Emiliu’nun rapor taslağı sunulur sunulmaz protesto mektubu (yazılı nota) ilettiğine işaret etti.

“BARDAĞI TAŞIRAN SON DAMLA”

Habere göre Trodos dağlarının Solia mevkiinde çıkan ve günlerce devam eden yangının söndürülmesi için Türkiye’nin yaptığı yardım teklifine yer verilen taslakta, yardımın kabul edilmemesinin, “işbirliği için kaçırılan fırsat” diye nitelenmesi Rum yönetimi açısından “bardağı taşıran son damla” oldu.

Emiliu mektubunda “mesele ne müzakerelerle ilgilidir ne de iki toplumludur. Mesele, bir yangının devletimiz tarafından yönetilmesi meselesidir. Yangın birkaç hafta önce çıktı ve BM, Ankara’nın ve işgal bölgelerindeki adamı Mustafa Akıncı’nın taktik hareketlerini rapora alelacele sonradan ekledi” ifadesine yer verdi.

Nikos Emiliu’nun, BM’nin, kayıplar konusunda da BM’nin Türkiye’yi koruma çabası görüldüğü de iddia ettiğini belirten gazete, Türkiye’nin Rum ve Yunan kayıpların akıbeti konusunda “askeri arşivlerinden bilgi vermediği ve toplu mezar yerlerini göstermediği” öne sürüldü. Rapor taslağında, Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı ve Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis’in Kayıp Şahıslar Komitesi laboratuarına yaptığı ziyaretle bilgi verilmesi çağrılarına çok genel ölçekte yer verildiğini de savundu.

Habere göre Rum yönetimi “raporun yazılmasına katkı koyan BM yetkililerinin Türkiye’yi rahatsız edecek her ifadeden kaçındığına” inanıyor ve raporda “düzeltmeler yapılmasını istiyor.” Rum yönetimi taslak raporun ana sorumlusunun, BM Genel Sekreteri’nin yeni Kıbrıs Özel Temsilcisi Elizabeth Spehar olduğuna inanıyor.

“KIBRIS CUMHURİYETİ’Nİ DÜŞÜRECEK HERHANGİ BİR FAALİYETİ KAÇIRILMIŞ FIRSAT GÖRMÜYORUM”

Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis rapor taslağından duyduğu rahatsızlığı hem yazılı açıklamasında hem de Limasol’a bağlı Handria köyünde düzenlenen anma törenindeki konuşmasında “Kıbrıs Cumhuriyeti’ni düşürecek herhangi bir faaliyeti’ kaçırılmış fırsat görmüyorum. Nihai raporda olguların olması gerektiği gibi düzeltileceğini umuyorum” vurgusuyla dile getirdi.

“İşbirliği ortamı içerisinde zorlukları aşmaya çalışıyoruz” diyen Anastasiadis raporun yazarlarını da şu sözlerle eleştirdi:

“Zorlukların öne çıkarılması bu çabamızı zorlaştırır. Bütün olguların yazılması için Genel Sekreter tam bilgilendirilmesi gerekir. Kıbrıs Rum tarafının özellikle iyi ortam yaratılması için harcadığı bütün çabalara; aldığı tek yanlı güven yaratıcı önlemlere, AB’ye yaptığı Türkçe’nin Avrupa’nın resmi dilleri arasına girmesi önerisine yer verilmeliydi.

“GENEL SEKRETER’İ BİLGİLENDİRENLER VEYA ÇÖZÜMDE ROL İSTEYENLER ÇOK DİKKATLİ OLMALI”

Kıbrıs Cumhuriyeti’nin düşürülmesi veya yasadışı rejimin yükseltilmesi maksadıyla yapılmış herhangi bir hareketi kaçırılmış fırsat görmüyorum.

Öteki taraftan etkilenmiş veya etkilenmemiş addedilebilecek konular olduğunu düşünmüyorum ancak genelde Genel Sekreter’in raporu söz konusu olduğunda sadece ilerlemeye ve var olan zorluklara yer verilmemeli, olgular objektif yazılmalı.

Genel Sekreter’in taraflardan biri veya diğerini taraflı değerlendirdiği görüntüsü yaratılırsa sadece müzakerelerin ortamı zehirlenir. Genel Sekreter’i bilgilendirenler veya Kıbrıs sorununun çözümünde rol oynamak isteyenler çok dikkatli olmalıdır.

Bu dönemde karşılıklı anlayışlar olan alanları netleştirmeye çalışıyoruz ki bunları yakınlaşmalara dönüştürebilelim.  Söylemem gerekir ki hiç de kolay bir iş değil. Ancak bunu baştan biliyorduk ve çabamıza bağlılığımızı sürdürüyoruz. Siyasi liderlik olarak devam eden müzakereler çerçevesindeki stratejik hedeflerimizi de belirledik. Evrensel hakları ve Avrupa ilkelerini hiyerarşinin üst sırasına koyarak bütün nitelikleri adım adım yerleştiriyoruz. Kıbrıs devletinin tek bir egemenliği, tek bir uluslararası kimliği ve tek bir vatandaşlığı olmalı.”

