Vatandaşlar İttifakı Başkanı Yorgos Lillikas “Kıbrıs Cumhuriyeti’nin muhtemel tasfiyesi veya yeni ortaklık devleti kurulması için Kıbrıs Rum oluşturucu devletine dönüştürülmesi, düzeltilemez etkileri olacak korkunç, ölümcül bir yanlış olur” dedi.

Fileleftheros’un haberine göre Lillikas yukarıdaki görüşe, Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis’e gönderdiği müzakerelerle ilgili mektupta yer verdi.

“YAPICI BELİRSİZLİKLERİ YORUMLAYACAK MAHKEME YOK” 

Sözde “Kıbrıs Cumhuriyeti’nin devamının” Rumlar açısından müzakere ilkesi olması gerektiği görüşünün altını çizen Lillikas “bu kadar hayati öneme sahip bir konu ‘yapıcı belirsizliklerle’ düzenlenemez çünkü belirsizlikleri yorumlayacak bir mahkeme veya başka bir uluslararası mekanizma yoktur, bu nedenle güçlü olan kendi yorumunu fiilen dayatır” vurgusunu yaptı.

Lillikas sözde “Kıbrıs Cumhuriyeti’nin tasfiye edilmesi veya Kıbrıs Rum oluşturucu devletine dönüştürülmesi halinde uluslararası tanınmışlığın, Kıbrıs Cumhuriyeti’nin halefi addedilecek yeni devlete geçeceğini ve yeni devletin, Kıbrıs Cumhuriyeti’nin AB, BM ve diğer uluslararası örgütlerdeki yerini, Yugoslavya örneğinde olduğu gibi mülkiyeti ve mali yükümlülükleri de devralacağını” vurguladı.

“YENİ DEVLET TASFİYEYE VE KENDİ KENDİNİ DAĞITMAYA SÜRÜKLENECEK”

“Ancak çözüm anlaşmasının, ya işlevsel olmamanın devleti dağılmaya sürüklemesi veya oluşturucu devletçikten birinin ayrılması sebebiyle çökmesi halinde, uluslararası tanınmışlığa sahip olacak yeni devlet tasfiyeye ve kendi kendini dağıtmaya sürüklenecek” vurgusunu yapan Lillikas uyarılarını şöyle sürdürdü:

“BM GÜVENLİK KONSEYİ’NİN 1964’TE YAPTIĞINI YİNE YAPACAĞI KESİN DEĞİL”

“1-Bu durumda bazı muhtemel gelişmeler ortaya çıkacak. Bunlardan biri BM Güvenlik Konseyi’nin Makarios hükümetini Kıbrıs Cumhuriyeti’nin devamı ve dolayısıyla meşru olarak tanıdığı 1964’tekinin aynını yapacak. Ancak bu kesin görülmemelidir çünkü bugün olgular farklıdır ve Güvenlik Konseyi’nin benzer bir yaklaşım göstereceği kesin değildir.

KIBRIS’TAKİ İKİ DEVLETİN TANINMASI DA TANINMAMASI DA TEHLİKE

2-Uluslararası unsurun Kıbrıs’ta iki devleti tanıma tehlikesi vardır bu da kesin taksim demektir.

3-iki oluşturucu devletçiğin tanınmaması tehlikesi, Kıbrıs Helenizm’inin güvenlik ve erişimi olmadan Türkiye’nin rehinesi olacağı anlamına gelir.”

Mektubunda Rum Yönetimi Başkanı’nın, bugünkü Kıbrıs Türk liderliğinin konfederasyonu değil federasyonu kabul ettiği yönündeki teyidine de değinen Lillikas  “Bazı davranışları veya tezleri Kıbrıs Türk tarafının gerçek niyetleri açısından ciddi soru işaretleri veya kuşkular yaratıyor” ifadesini kullandı.

“TÜRK TARAFININ BAZI TEZLERİ CİDDİ SORU İŞARETLERİ VE KUŞKU YARATIYOR”

Lillikas buna örnek olarak cep telefonu şebekelerinin birleştirilmesi meselesinde Kıbrıs Türk tarafının  “Kıbrıs Cumhuriyeti”nin uluslararasında tanınmış alan kodu olan +357’yi kabul etmemesini gösterdi, şunları ekledi:

“Bunun sonucunda ya işgal bölgelerinde Türkiye’ye ait olan 090 alan kodu kabul edilmek zorunda veya +357’den kaçınmak için yabancı şirketlerin hizmetinden yararlanılması gibi alternatif çözümler aranmak zorunda.

Bu örnekten de şu iki sorular ortaya çıkıyor:

1-Kıbrıs Cumhuriyeti’nin devamı kabul ediliyorsa neden uluslararası telefon kodu kabul edilmiyor?

2-+357 kodu reddedilerek, Kıbrıs Cumhuriyeti’nin devamının kabul edilmediği ve yeni devlet kurulmasında ısrar edildiği mesajı mı veriliyor?”