Rum Yönetimi Sözcüsü Nikos Hristodulidis garantiler konusunda Kıbrıs Türk ve Rum tarafları arasındaki anlaşmazlığı kast ederek “üzerine köprü kurulamayacak hiçbir şey yok” dedi.

Politis Hristodulidis’in Politis 107.6 isimli radyoya yaptığı açıklamada Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı ve Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis’in Perşembe günkü görüşmelerinde “önümüzdeki aylarda garantiler de dahil, havadaki bütün konuların görüşülmesi kararı aldığına” işaret ettiğini yazdı.

“KONFERANSTAN ÖNCE LİDERLER BİR FORMÜL ÜZERİNDE UZLAŞIRSA….”

Habere göre Hristodulidis garantilere değinirken “Kıbrıs Rum tarafı, garantörlerin de katılacağı uluslararası konferanstan önce liderler güvenlikle ilgili konularda müzakere çerçevesi içerisinde bir formül üzerinde uzlaşmasının çok olumlu olacağına inanıyor” dedi.

Bugün 1960’takine benzer garantilere yer olmadığının herkesçe kabul gördüğünü savunan Hristodulidis “çözümün maddeleri, (çözümün) güvenlik supapları olabilir.  Garantiler, çözülmesi zor konu değildir. Keza liderler, Perşembe günkü görüşmelerinde bu konuda da görüş alış verişinde bulundular” ifadesini kullandı.

“DİĞER KONULARIN GÖRÜŞÜLMESİ MÜLKİYETE DE YARDIMCI OLABİLİR”

Hristodulidis mülkiyet konusunda ilerleme kaydedilmiş olmasına karşın zorluklar bulunduğunu, bunun da beklenen bir şey olduğunu belirterek, mülkiyet dışındaki konuların da masaya getirilmesinin, bu konuda (mülkiyet) çakılıp kalan çabayı harekete geçirmek maksadını taşıdığını belirtti.

Hristodulidis’e önceliğin mal sahibinde mi yoksa kullanıcıda mı olacağı konusunda anlaşmazlık varken mülkiyette nasıl ilerleme kaydedileceği sorulduğunda ise “diğer konuların görüşülmesi mülkiyete de yardımcı olabilir.

Başka konular görüşülürken, müzakere masasında kullanılan endişelere cevap verilebilir” dedi.

“KONFERANSA EŞİT ZEMİNDE Mİ KATILINACAK, NETLEŞSİN”

Gazete Hristodulidis’in önceki gece MEGA TV’de yaptığı, garantiler konusunda çok taraflı konferans ihtimaliyle ilgili açıklamasına EDEK’ten tepki geldiğine dikkat çekti.

Habere göre EDEK, “çok taraflı olsun ya da olmasın, herhangi bir konferans, sadece tanınmış devlet ve hükümetlerin katılacağı şartıyla olabilir. Hükümet, konferansa Kıbrıs Cumhuriyeti ve sahte devlet eşit zeminde mi katılacak, netleştirsin” iddiasında bulundu.

“TEK BAŞINA MÜLKİYET, DİĞER MESELELERE DE DOKUNAN EN ZOR KONULARDAN BİRİDİR”

Simerini “Garanti, Avrupai Sıfatımızdır… Akıncı-Anastasiadis Umutsuzca, Yapıştıkları Mülkiyetten Kurtulmaya Çalışıyor” başlıklı haberinde Hristodulidis’in dün RİK’e yaptığı açıklamayı aktardı.

Habere göre  “mülkiyete yapışıp kalmadık. Tek başına bu konu, Kıbrıs sorununun diğer meselelerine de dokunan en zor konulardan biridir” diyen Hristodulidis liderlerin, bütün prosedürün ilerleyebilmesi için nerelerde yakınlaşma nerelerde anlaşmazlık olduğunu görmek maksadıyla başlıkların bütün yönlerini görüşmeye karar verdiklerini hatırlattı. Prosedürün tamamının ne kadar süreceğini kimsenin tahmin edemeyeceğine işaret eden Sözcü, süreyi masadan çıkacak sonuçların belirleyeceğini kaydetti.

“MASADAKİ BİR MİKTAR KONUDA TÜRKİYE’NİN AKINCI’YA ÇOK SOMUT DESTEK VERMESİ GEREKİR”

Hristodulidis Davos’a, Kıbrıs müzakereleriyle veya müzakere masasında görüşülenlerle ilgili somut bir şey olmasının beklenmediğine işaret ederek “bilmemiz gereken, önümüzde Kıbrıs aidiyetli bir prosedür olduğudur” dedi.

Prosedürün ilerleyebilmesi için, masada görüşülmekte olan önemli konularda Türkiye’nin Akıncı’ya  çok somut faaliyetlerle destek vermesi gerektiğini söyleyen Hristodulidis “Örneğin, güvenlik ve garantiler, Türk askeri, müzakere masasında görüşülen diğer  bazı yönlerde kararı Türkiye’nin vereceğine kuşku yoktur” dedi.

“GARANTİ, ÇÖZÜMÜN MADDELERİ VE UYGULANMA MEKANİZMASI OLACAK”

Anastasiadis’in kısa süre önce Güney’i ziyaret eden yabancı yetkililerle temasları dikkate alındığında Rum tarafının,  garantilerin çözülmesi zor bir konu olmadığı kanaatinde olduğunu söyleyen Hristodulidis “Muhataplarımızdan hiçbiri, AB üyesi bir devlet için askeri garantiler konusunu gündeme getirmedi. Garanti, çözümün maddeleri ve çözümün uygulanma mekanizması olacak.

Dolayısıyla, AB üyesi devlet olma sıfatımızı, Kıbrıs Cumhuriyeti’nin geleceği için en önemli garanti görüyoruz” ifadesini kullandı.

“GYÖ’LER HİÇBİR ŞEKİLDE MEŞRUİYET ÇERÇEVESİ DIŞINA ÇIKMAMALI”

KKTC’nin kısa süre önce elektriğe ihtiyaç duyması olayını da hatırlatan Hristodulidis  “anlayacağınız gibi Güven Yaratıcı Önlemler’in (GYÖ) hiçbir şekilde meşruiyet çerçevesinin dışına çıkmaması gerekir” dedi, şöyle devam etti:

“En önemlisi de –her iki liderin görüşü de BM’nin yaklaşımı da öyledir- GYÖ’lerin müzakere prosedürüne paralel,  müzakere çabası ve hedefine,  yani fiili dorumun sonlandırılmasına yardımcı olacak şekilde uygulanmalıdır. GYÖ’lerin uygulanma şeklinden en küçük bir taviz veya uygulanmasından çıkacak herhangi başka bir sonuç, olumsuz gelişme olacaktır. Genel olarak,  uygulanma hızını tatmin edici buluyoruz. Önemli adımlar atıldı, diğer bazı GYÖ’lerle ilgili çaba devam ediyor ve beklentimiz, yakında çok daha fazlasını açıklayabilecek durumda olmaktır.”