ELAM: “KENDİ VATANIMIZDA NE YAPACAĞIMIZI BİZE BAN SÖYLEYEMEZ”

Gazete, Kıbrıs’ta görev yapan Barış Gücü ile ilgili rapor taslağını yazılı açıklamayla eleştiren “Ulusal Halk Cephesi”nin (ELAM) “Kendi vatanımızda ne yapacağımızı bize kimse söyleyemez, Ban Ki-moon da söyleyemez.

Kıbrıs’a ve Türkiye’ye bu kadar ilgi gösteriyorsa, önce kendi evine baksın ve BM’nin işgalden, askerlerin çekilmesinden ve göçmenlerin evlerine dönmesinden söz eden kararlarını uygulasın” iddiasında bulunduğunu yazdı.

Habere göre bunların, Rum yönetimini bütün uluslararası mercilere “yanlış bilgi vermesinden, milli davasını doğru zemine oturtmadaki ve kendilerine ait olanı talep etmedeki acizliğinden” kaynaklandığına işaret eden ELAM, Rum yönetiminin bu konuyu ciddiyetle düşünmesi gerektiği görüşünü ortaya koydu.

“KRİZ TEKNİK KOMİTESİ’NİN İŞLETİLMESİYLE İLGİLİ GÖRÜŞÜM NİHAİ RAPORDAN SONRA”

Alithia haberi “Kaçırılmış Fırsat Değil… Başkan Anastasiadis UNFICYP Raporundaki, Yangınlar Konusunda İşbirliğiyle İlgili İfadeler Nedeniyle BM Genel Sekreteri’ni Bilgilendiren Herkesi Dikkatli Olmaya Çağırdı” başlığıyla aktardı.

Gazete, Anastasiadis’in konuyla ilgili dünkü açıklamasına yer verdiği haberinde, Anastasiadis’in taslak rapordaki Kriz Teknik Komitesi’nin işletilmesi gerektiği ifadesiyle ilgili olarak “bu konuda kapsamlı görüş belirtme hakkımı BM Genel Sekreteri’nin resmi raporu sonrasına saklamak istiyorum” dediğini yazdı.

Aynı gazete Anastasiadis’in Handria’da yaptığı konuşmada “işgal askerlerinden, bölücü dikenli tellerden kurtulmuş bir vatan için diyalogdan başka yol yoktur. Halkın kazançlı çıkacağına inandığım tek reçete budur” dediğini yazdı.

KIBRISLI TÜRKLERE…

Habere göre Kıbrıslı Türklere de seslenen Anastasiadis, “Bugün, Kıbrıs sorununun çözümü için girdiğimiz diyalogda geçmişin yaralarını kapatmak istiyoruz. Bugün önümüzde bir fırsat var” dedi, özetle şunları ekledi:

“Başka bir fırsat olmayacak iddiasında değiliz ancak başka bir fırsatın hangi şartlarda olacağından kimse emin olamaz. En azından şu anda yakınlaşmalar, harcanmakta olan çabalar aracılığıyla, AB’nin de müdahil olmasıyla, müktesebatın uygulanmasıyla insan haklarını koruyabilmeyi, ülkemizin birliğini koruyabilmeyi, Kıbrıs’ın bütün hükümranlık alanında serbest dolaşımı, serbest yerleşimi, serbest mülk edinmeyi ve çalışmayı umabiliriz.”

Simerini haberi “Yangınlar Ateşler Yaktı… Anastasiadis’ten BM Genel Sekreteri’ne Türkiye’nin Teklif Ettiği Yardım Konusunda Cevap: Düşürmek Kaybedilmiş Fırsat Değildi… BM’ye Yaptığı Bilgilendirme Nedeniyle Eide’ye de Dolaylı Eleştiri” başlık ve spotlarıyla manşetten aktardı.

“BEKLENTİMİZ, BU ÜLKEDE DAHA AZ VEYA DAHA FAZLA AVRUPA TOPRAĞI OLAN YERLER OLMAMASI”

Gazete Anastasiadis’in dün “Karava” (Alsancak) kökenli ölüler için dikilen anıtın açılışında sözde “Girne Kaymakam vekili” Andreas Lukas tarafından okunan konuşmasında “Çözüm çabalarında ilerleme gözlemleniyor olsa bile halen sorunlar var ve yolumuz uzun” dediğini yazdı.

Habere göre Anastasiadis “Bu ülkede daha çok veya daha az Avrupa toprağı olan yerler olmayacak ve Avrupa müktesebatının, Katılım Sözleşmesi’nde öngörüldüğü gibi, Ada’nın tamamında uygulanacağı bir çözüm beklentisindeyiz” ifadesini de kullandı. 

Politis haberini “Hükümet Ban Ki-moon’un Raporunu Değerlendiriyor… Başkanlık Rahatsız… N. Anastasiadsi BM Genel Sekreteri’nin Trodos Yangınıyla İlgili İfadesini Yorumlarken ‘Bütün Olguların Kaydedilmesi İçin Genel Sekreter’in Tam Bilgilendirilmesi Gerek’ Dedi” başlık ve spotlarıyla aktardı.

Haravgi de “Çözüm İçin Diyalogdan Başka Yol Yok” başlığını attı.