Haravgi gazetesinin haberine göre, Güney Kıbrıs’ı bir dizi resmi temas gerçekleştirmek için ziyaret etmekte olan Samaras, dün, Rum Yönetimi Başkanı Nikos Anastasiadis ile ortak basın toplantısı düzenledi.

Gazete, Anastasiadis ile Samaras’ın baş başa yaptıkları görüşmenin ve Samaras’ın siyasi parti liderleriyle bir araya gelmesinin ardından, Anastasiadis’in açıklama yaparak, ortak fikrin, daha fazla gerginlik çıkmasının değil, aksine, “kendilerinin çıkarmadığı gerginliğin” sona ermesi olduğunu söylediğini yazdı.

Habere göre Anastasiadis, Türk tarafına, gereksiz krizlerin kimsenin haklarını garanti altına almadığını belirtti.

Anastasiadis, “Münhasır Ekonomik Bölge’deki hidrokarbon yatakları Kıbrıs Cumhuriyeti devletine aittir. Çözümden sonra, bu yataklardan elde edilecek gelirden, Kıbrıs’ta yasal olarak ikamet eden herkes faydalanacaktır” dedi.

Anastasiadis ayrıca, enerji konusunun, özlü bir diyaloğa ivme kazandırmak ve galibi ya da mağlubu olmayacak, bununla birlikte çağdaş Avrupa devleti beklentilerine yanıt verecek bir çözüme en kısa zamanda ulaşmak için teşvik edici unsur olması gerektiğini vurguladı.

Samaras ise, Türkiye’nin tutumunu, müzakereleri yeniden başlatacak şekilde değiştirmesini umut ettiğini; bunun yanı sıra Türkiye’den, adanın yeniden birleşmesine gerçekten inandığını ve müzakere sürecinin başarısızlığa uğramasını arzu etmediğini fiili olarak göstermesini beklediklerini kaydetti.

Habere göre Samaras, Kıbrıs için “Avrupa’nın kalesi” nitelendirmesini de yaparken, bölgenin tümü için istikrarın anahtarı olduğunu söyledi.

SAMARAS RUM MECLİSİ’NDE DE KONUŞTU

Gazete devamla, Samaras’ın Rum Meclisi’ndeki özel oturumda yaptığı konuşmayı aktardı.

Habere göre Samaras, “Kıbrıs’ın, Akdeniz’deki kritik bölgede istikrarın ve güvenliğin sağlanmasını arzu eden Avrupa halkları için değerli bir mülkiyet unsuru olduğunu” söyledi, özetle şöyle devam etti:

“Kıbrıs, 1974 yılında, Yunanların milli bilinçaltında açık bir yaraydı ve bugün, bu problem hala daha çözülmüş değildir. Yine de Kıbrıs, Helenizm için güç ve gurur kaynağıdır ve şuraya özellikle dikkatinizi çekmek isterim ki, Kıbrıs, tüm Avrupa halkları için değerli bir mülkiyet unsuru haline gelmektedir.

Kıbrıs ile Yunanistan, birlikte istikrar kalesi oluşturmaktadır. Kıbrıs’ın üzerinde, diğer ülkelerden aldığımız destekle bir koruma şemsiyesi oluşturmuş bulunuyoruz. Yalnız kaldığımızda bile birlikteydik ve artık yalnız da olmadığımızdan, tezimiz güçleniyor ve rolümüz yükseliyor. Bu birliği güç ve sorumluluk olarak görmeliyiz.”.

Habere göre Samaras, hedeflerinin, bölgedeki barış ve istikrar için çalışmak, işbirliği alanları tespit etmek ve diğer ülkelere işbirliği konusunda, kendilerini takip ederek, gösterilecek ortak çabalara dahil olmaları için örnek teşkil etmek olduğunu söyledi.

EOKA’CILARDAN SAMARAS’A NİŞAN

Bu arada, Alithia gazetesi de, EOKA’cılar derneklerinin Samaras ile Meclis’te bir araya geldiklerini ve Samaras’a, “özgürlüğün altın madalyasını” taktıklarını yazdı.

EOKA’cılar dernekleri adına konuşma yapan Thasos Sofokleus, Samaras’ın adadaki ziyaretinin, “Anavatan Yunanistan’ın mücadele eden vatana olan ilgisinin açık bir şekilde altını çizdiğini” söyledi.

Haberde, Samaras’a ayrıca, “Türk tahrikleriyle” ilişkilendirilen “Dinazorlar Yeniden Geliyor” isimli bir tablo da armağan edildi.

Gazete devamla, Samaras’ın Rum Ortodoks Kilisesi Başpiskoposu II. Hrisostomos ile 45 dakikalık bir görüşme yaptığını yazdı.

Habere göre Samaras, II. Hrisostomos ile görüşmesinin ardından herhangi bir açıklamada bulunmazken, II. Hrisostomos, Samaras’a, “MEB’in devlete ait olduğunu ve buradan edinilecek geliri, Yunan veya Türk olduğundan bağımsız olarak, bu devletin tüm vatandaşlarının alacağını” söyledi.

II. Hrisostomos, Avrupa Hükümetleri’nin ve BM Güvenlik Konseyi’nin Türkiye’ye, “burada bir Kıbrıs Cumhuriyeti’nin bulunduğu ve burada iki ayrı devletin varlığının asla kabul edilmeyeceği” mesajını vermelerini istedi.