Omiru, Simerini’ye verdiği geniş söyleşide, bu geri dönüşün, Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki doğalgazı “iç etmeye çalışması” dışında, sözde “Kıbrıs Cumhuriyeti”ni de işlevsiz diye nitelediği ve KKTC’nin siyasi açıdan yükseltilerek tanınmasını öngören “B planını uygulamaya koyduğu” bir döneme rastladığına dikkat çekti.

“Türkiye, Kıbrıs Cumhuriyeti’nin egemenliğine etkin ve fiili saygı göstereceğini teyit etti mi? Yoksa bu (müzakerelere dönüş) Sayın Eide’nin, Kıbrıs Cumhuriyeti ve Türkiye tarafından MEB’deki faaliyetlerin karşılıklı olarak ertelenmesi ve dondurulmasıyla ilgili malum talebine cevap mı?” diye soran Omiru özetle şunları ekledi:

“Yatıştırma politikası yeni şerlerin kaynağıdır. Müzakerelere katılımımızın askıya alınması, Kıbrıs Cumhuriyeti’nin devlet varlığının korunması ve savunulması, Kıbrıs sorununu toplumlararası sorun haline getiren prosedürden kurtulma ve bölgemizde şekillenen yeni jeostratejik, jeopolitik ve jeoekonomik olguların değerlendirilmesi önceliğine sahip yeni politika ve yeni stratejilerin başlangıç noktası olarak kullanılmalıydı.”

Yannakis Omiru Güney Kıbrıs, Yunanistan ve Mısır arasında yapılan Kahire anlaşmasının yarattığı dayanakların Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis’in Moskova’ya gerçekleştirdiği ziyaret ve İsrail ile ilişkileri nedeniyle yok olma tehlikesiyle karşı karşıya olduğu görüşünü ortaya koydu.